Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve gerek İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davası olsun gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olsun dava ön koşulu iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerektiği, somut olayda bu koşulun gerçekleşmediği gibi tasarrufun iptali davası için İİK'nun 280.madddesindeki 5 yıllık sürenin de geçmiş olduğu, BK'nun 19.maddesi için ise ön koşul olmadığı gibi davanın esasına girildiği ve davalıların muvazaalı işlem yaptıklarının ispatlanmamış bulunmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 09/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan tespit davası ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar. Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne varki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerinin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tesbit ettirmek için açıldığı halde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tesbiti istenir. Tasarrufun iptali davası, aynı olmayıp kişisel (şahsi) bir dava olduğu halde, muvazaa davası ayni bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması halinde dava konusu mal, borçlunun malvarlığından hiç çıkmamış hale gelir....

      ile davalı, ... vs. vekili Avukat ..... aralarındaki tasarrufun iptali davası hakkında Kadıköy 3. Asliye Tic. Mahkemesinden verilen 15.7.2005 gün ve 499/605 sayılı hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Yargıtay 21.ci Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, Asliye Ticaret Mahkemesince verilen tasarrufun iptali davasına ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası, İİK 97.madde uyarınca karşı dava olarak açılmayıp, müstakil dava olarak açıldığı icra hukuk mahkemesinin görevin de bulunmadığı, birleştirme kararı verilmeyeceği, davanın tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesi, görevsizlik kararı verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dosyanın istinaf incelemesinde: Somut olayda; Eldeki davanın İİK 277. ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olup taraflar arasında görülmekte olan mal rejiminin tasfiyesi davasından ayrı ve bağımsız bir dava olarak açıldığı, tasarrufun iptali davalarının Aile Hukuku ile doğrudan bir ilişkisinin bulunmadığı, mahkemelerin görevini düzenleyen HMK 2.madde hükmüne göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, tasarrufun iptali davalarında da aksine yasal bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmakla davaya bakmakla görevli mahkemenin Silifke 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair hüküm kurulması gerekmiştir. H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Silifke 3....

          Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili,davalı borçlu ... 'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla İşçimen...Tic.AŞ'deki hisselerini 27.4.2009 tarihinde davalılar..., ... ve ...'in murisi aynı zamanda davalı ...'in babası ... ...'e devrettiğini,......'in 30.11.2011 tarihinde vefat ettiğini belirterek davalılar arasındaki hisse devrine ilişkin tasarrufun iptali ile hisselerin haciz ve satışı konusunda yetki verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın hukuki sebebinin açıklanması gerektiğini, tasarrufun iptali olarak açılmış ise aciz belgesi sunulmadığı gibi borçlunun aciz halinde olmadığını, muvazaa hukuki sebebine dayalı ise muvazaa olmadığı konusunda kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Dava İİK’nın 277. vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 22.07.2013 tarihli haciz tutunağının İİK'nun 105.madde kapsamında aciz belgesi olmasına ve tasarrufun iptali davasından sonra açılan tasarrufun iptali davasının bekletici mesele yapılmasının mümkün olmamasına göre davalı ...'ın aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde harç ve vekalet ücreti, takip konusu alacak ile iptal edilen tasarruf konusu şeyin değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hükmedilir. Somut olayda takip konusu alacak miktarı 51.488,89 TL olup iptaline karar verilen taşınmazın gerçek değeri 106.869,15 TL olarak belirlenmiş olduğundan, takip konusu alacak 51.488,89 TL üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

              Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                ın borçlu ile olan ticari ilişkisi nedeniyle onun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK'nun 280/1 madde gereğince iptale tabi bulunmasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile (kat'i aciz belgesi düzenlenmiş ise kat'i aciz belgesindeki miktar)ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanması gerekir.Somut olayda borçlunun iptale karar verilen iki tasarrufu olup davalı... yapılan tasarrufun değeri 52.000 TL,davalı ...’e yapılan tasarrufun değeri 54.000 TL olup anılan değerlerin toplamı 11.4.2014 tarihli kati aciz belgesindeki 80.963,96 TL‘den daha yüksek olduğundan harç ve davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin kati aciz belgesindeki değere göre ayrı ayrı hesaplanması ve yargılama giderlerinin...

                  a devredildiği davalıların kabulünde olduğundan İİK.nun 279/1-2 maddesinde de para veya mutad ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemelerin iptale tabi olduğu belirtildiğinden dava konusu tasarrufun anılan madde gereğince de iptale tabi olduğunun gözardı edilmesi isabetli görülmemiştir. Ancak dava konusu taşınmaz 27.11.2008 tarihinde davalı borçlu tarafından davalı ...'a satıldıktan sonra, davalı ... tarafından da 28.7.2009 tarihinde dava dışı ... Şekerli'ye satıldığından mahkemece davacı vekiline İİK 282.madde ve 283/2. madde gereğince seçimlik hakkı hatırlatılarak ... Şekerli'nin davaya dahil edilmesi halinde adı geçen 4.kişiye dava dilekçesi tebliğ edilerek davacının ve davaya dahil edilecek ... Şekerli'nin bildireceği delillerin toplanması ve 28.7.2009 tarihli tasarrufun iptale tabi olup olmadığının belirlenmesi ;4.kişi ......

                    UYAP Entegrasyonu