Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e 27.04.2011 tarihinde yapılan tasarruf işleminin iptali ile cebri icranın devamına, cebri icra yoluyla satıldıktan sonra kalan bedelin davalı ...'e verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.'...

    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Görülmekte olan davanın, İİK'nın 277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davası olduğu," Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nın 277 md) bulunması, davanın iptali istenen tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

    O halde mahkemece yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu kabul edilerek taraf delilleri toplanmalı ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmiş olması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12.5.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece de gerekçede davanın İİK 277 ve devamına ilişkin dava olduğu kabul edilmiş ancak çelişkili bir şekilde davayı TMK 617. Maddeden hak düşürücü süre yönünden redetmiştir. Dava İİK 277 maddesine dayalı açıldığı kabul edilmesine rağmen çelişkili bir şekilde davanın TMK 617. Maddesinden reddi doğru bulunmamıştır. 2- Dava İİK 277 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptali davası olmakla T3 mirasını davalı borçlu redetmekle bu redle diğer mirasçılar lehine işlem yapılmış olduğundan T3'nun davalı dışındaki diğer mirasçılarınında davaya zorunlu dava arkadaşı olarak dahil edilmesinden sonra hüküm tesis edilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulmuş olması doğru değildir. 3- Ayrıca İİK 277 ve devamı maddeleri gereği bu davada alınacak harç davacı alacaklının icra takip çıkışındaki takip miktarı ile iptali istenen tasarrufların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi daha az ise o miktar üzerinden belirlenir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) Taraflar arasındaki uyuşmazlık tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 13.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, davacı alacaklı o borcun doğumundan sonra, borçlu davalı ... hakkında icra takibi başlatmış; ancak, borçlu taşınmazını borcun doğumundan sonra elinden çıkarttığından takip ve hacizler sonuçsuz kalmıştır. Davacı, mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapılan bu satışın butlanına hükmedilerek cebri icra yapma yetkisi talep etmiştir. Bu durumda açılan davanın İİK. 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunun kabulü ile İİK. 278, 279 ve 280'inci maddelerinde öngörülen iptal sebeplerinin araştırlıp, bu yönde inceleme yapılması gerekir. Nitekim, davacı alacaklı dosyaya sunduğu dilekçelerde İİK.278, 279 ve 280'inci maddelerinde öngörülen iptal sebeplerinin gerçekleştiğini ileri sürerek davalı borçlu ile davalı 3. kişi arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiş ve tasarrufun iptali davası açılabilmesi için ön koşul olan aciz belgesini mahkemeye ibraz etmiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/02/2023 NUMARASI : 2023/27 Esas - 2023/34 Karar DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : DAVA :Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) İSTİNAF KARAR TARİHİ :06/07/2023 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :06/07/2023 Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu şirketten alacaklı olduklarını, borçlu hakkında Aliağa İcra Müdürlüğü 2020/4029 ve 4030 sayılı dosyaları üzerinde icra takibi yaptıklarını, alacağın tahsil edilemediğini, borçlunun adresinde hacze kabil mal bulunmadığını, borçlu şirketin kayıtlı bölüm mal varlığını aynı kişi üzerine devrettiğini, bu meyanda 18/06/2019 ile 31/04/2020 tarihleri arasında Döşemealtı/Kırkgöz Mah., Kepez/Baraj Mah., Muratpaşa/Çaybaşı Mah., Doğankaya Mah. ile Serik/Kadriye Mah. mesken vasfında toplam 11 adet taşınmazı davalılara devrettiğini, devrin muvazaalı ve mal kaçırmak için yapıldığını belirterek tasarrufların...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) Adana 5.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 13.2.2007 gün, 770-863 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 1.2.2007 gün 276-943 sayılı 17.Hukuk Dairesinin 19.6.2007 gün 1726-2146 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 15. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 15.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 27.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında, HUMK'nun 9 ve devamı maddelerinde düzenlenen yetki kuralları geçerlidir. İptal davaları aynî hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardır. Bu nedenle davanın konusu taşınmaz olsa bile, taşınmazlara ilişkin kesin yetki kurallarını düzenleyen HUMK'nun 13. maddesi hükmü bu davalarda uygulanmaz. Ayrıca davalıların icra takiplerinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olmalarının bu davada yetki itirazında bulunamayacakları anlamına gelemeyeceğine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15.60.-TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 5.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava İİK'nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında davacı alacaklı tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi gerekir. (İİK 105-143. madde) Aciz belgesi hükümden sonra ibraz edilebileceği gibi, Yargıtay temyiz incelemesi sırasında ve karar düzeltme aşamasında dahi sunulabilir. Somut olayda davacı tarafından dosyaya kesin ya da geçici aciz belgesi ibraz edilmemiştir. Mahkemece, borçlular aleyhine alınmış bir aciz belgesi bulunmadığı gerekçesi ile dava açma şartının gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de karar sonrası kesin aciz belgesi-nin dosyaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca hasıl olan yeni duruma göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekir....

                UYAP Entegrasyonu