Maddeleri gereğince açılmış bir tasarrufun iptali davası olduğunun açıkça ortada olduğunu, davacının asıl niyetinin İİK 277. Madde vd....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/08/2022 NUMARASI : 2022/211 ESAS DAVA KONUSU : Muvazaaya Dayalı Tasarrufun İptali (TBK. 19. Madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan Feray'dan kredi sözleşmeleri nedeniyle alacaklı olduğunu, davalıların alacağı sonuçsuz bırakmak amacıyla aralarında muvazaalı işlem yaparak icra takibi başlattıklarını ileri sürerek davalılar arasında yapılan icra takibinde dosyaya giren paranın ödenmemesine yönelik tedbire ve ihtiyati hacze karar verilmesini, yargılama sonucunda ise tasarrufun iptaline yönelik karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/84 esas, 2021/212 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun İptali-Muvazaa (İİK 277 Ve Devamı-TBK. 19.) talebinin kabulüne karşı, davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava;Tasarrufun İptali-Muvazaa (İİK 277 Ve Devamı-TBK. 19.) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......
HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, tasarrufun İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptali, olmadığı takdirde TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/439 Esas - 2020/238 Karar sayılı 10/09/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 4- Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; a)Davacının açtığı davanın KABULÜ ile Antalya İli Serik İlçesi Kökez Mahallesi 96 ada 3 parsel numarasında tapuya kayıtlı bulunan taşınmazın 1/3 hissesinin davalı T3 tarafından diğer davalı T5'ya 15/08/2014 tarih ve 9228 yevmiye numaralı satış işlemi ile temlik edilmesine ilişkin tasarrufun Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi uyarınca davacı yönünden iptali ile davacıya alacaklısı olduğu Isparta İcra Dairesinin 2021/1960 (Kapatılan Isparta 2....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/32346 sayılı dosyası ile davalı Kazim hakkında icra takibi başlattığı, takip dayanağının 18/08/2016 tarihli senet olduğu ve takibin kesinleştiği, borçlunun dava konusu taşınmazını 07/06/2016 tarihinde diğer davalı T1 tapu kayıtlarına göre 124.500,00 TL bedelle sattığı, davacı ile davalı borçlu arasında gerçek bir borç ilişkisinin bulunduğu, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığı, aciz belgesi ile davanın ön şartlarının oluştuğunun anlaşıldığı, davalıların kayınbirader-enişte olduğu, davalılar arasında ikinci dereceden sıhri hısımlık olması nedeniyle yapılan tasarrufun İİK 278/3- 1,1 bendi kapsamında bağışlama olarak kabul edilmesi gerektiği, davalılar arasındaki akrabalık ilişkisi ve davalıların beyanları dikkate alındığında yapılan tasarrufun İİK 280. madde ve TBK 19. hükmü kapsamında muvazaalı olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmadığı gibi dava İİK.nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu halde mahkemece TBK.nun 202. maddesi uyarınca hüküm kurulmuş olması da doğru değildir. Davacı, borçlu davalı.........nin ticari işletmesini diğer davalıya devretmesi nedeniyle aralarındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir. Bu durumda mahkemece her iki davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılarak borçlu davalı tarafından diğer davalıya devredilen her hangi bir mal veya hakkın olup olmadığının araştırılması, istihkak davasına konu olan malların tasarrufun iptali davasının konusunu oluşturan mallar olup olmadığının araştırılıp irdelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır....
Hal böyle olunca doğru sonuca varılması için, mahkemece, davacı vekiline kesin ve ya geçici aciz belgesini sunması için süre verilmesi, verilen süre içerisinde sunulduğu takdirde aciz belgesinin tarihi de dikkate alınarak İİK. 277. vd. maddeleri uyarınca inceleme yapılması, sunulmadığı takdirde davacı tarafından TBK 19. maddesi uyarınca da tasarrufun iptali talep edildiğinden bu madde kapsamında inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için gerekli olan aciz vesikası şartı yönünden inceleme yapılmadan esasa ilişkin bir karar karar verilmesi ve usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın, TBK madde 19 temelinde muvazaa sebebine dayalı olarak ikame edildiğini, bu türden davalarda aciz vesikası sunma şartı aranmadığını, bir an için aciz belgesinin dava şartı olduğu düşünülse dahi, aciz belgesi yahut aciz belgesi yerine geçen haciz tutanağı yargılamanın sonuna kadar; hatta karar düzeltme aşamasında dahi sunulabilmekte olduğunu, kendilerine bu imkan tanınmadan davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, TBK'nın 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde yer alan genel muvazaa hukuksal nedenine dayanmaktadır....
Vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarda aranan 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği, davanın işbu talep bakımından zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca usul bakımından belirtmek gerekir ki; Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de, yasal süresinde cevap dilekçesinin sunulmadığı, buna istinaden ileri sürülen yetki itirazının da dinlenemeyeceği, kaldıki tasarrufun iptali davalarında her iki davalının zorunlu dava arkadaşı olması sebebiyle yetki itirazının her iki davalı tarafından da ileri sürülmesi gerektiği anlaşılmakla, neticede ileri sürülen yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Esas yönünden İİK.nun 278, 279 ve 280 hükümleri ve TBK 19....