WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin hiçbir şekilde ... ile mal varlığı finansmanı veya karşılıklı devir ilişkisi içinde bulunmadığını, diğer yandan İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasının koşullarının oluşmadığını, zira davacının davasını ikame ederken elinde kesinleşmiş bir alacak, doğmuş bir borç ve aciz vesikası mevcut olmadığını, diğer yandan tasarrufun iptali davası ile ilgili olarak hak düşürücü sürenin geçtiğini beyan ederek, davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; taşınmazların hiçbirinin ... ile ilgisi olmadığı, ... tarafından da diğer davalı ...'...

    Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Nam-ı müstear, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Tasarrufun iptali veya TBK'nun 19. maddesine göre dava yönünden ise alacaklıdan mal kaçırmak isteyen borçlunun kendi adını gizli tutarak hukuki işlemi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Bu nedenle nam-ı müstear niteliğindeki tasarruf işlemleri de tasarrufun iptali davasına konu olabilir. Ancak bu tür işlemlerde amaç, alacaklılardan mal kaçırma olduğundan, alacağın bu muvazaalı işlemin yapıldığı tarihten önce doğmuş olması şarttır....

    Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih, 2016/2431 E. ve 2016/5353 K. sayılı kararında ise " davacının davasını özellikle BK'nın 18.maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında mahkemece davanın BK.nun 18.maddesindeki (Yeni TBK'nın 19.maddesi) genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, iptal kararı verilmesi halinde İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekir." şeklinde karar verilerek TBK'nın 19. maddesi uyarınca açılan muvazaa hukuksal olgusuna dayalı tasarrufun iptali davalarında İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanacağı kabul edilmiştir....

      alacağın tahsiline yetki vermek üzere ve İ.İ.K. gereğince iptali ve dava konusu taşınmazların haciz ve satışı sağlanarak alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de; İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğunu, somut olayda davacı tarafından davalıların arasında muvazaalı olarak devredilen somut bir devir işleminin gösterilmediği, dosya kapsamında davalı borçlu tarafından davalı şirkete yapılan devir işleminin bulunmadığı, şirketin faaliyetlerini ayrı bir tüzel kişilik olarak yürüttüğü ve sahip olduğu malvarlığının şirketin tüzel kişiliği üzerine kayıtlı olduğu, İİK gereğince tasarrufun iptali ve TBK'nın 19. maddesi gereğince genel muvazaaya dayalı tasarrufun...

      Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan nam-ı müstear niteliğinde olduğundan mahkemenin tasarrufun iptali konusu olamayacağı yönündeki tesbiti hatalı olmakla birlikte, borç kaynağı mahkemece hükmedilen vekalet ücreti alacağına ilişkin olup borcun doğumunun iptali istenilen tasarrufun 20.12.2012 tarihinden sonra olması nedeni ile davanın ön koşulunun olmaması nedeni ile davanın reddinin isabetli olmasına göre davacı ..., ..., ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ...'e verilmesine, Duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar ... Mühendislik ve Mimarlık İnş. Taah. San. Tic. Ltd....

        Dava TBK 19 ve İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarufun iptali davası olduğu, dava konusu yerin davalı Bülent'in satın aldığı ancak nam-ı müstear yoluyla tapunun davalı Tahire adına yapıldığı kanaatiyle ilk derece mahkemesince TBK 19 maddesine dayanılarak karar verildiği görülmüştür. Dava, TBK'nun 19. maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 02/06/2021 tarih ve 431 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 17....

        Bu itibarla bu gibi davalarda verilen geçici hukuki korumaya ilişkin kararlar esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan yaklaşık ispatın varlığının yeterli olduğu halde verilen geçici nitelikteki hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu konusunda herhangi bir duraksama bulunmamakta ise de ; Nam-ı müstear, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Tasarrufun iptali veya BK'nun 19. maddesine göre dava yönünden ise alacaklıdan mal kaçırmak isteyen borçlunun kendi adını gizli tutarak hukuki işlemi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır....

        Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6183 sayılı Yasa'nın 25.maddesine göre taşınmazların bir kısmının 2001 ve 2002 yıllarında davalı ... tarafından satın alındığı bu satışların nam-ı müstear olarak kabul edilse bile 5 yıllık hakdüşürücü sürenin geçmiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Nam-ı müstear, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Tasarrufun iptaline davasında ise alacaklıdan mal kaçırmak isteyen borçlunun kendi adını gizli tutarak hukuki işlemi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Somut olayda, dava konularından 2563 ada 1 nolu parsel 42 nolu bağımsız bölüm 23.06.2009 tarihinde Emlak konuttan davalı ... adına alınmıştır....

          Karara karşı T3 Şirketi vekili, davanın tasarrufun iptali davası olması nedeniyle davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğunu, mahkeme red kararı vermiş ise de, reddedilen kısım üzerinden müvekkiline haciz uygulandığı da dikkate alınarak %20 tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava; İİK'nın 277. ve devamı maddeleri kapsamında nam-ı müstear iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Namı müstear (inançlı işlem) ile gizlenmiş muvazaalı işlemler hakkında iptal davaları açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kararlılık kazanmıştır. (Yargıtay HGK'nin 12.10.2001 gün ve 2001/2- 515 E., 605 K sayılı; 17.Hukuk Dairesinin 20.06.2011 gün ve 2010/11090 E.-2011/6367 K. sayılı kararları)....

          Öte yandan kural olarak cebri icra yolu ile yapılan satışlar hakkında tasarrufun iptali veya muvazaa sebebiyle iptal davası açılamaz ise de, alacaklısından mal kaçırmak amacıyla alacak-borç ilişkisi yaratılan durumlar ile ihale alıcısı ile ilgili nam-ı müstear iddialarının bulunduğu durumlarda anılan davaların açılması mümkündür....

            UYAP Entegrasyonu