"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptaline ilişkin davada İzmir 11. İş ve İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, prim borcundan kaynaklanan icra takibi sırasında borçlu şirket ortağı tarafından yapılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İzmir 11.İş Mahkemesince, 6183 sayılı Kanunun 24. maddesi uyarınca tasarrufun iptali davalarının genel mahkemelerde görüleceği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. İzmir 4.Asliye Hukuk Mahkemesi ise, alacağın 506 sayılı Kanundan kaynaklanması nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Şirket vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, miras hissesinin dava dışı muris babası tarafından davalılar ... ve ...’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı vekilleri davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iptali istenen tasarrufun borçlunun değil murisinin tasarrufu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Şikayetçi ... takip dosyasının tarafı olmadığı gibi, tasarrufun iptali ilâmının da takip konusu alacağın esasına ilişkin olmadığı, bu durumda alacağın esası ile ilgisi bulunmayan tasarrufun iptali ilâmından kaynaklanan ve takip dosyasına taraf olmayan şikayetçi ...'a, mevcut takip dosyasından alacağın tahsili amacıyla örnek 4-5 icra emri gönderilmesi doğru değildir. Tasarrufun iptali ilâmından kaynaklanan alacağın ayrı bir takibe konu edilmesi gerektiğinden şikayetçiye gönderilen icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı gerekçe ile icra emrinin iptaline hükmedilmesi yerinde değil ise de, sonuçta icra emrinin iptaline karar verildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....
İptal davası ayni bir dava olmadığından iptal isteminin kabul edilmesi halinde, takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olarak, takip konusu alacak ve faiz, masraf gibi eklentilerine yetecek oranda tasarrufun iptaline karar verilir ve alacaklıya dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi tanınır. İİK'nun 283/2. maddesinde; “İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nisbetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilir" hükmü yer almaktadır. Tasarrufun iptali davasının, İİK'nun 283/2. maddesi gereğince bedele dönüşmesi halinde, aynı takip dosyası üzerinden infazının istenmesi gerekmekte olup, aynı takip dosyası üzerinden 3. kişiye icra emri tebliğ edilmelidir. Somut olayda, tasarrufun iptali isteminin bedele dönüştüğü ve 236.954,65 TL'nin şikayetçilerden tahsiline karar verildiği görülmektedir....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilme koşullarından biri de Mahkemece belirlendiği gibi iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olmasıdır. Somut olayda takip konusu alacak 5.8.2012 tanzim 15.3.2013 vadeli 20.000 TL'lik bonoya dayalı olduğundan borcun doğum tarihinin senedin tanzim tarihi olan 5.8.2012 olduğunun kabulü ile davanın esasına girilerek taraf delillerinin toplanması, diğer dava koşulları yönünden ... dosyanın incelenmesi, dava koşullarının varlığı halinde de dava konusu tasarrufun İİK'nun 278,279,280.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken borcun doğumunun senedin vade tarihi olarak kabulü isabetli görülmemiştir....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesiyle, davalı borçlu ...'in alacaklısından mal kaçırmak amacıyla ... parselde kayıtlı taşınmazdaki miras hissesini 13.2.2004 tarihinde davalı kardeşi ...'e sattığını belirterek, tasarrufun iptalini dava ve talep etmiştir. Davalı ... vekili, iptali istenen tasarrufun mirasçılar arasında yapılmış miras taksim sözleşmesi olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., tebligata rağmen savunma yapmamıştır....
Somut olayda, hatalı olmakla birlikte temyiz edilmeyerek inceleme dışı bırakılarak, istihkak davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğine ve bu durum kesinleştiğine göre artık karşılık olarak açılan tasarrufun iptali davasınında konusu kalmayacağından bu dava hakkında da konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekecektir. Öte yandan davacının tasarrufun iptali istemi bağımsız olarak açılacak tasarrufun iptali davasının konusunu oluşturacak ve görevli mahkeme ise dava değerine göre Asliye Hukuk mahkemesi olacaktır....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre,19.7.2007 tarihli kredi sözleşmesinin hesap kat'inin 30.9.2009, tasarruf tarihinin ise 19.3.2009 olması nedeniyle iptali istenen tasarrufun hesap kat'inden önce yapılmış olması nedeniyle davalı borçlunun henüz doğmamış bir borçtan dolayı altıbuçuk ay önce muvazaalı bir satış gerçekleştirdiğinin düşünülmesinin mümkün olmadığı, davalı ...'in eşi olan ... tarafından davalı borçlunun ... Bankasına olan borçlarının tasarruf tarihinden önce başlanmak üzere ödendiği ve satış işleminin bu ödemeler karşılığında tamamlanmak üzere gerçekleştirildiği, taraflar kardeş ise de tasarrufun borcun doğumundan önce gerçekleşmiş olması nedeniyle iptali mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 277. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre,19.7.2007 tarihli kredi sözleşmesinin hesap kat'inin 30.9.2009, tasarruf tarihinin ise 19.3.2009 olması nedeniyle iptali istenen tasarrufun hesap kat'inden önce yapılmış olması nedeniyle davalı borçlunun henüz doğmamış bir borçtan dolayı altıbuçuk ay önce muvazaalı bir satış gerçekleştirdiğinin düşünülmesinin mümkün olmadığı, davalı ...'in eşi olan ... tarafından davalı borçlunun ... Bankasına olan borçlarının tasarruf tarihinden önce başlanmak üzere ödendiği ve satış işleminin bu ödemeler karşılığında tamamlanmak üzere gerçekleştirildiği, taraflar kardeş ise de tasarrufun borcun doğumundan önce gerçekleşmiş olması nedeniyle iptali mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 277. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/729 sayılı dosyası üzerinde açılan tasarrufun iptali davasının gerekçeli kararında da belirtildiği, bu bakımdan ........2009 tarihli ihtiyati haciz sahibi şikayetçinin, İİK'nın 100. maddesine göre, şikayet olunan ........2011 tarihli kesin haczine iştirak koşullarını taşıdığı, satış bedelinin taraflar arasında garameten paylaştırılması gerektiği gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları için geçici hukuki himaye olarak Kanun Koyucu İİK'nın 281/.... maddesi ile ihtiyati tedbir değil, iptale tabi tasarrufun konusunu oluşturan mal üzerine ihtiyati haciz konulmasını öngörmüştür. Tasarrufun iptali davalarında İİK'nun 281/.... maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşür....