İptal davasında taşınmaz borçludan satın alan davalı elinde ise tasarrufun iptaline hükmedilir. Taşınmaz elinde değilse başka bir ifade ile davalı 3.kişi malı elinden çıkarmışsa İİK'nun 283/2. maddesinin açık hükmüne göre dava o mal yerine geçen değere taalluk eder. Davalı bu değer oranında tazminata mahkum edilebilir. Somut olayda davalı 3.kişi ... borç- ../... - 2 - 2008/229 2008/1142 ludan satın aldığı taşınmazı 1.3.2007 tarihinde ...'a kayden satmış, ...'ta 19.9.2007 tarihinde Fatih ....'e kayden satmıştır. Davalıdan satışı gösteren tapu kayıtları yargılama safhasında taraflarca bilgi verilmediği için dosyaya celbedilememiş, sonradan dosyaya ikmal edilmiştir. Bu durumda davacı tarafa talebini davalı ... yönünden nakden tazmine dönüştürebileceği hatırlatılmalı, davacı tarafın taşınmazı sonradan satın alanlara tasarrufun iptali biçiminde teşmil etmesi veya yukarıda açıklandığı gibi tazminata dönüştürmesi durumuna göre işin esası incelenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır....
Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan dava ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar. Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerinin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı hâlde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür. Tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel (şahsi) bir dava olduğu hâlde, muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir....
Dava; terditli olarak açılan İİK'nın 277 ve devamı maddesi, mümkün olmaması halinde BK 19. Maddesi uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı Lale’nin davalı Hsüeyin ile aynı ilçeden olduğunu, ayrıca davalı Hüseyin ile davalı Lale’ye vekaleten satışı gerçekleştrien eski eşi Gürkan Altun’un aynı köyden olduğunu, taşınmazın devrinin muvazaalı olduğunu, dava ayrıca TBK 19. Maddesinde düzenlenen muvazaa iddiasıyla açılmış olup bu hususun yerel mahkemece göz ardı edildiğini, muvazaa iddiasıyla açılan davalarda borcun doğumu tarihinin bir önemi olmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava İİK.277.vd.md.uyarınca olmadığı taktirde TBK.19.md.uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, İİK 277. maddesine dayalı açılan tasarrufun iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Davacı T1 Torbalı 1....
nun 283.maddesi gereğince malı elinden çıkarması nedeni ile davacı alacağından fazla olmamak üzere elden çıkardığı değer nispetinde zararı tazmin etmek zorunda bulunduğundan, ıslah ve bilirkişi raporu göz önüne alınarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, faiz ve miktar yönünden davacı vekili tarafından esas yönünden davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 277. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. ... ve İflas Kanunu'nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK'nın 277 maddesi) bulunması gerekir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık, tasarrufun iptali davasının kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, tasarrufun İİK 277.madde, olmadığı taktirde TBK 19.madde uyarınca iptali istemini konu almaktadır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, anılan karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, 6100 sayılı Yasanın 355.maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere ve fakat kamu düzenine ilişkin hususlarda re'sen tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, Dava dayanağı takibe konu alacak miktarı ve dava değeri 23.167,99 TL olup dava açılışında harç yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece 492 sayılı Harçlar Yasası'nın 30.maddesi gereğince eksik peşin harç ve başvuru harcı ikmal edilmeden yargılamaya devam edilmesi yerinde olmamıştır....
K A R A R Davacı alacaklı vekili, dava konusu haciz nedeniyle üçüncü kişi tarafından istihkak davası açıldığını, istihkak davasına karşı dava olarak iş bu davayı açtıklarını, borçlunun tüm mal varlığını boşandığı eşi ve çocuklarının ortağı olduğu üçüncü kişi şirkete devrettiğini muvazaaya dayalı tasarrufun iptali söz konusu olduğunu öne sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davacının dilekçesinde tasarrufun iptali, tespit, tahsil ve tazmin talep ettiği Mahkemenin bu konuda karar vermeye yetkili ve görevli olmadığı davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine,istem halinde dosyanın görevli Sincan Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK’nin 97/17. maddesine dayalı tasarrufun iptali talebine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/8/2022 tarihli ara karar NUMARASI : 2022/180 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK m.19) KARAR : Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tasarrufun iptali talebi ile birlikte dava konusu İstanbul İli, Maltepe İlçesi, Yalı Mahallesi, 16492 Ada, 54 Parsel, Zemin Kat, 1 No'lu bağımsız bölüm üzerine İİK 281/2 uyarınca ihtiyati haciz tesis edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 11/08/2022 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir....