Mahkemece yapılan tasarrufun muvazaalı olması nedeniyle davanın kabulüne ve yapılan tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
yapıldığını ileri sürerek davalılar arasında satışa ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK 283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir....
Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Somut olayda; davacı , hakim ortağı bulunduğu ... San Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı ... plakalı aracı davalı ...'a satmış, satış karşılığında da 30/07/2014 keşide tarihli 32.000,00 TL bedelli çek almıştır. Söz konusu çekin karşılıksız çıkması sebebi ile alacağını tahsil edebilmek adına davalı ... aleyhine Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2014/7474 sayılı takibi başlatmış, takip kesinleşmiştir....
Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2020/26 ESAS - 2021/667 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Öncelikle muvazaa hükümleri, kabul edilmemesi halinde tasarrufun iptali hükümleri gereğince İİK.'...
Takibe dayanak ilam tasarrufun iptaline ilişkin olup, Mahkemece davanın kabulü ile Bakırköy 6.İcra Müdürlüğü'nün 2008/4312 Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer'ilerle sınırlı olduğu da gözetilerek İİK 283/2.maddesi uyarınca dava elden çıkan değere taalluk etmekle ve bedele dönüştüğünden 120.000- TL tazminatın davalı T2 tahsiline karar verilmiştir. İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası, borçlunun alacaklılarına zarar veren bazı tasarrufları, davacı alacaklı bakımından, onun alacağı ölçüsünde hükümsüz hale getirmeye yarayan bir davadır. İptal davası ayni bir dava olmadığından iptal isteminin kabul edilmesi halinde, takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olarak, takip konusu alacak ve faiz, masraf gibi eklentilerine yetecek oranda tasarrufun iptaline karar verilir ve alacaklıya dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi tanınır....
Tasarrufun iptali davalarında esas yönünden yapılan incelemede özellikle borçlu ile 3. kişi arasında yapılan tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı incelenmeli, iptal şartları mevcut ise 3. kişi ile 4. kişi arasında yapılan tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı 4. kişi durumunda olan davalının iyi niyetli olup olmadığı borçlunun durumunun bilip bilmediği incelenerek son malike kadar bu suretle iptal şartları ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Ancak mahkemece, borçludan taşınmazları ilk satın alan ve 3. kişi olan davalı ... ile aralarındaki işlemlerin İİK'nun 277 ve devamındaki maddelere göre iptale tabi olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılmadan sadece 1,5 aylık süre içerisinde taşınmazın el değiştirmesi gerekçe gösterilerek ve sadece 5. kişi olan ... yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesi isabetli olmamıştır....
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1 ). İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir....
Mahkemece Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/23 esas, 2008/23 sayılı kesinleşen kararının tasarrufun iptaline ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazlarla aynı konudaki davanın kesin hüküm niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bir davada taraflarca öne sürülen maddi olguların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak HUMK'nın 76. maddesi (HMK md. 33) gereğince hakimin doğrudan görevidir. Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre, dava niteliği itibariyle BK'nın 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığından iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....