Davalı borçlu ..., davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, aciz halinde olmadığını, davacılara 28 aylık kira borcu olduğunu, 2009 yılı Şubat ayına kadar takip konusu kira borcunun ödendiğini, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, satışın gerçek bir satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi gerektiğini, iptal koşullarının bulunmadığını, davanın süresinde açılmadığını, takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, borçlunun aciz halinde olmadığını, dava konusu taşınmazı inşaat halinde ve rayiç bedelle aldıklarını, eksik işleri müvekkilinin tamamladığını, taşınmazın 3.5.2010 tarihinde borçlunun eşine kiraladıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277 nci maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3 üncü kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
Dava dilekçesinde ileri sürülüş biçimine göre dava; TBK'nın 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine ve İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali davasıdır. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan tasarrufun iptali davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış iptal davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türüdür. Tasarrufa konu mallar üzerine ihtiyati haciz konulabileceği ise, İİK'nun 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir....
Mahkemece dava şartının gerçekleşmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Davanın; davalılar arasında yapılan taşınmaz devirlerinin muvazalı olduğu iddiasına dayanan tasarrufun iptali davası olduğu, mahkemece davanın hukuki nitelendirilmesinin hatalı yapıldığı, muvazaa iddiasına dayanan iptal davalarında icra takibine geçilmiş olmasının ve aciz vesikası sunulmasının gerekmediği, iflas erteleme talebinde bulunup tedbir kararı alan davalının bu yöndeki savunmasının kötü niyetli olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, Borçlar Kanunu'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarruf işleminin iptali istemine ilişkindir....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılardan ...’ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak kendisine ait aracı diğer davalı ...’a sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiş, yargılama sırasında aracın ... tarafından satıldığının anlaşılması nedeni ile dava bedele dönüştürülmüştür. Davalılar, satış işleminde muvazaa bulunmadığını, daha önce tanışmadıklarını savunarak davanın reddini istemişlerdir....
Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın İİK’nun 284. maddesi gereğince 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
Mahkemece davanın 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğu kabul edilerek 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacı vekili dava dilekçesinde ...'ın müvekkili idareye olan vergi borcu nedeniyle kendisine ait taşınmazı muvazaalı olarak ...'a sattığını onun da davalı ...'a sattığını öne sürerek sadece davalı ...'i davalı göstermek suretiyle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile borçlu ... adına tapuya tescilini talep etmiştir. Yargılama sırasında da mahkemenin ara kararı uyarınca ... ve ... davaya dahil edilmişlerdir....
Maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali ve müvekkili bakımından dava konusu taşınmaz üzerindeki alacak ve tüm fer'ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesi gerektiğini beyan ettiğini ve öncelikle İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazın kaydına teminatsız ihtiyati haciz ve kötü niyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile müvekkili bakımından davalıların tasarrufun İİK. 277. Ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline olmadığı takdirde TBK. 19. Maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, müvekkiline dava konusu taşınmaz Şanlıurfa 3. İcra Müd. 2016/1008 E. Sayılı dosyasındaki alacak ve tüm fer'ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesine, bu durumda 3....