Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/05/2019 NUMARASI : 2017/307ESAS - 2019/186KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni bankanın, davalılardan T8 İstanbul 34....

Tasarrufun iptali davalarında; alacaklı davacının alacağının gerçek olması, kesinleşmiş bir icra takibi bulunması, alacaklının İİK.'nın 105. veya 143. maddesi uyarınca kat’i veya geçici aciz belgesi sunması, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması dava ön şartlarındandır. Bu şartların mevcudiyeti halinde davacının hukuki sebebiyle bağlı olmaksızın İİK 278. maddesi uyarınca tasarrufun ivazsız ya da bu nitelikte bulunması, İİK 279. maddesindeki acizden dolayı butlan ve aynı yasanın 280. maddesindeki zarar verme kastından dolayı gerekli şartların olması halinde tasarrufların iptaline karar verebilecektir. 278. madde uyarıca iptal kararı verilebilmesi için; tasarrufun haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki sene içinde yapılması, 280. madde uyarınca iptal kararı verilebilmesi için de tasarruftan sonraki 5 yıl içinde borçlu aleyhine haciz ya da iflas yoluyla takipte bulunulması gerekir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "Dava, borçlunun yapmış olduğu tasarrufun iptali talebine ilişkindir. Tasarrufun iptali davası, İİK On birinci bap madde 277 ve devamında düzenlenmiş olup "Hak düşürücü müddet" başlıklı madde 284 aşağıdaki gibidir. "İptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer." Hak düşürücü süre, mahkemece resen, yargılamanın her aşamasında dikkat edilmesi gereken bir husus olup dava konusu hakkın gerçekleşmesine usuli bir engeldir. Esasen zaman aşımından farklı olarak, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen hak düşürücü sürenin dikkate alınması gerekir. Hak düşürücü sürenin bu niteliği itibariyle, hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açılan davanın dinlenmesi mümkün değildir....

Maddesine göre muvazaalı işlemin (tasarrufun) iptali istemine ilişkindir. Dava, anılan Yasanın 284. maddesine göre batıl tasarrufun gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır. Tasarruf tarihi 27/04/2016 olup, eldeki davanın tarihi 14/12/2020 olmakla dava hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. İİK 277 vd maddelerine dayalı davanın dinlenilebilmesi için öncelikle alacaklının alacağının gerçek olması, bunun için icra takibi yapılmış olması, takibin kesinleşmiş ve devam ediyor olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu olan borçtan sonra yapılmış olması, borçlunun ödemeden aciz halinde olması gerekir. Borçlunun ödemeden aciz olduğunu, kati veya geçici aciz vesikası gösterir. Ayrıca borçlunun adresinde yapılan hacizde haczi kabil mal bulunamadığına dair tutulan tutanak da geçici aciz vesikası hükmündedir....

Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/01/2021 tarih ve 2018/392 Esas sayılı ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin feri müdahil banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar arasında muvazaalı devrolunan Aydın İli, Köşk İlçesi, Çiftlik Köyü, 2090 parselde kayıtlı, 3.999,00 m2 miktarlı, "iki katlı çelik süt ürünleri işleme tesisi ve bahçesi" niteliğindeki taşınmazın TBK. 19. madde uyarınca İİK. 278, 280, 283 vd. Hükümlerinin benzetme yoluyla uygulanarak müvekkili şirket bakımından muvazaalı tasarrufun iptaline ve müvekkil şirkete dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesini, taşınmazın kötü niyetli devrini önlemek adına tapu kaydına teminatsız, takdir olunursa teminatla ihtiyati tedbir mahiyetinde devir ve temlik yasağı uygulanmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 25.06.2019 Salı günü davalı ... geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı ... aleyhine Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2014/6474 sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığını, davacının talebi ile davalı borçlunun taşınmazına 15/04/2014 tarihinde ihtiyati haciz konulduğunu, ancak taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde ihtiyati haciz şerhinin işlenmesinden dört gün önce 11/04/2014 tarihinde Ankara 10....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28.12.2022 (Ara Karar) NUMARASI : 2022/164 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı ile TBK 19.Maddeye KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması esnasında ihtiyati hacze ilişkin itirazların reddine dair ara kararına karşı davalılar T3 ile T4 T5 T6 vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

      Öyle ki dava, davacı banka tarafından davalıya kullandırılan krediler nedeniyle üzerinde ipotek tesis edilen ve daha sonra davacı bankaca borca mahsuben satın alınan taşınmazlar hakkında açılan tasarrufun iptali davası neticesinde tasarrufun iptaline karar verilmesi üzerine davacının dava dışı kişiye ödemek zorunda kaldığı bedelin tahsiline yöneliktir. Bu haliyle hukuki temeli itibariyle dava konusu takibe dayanak alacak davacının selefi olan bankanın dava dışı kişiye yaptığı ödeme tarihi ile doğmuştur. Zira alacağın dayanağı daha önce sözleşme hükümlerine göre ipotek yoluyla artık tahsil edildiğinden, bu kez ise davacı bankaca borca mahsuben satın alınan taşınmazlar hakkında açılan tasarrufun iptali davası neticesinde tasarrufun iptaline karar verilmesi üzerine davacının dava dışı kişiye ödemek zorunda kaldığı bedel yönünden davalının sebepsiz zenginleşmesi temelinde olduğu açıktır....

        Hemen belirtmek gerekir ki, muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davaları İİK'nin 284'üncü maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreye tâbi değildir. Somut uyuşmazlık, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; eldeki davanın TBK'nin 19'uncu maddesi uyarınca muvazaa hukuki olgusuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında; davacı T1 ile davalı T3 arasında İstanbul Anadolu 11'inci Aile Mahkemesinin 2020/379 (E) sayılı dosyasında görülmekte olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacak davasının bekletici sorun yapılarak, bu davada davacının alacağının bulunduğunun saptanması durumunda tarafların ileri sürdüğü kanıtlar da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre, tasarrufun iptali istemine yönelik karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir....

          Yerleşmiş yargısal uygulamalara göre vaki itirazlar sonucu duran icra takibinin devamını sağlamaya yönelik olarak açılan itirazın iptali davaları yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda tasarrufun iptali davaları için bekletici mesele olarak kabul edilmektedir. Hal böyle olunca mahkemece borçlu hakkında yapılan ilamsız takip nazara alınarak bu takibin kesinleşmesinin tasarrufun iptalinin görülebilmesinin zorunluluğu nedeni ile itirazın iptali davasının tasarrufun iptali davası için bekletici mesele yapılması, o davanın sonucuna göre tasarrufun iptali davasının delilleri değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

            UYAP Entegrasyonu