ın kötü niyetinin ispat edilemediği gibi bedel farkının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece borçlu hakkında yapılan takibin kesinleşmesinin tasarruf tarihinden sonra olduğu, tasarruf tarihinden önce icrai anlamda kesinleşmiş bir alacağın varlığından sözedilemeyeceği ayrıca davalı ...'ın kötü niyetinin ispat edilemediği gibi bedel farkının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve 6183 sayılı Yasanın 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, somut olayda davacı idarenin alacağının kaynağının 2000, 2001, 2002, 2003 ve 2004 dönemlerine ait kesinleşmiş vergi borcu olduğu Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 19 Ekim 2012 tarihli yazısı ile bildirilmiş olup, davalı borçlu ...'...
Davacı SSK Genel Müdürlüğü prim alacağı nedeniyle takip yaptığını, alacağını tahsil edemediğini öne sürerek borçlu davalının kendisine ait gayrımenkulünü alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. 6183 sayılı AATUHK.nun 24 ve devamı maddeleri uyarınca SSK Genel Müdürlüğü tarafından prim alacakları nedeniyle açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarda görevli mahkeme, yürürlükten kalkan 506 SSK.nun 80.maddesi 4.fıkrası ve bu maddeyi kaldıran 5510 sayılı Kanun ile getirilen aynı Yasanın 88/19. maddesi ile açıkça iş mahkemesi olduğu belirtilmiş, anılan yasa maddesinde “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir….” denilmek suretiyle yoruma da yer bırakılmamıştır....
Dava SSK prim alacaklarının tahsiline sağlamaya yönelik olarak yapılmış takipler sonucu açılan 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptaline ilişkindir. 506 sayılı SSK.nun 80/7 maddesi uyarınca SSK.prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı kanuna göre borçlular hakkında yapılan takipler nedeniyle S.S.K tarafından açılan tasarrufun iptali davalarına alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer (il) iş mahkemesinde bakılması gerekir. Mahkemece, bu davalara bakmakla görevli mahkemenin iş Mahkemesi olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazları bu yönden kabul edilerek usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA 15.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi...
Mahkemece, 6183 sayılı yasanın 28/2 maddesi uyarınca davanın kabulü ile 12.9.2003 tarihli tasarrufun iptaline, Tavas Vergi Dairesi Müdürlüğünün alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere taşınmaz üzerinde davacının cebri icra işlemlerine devam etmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan Mehmet Kökçü tarafından temyiz edilmiştir....
Dava SSK prim alacaklarının tahsiline sağlamaya yönelik olarak yapılmış takipler sonucu açılan 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptaline ilişkindir. 506 sayılı SSK.nun 80/7 maddesi uyarınca SSK.prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı kanuna göre borçlular hakkında yapılan takipler nedeniyle S.S.K tarafından açılan tasarrufun iptali davalarına alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer (il) iş mahkemesinde bakılması gerekir. Mahkemece, bu davalara bakmakla görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
nin kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 506 sayılı SSK'nın 80/7. maddesi uyarınca; SSK prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 Sayılı Kanuna göre borçlular hakkında yapılan takipler nedeniyle, SSK tarafından açılan tasarrufun iptali davalarına, "alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer (il), iş mahkemesi" görevli ve yetkilidir. Mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup davanın her aşamasında res'en gözetilmelidir. Bu durumda "mah- kemece iş mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev noktasından reddine" karar vermesi gerekirken davanın esasına girilerek davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere göre hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 30.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... Petrol Ürn. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... vekili ve davalı ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava 6183 sayılı AATUK’nın 24 vd. maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içeriğine mahkemece delillerin doğru olarak değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, reddedilmelidir. Ancak, davalı borçlu tarafından davaya konu taşınmazın 1/2 payı 01/06/2005 tarihinde kalan 1/2 payı da 11/01/2007 tarihinde davalı ...’e satılmıştır. Her iki satış (tasarruf) tarihinde de davacının alacak miktarı bellidir....
İptal davasından maksat 6183 sayılı Yasanın 28, 29 ve 30. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. 6183 sayılı Yasanın 28.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Yine 30. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir....