Şikayet olunan vekili, tasarrufun iptaline ilişkin açtıkları davanın ve ihtiyati haciz tarihlerinin şikayetçinin açtığı davadan ve hacizden önce olduğunu, bunun aksi halinde bile müvekkilinin, tapu kaydında şikayetçinin takip tarihinden önce başlatılan ve aciz vesikasına bağlanmış bir ... takibine istinaden haciz koymuş olduğunu, bu sebeple aynı derecede hacze iştirak ettirilmesi ve paranın garameten paylaştırılması gerektiğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; tasarrufun iptali davalarında İİK'nın 281/.... maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceğinden şikayetçi ...'ın borçlu aleyhine açtığı ve ....07.2009 tarihinde kabul ile sonuçlanan ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/52 Esas sayılı tasarrufun iptali davasının karar tarihinin, şikayet olunan alacaklının açtığı, ........2009 tarihinde sonuçlanan ... .......
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı borçlu...'nin eşi ...'e boşanma protokolü ile tasarrufa konu taşınmazları devrettiğini, bu devir işleminin tarafların anlaşmalı boşanmaları sonucu mahkeme hükmüne bağlandığını açıklayarak, söz konusu tasarrufun iptalini dava etmiştir. Mahkemece, mahkeme hükümlerinin tasarrufun iptali davalarına konu edilemeyeceği düşüncesi ile dava reddedilmiştir. Mahkemenin kabul şekli yasal düzenlemenin amacına uygun düşmemektedir. İlke olarak taraflar arasında bir anlaşmazlığı hükme bağlayan ilamlara karşı tasarrufun iptali davası açılamaz. Tarafların iradelerinin uygunluğu ile bir mahkeme hükmünün elde edilmesi halinde nizalı bir yargıdan bahsedilemez. Bu gibi hallerde tarafların uygun iradesi hükmün oluşmasına yetmektedir. Alacaklısından mal kaçırmak amacında olabilen borçlu bu durumda amacına uygun bir mahkeme kararı elde edebilecektir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğundan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili davalı borçlu ...’nın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmaz hissesini 12.1.2012 tarihinde annesi davalı ...’ya sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu ... savunma yapmamıştır. Davalı ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan önce yapılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Tasarrufun iptali istemine ilişkin olarak açılan davada ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi ile ... 17. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: Dava, davalının davacıya olan borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından başlatılan takipte haczi kabil mal bulunmaması ve borçlunun davaya konu taşınmazlarını diğer davalılara devrettiği iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari ilişkiden kaynaklandığını belirtilerek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın ... İflas Kanununa göre açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tasarrufun iptali istemine ilişkin olarak açılan davada...7. Asliye Ticaret Mahkemesi ve... 13. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R - Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce,davanın İcra İflas Kanununa göre açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari ilişkiden kaynaklandığı gibi, icra takibinin dayanağınında bono olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davalının davacıya olan borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından başlatılan takipte haczi kabil mal bulunmaması ve borçlunun davaya konu taşınmazı diğer davalıya devrettiği iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Mahkemece, davanın İcra İflas Kanununa göre açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
ın bir süre kendisini oyaladığını, taşınmazı iade etmediklerini, bununla uğraşırken başka bir borcu nedeniyle icra takibi yapılarak kendisinin mal kaçırdığı gerekçesiyle tasarrufun iptali davasının açıldığını, davalı ...'un şuan tedbir var taşınmazı iade edemem, bu davayı kaybedersek taşınmazı bir daha alamazsın, dava bittikten sonra taşınmazı iade edeceğim dediğini, tasarrufun iptali davasının reddedilerek temyiz incelemesi sonucu kesinleştiğini, ancak davalının taşınmazı iade etmediğini ileri sürerek hile ile alınan taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazı satın aldığını, tadilat yaptığını, tasarrufun iptali davasının davacısı ile eldeki davanın davacısının işbirliği içeresinde olduğu gerekçesiyle tasarrufun iptali davasının reddedilerek kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, hakdüşürücü sürenin geçtiği, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine dair verilen kararın istinafı üzerine ......
İcra müdürlüğünün 2016/16947 Esas sayılı dosyasında alacağı karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul malvarlığı ile başkaca hak ve alacak bulunamadığını, borçlu adına dosyada taraflarınca haciz edilen taşınmaz bulunmuş ise de söz konusu taşınmazın kamu alacakları ve diğer alacaklarla haciz olup alacağı karşılayacak malvarlığının olmadığını ve aciz halinde bulunduğunu, davalının taşınmazını borcun doğumundan sonra devrettiğini ileri sürerek, öncelikle İİK. 277. ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptaline, olmazsa TBK. 19. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesini talep etmiştir HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, İİK.nın 277. Maddesi Uyarınca Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa TBK 19. Maddesi uyarınca Tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça öncelikle İİK.nın 277. Maddesi Uyarınca Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa TBK 19. Maddesi uyarınca Tasarrufun iptali talebinde bulunulmuştur....
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı tarafından borçlu ve 3. kişi aleyhine taşınmazın satışına yönelik olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabul ile sonuçlanıp Yargıtay 17....
Uygulamada tasarrufun iptali davalarından sonra açılan menfi tespit davalarının sırf davayı uzatma amaçlı olduğu gerekçesi ile beklenmesine gerek görülmez iken işbu davada menfi tespit davası ciddi bulunarak birleştirilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur. Bundan dolayı artık menfi tespit davasının sonucunun tasarrufun iptali davasını etkileyebileceğinin de kabulü gerekir. Somut olayda birleştirilen menfi tespit davası yazılı usule göre sürdürülecek bir dava olup tasarrufun iptali davaları ise basit yargılama usulüne tabi davalardır. Bu durumda dahi iki davanın birlikte görülme imkanı yoktur. Hal böyle olunca açıklanan hususlar nazara alınarak iki davanın tefrik edilerek menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi ve hasıl olan duruma göre bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....