DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353/(1), b, 2 maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, TBK. 19 ve İİK'nun 278, 279 ve 280 maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi sadece İİK 278. maddesi yönünden inceleme yaparak davanın kabulüne karar vermiş, istinafa davalı T4 vekilinin geldiği görülmüştür. İİK'na göre tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında icra takibinin kesinleşmiş olması ve alacaklının elinde kesin aciz veya geçici aciz vesikası bulunması gerekir. Somut olaya gelince; İİK.'nın 277 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına yönelik kesinleşmiş icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, Mahkemece, icra takibinin başlangıç tarihinin borcun doğum tarihi olarak kabul edilerek tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesiyle TBK.'...
Mahkemece 25.10.2013 tarihli ara kararla ;davacının borçlu aleyhine takibe geçtiği,hacizler yapıldığı,bu durumda borçlunun mal varlığının borcu karşılamaya yetmeyeceğinin dosyaya sunulan deliller karşısında anlaşılamadığı gibi dava şartı olan aciz vesikasının da dosyaya sunulmaması nedeniyle davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ;davacı vekilinin 18.1.2013 tarihli ihtiyati haciz istemi de aynı gerekçeyle reddedilmiş 25.10.2013 tarihli ara karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında İİK 281/II fıkra hükmüne göre hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur....
İİK madde 277 e göre tasarrufun iptali davası; - Haciz yolu ile takiplerde; elinde kesin aciz belgesi veya geçici aciz belgesi sahibi alacaklı ; - İflas yolu ile takiplerde iflas idaresi tarafından, iflas idaresi, bu davayı açmak istemezse, kendisine -İİK. mad. 245 uyarınca dava hakkı devir olunan alacaklı tarafından açılır. İflas yolu ile yapılan takibe dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında, iflas etmeden önce elinden çıkartan borçlunun iflasına karar verilmiş bulunmasına (yani borçlunun iflası ile acz içinde olduğunun kabul edilmiş bulunmasına) göre kesin veya geçici aciz belgesi ibraz edilmesi, alacağın iflas masasına kaydedilmiş olması sebebi ile de alacağın kesinleşmiş olması ön şartı da aranmaz. Ancak; İflas yolu ile yapılan takibe dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı ayrı ayrı araştırılmalıdır....
Mahallesi 558 parselde kayıtlı dükkan olduğu belirtilmiş ise de yine dava dilekçesinde emsal olarak gösterilen Mahkemenin 2010/49 -379 E-K sayılı dosyasından da aynı taşınmazlarla ilgili başka bir alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının kabul edildiği, 29.9.2011 tarihli dilekçe içeriğinde iptali istenen tasarrufun ... Mahallesi 5 ada 1558 parseldeki dükkan olduğu belirtildiğinden öncelikle davacı vekiline bu parsel yönünden dilekçesi açıklattırılarak iptali istenen tasarrufun 558 mi yoksa 1558 parseldeki taşınmaz mı olduğunun belirlenmesi gerekirken dava dilekçesinde belirtilen 558 parselin dava dışı ... ve ... adına kayıtlı olması nedeniyle davanın reddi doğru görülmemiştir.O halde mahkemece davacı vekiline dava konusu iptali istenen taşınmazın......
Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278., 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 2004 sayılı İİK'nın 277/1. maddesi gereğince tasarrufun iptali davası elinde geçici (İİK m. 105) veya kesin (İİK m. 143) aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilecek olup bu husus dava şartıdır. Eldeki davada İcra dosyası içinde aciz vesikası ve menkul mal haciz tutanağının bulunmadığı, yargılama boyunca davacı tarafa bu eksikliği tamamlaması için de ihtar yapılarak süre verilmediği görülmüştür. Eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık tasarrufun iptali davasının reddine dair ilk derece mahkemesi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava 2004 sayılı Yasanın 277 ve devam maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemini konu almaktadır....
İİK 281/2 maddesi birinci cümle hakim iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir olunur. Şu kadar ki davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez. Görüldüğü üzere HMK 389 İhtiyati Tedbir müessesi ile İİK 281/2 müessesi farklı düzenlemeler olup davacının hangi maddeye dayalı istemde bulunduğunu açıklaması gerekir. Davacı davası İİK 277. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Dava sonucunda başarılı olması durumunda İİK 277 ve devamı maddesi gereği tasarruf iptal edilecek İİK 283/1 Madde hükümleri uygulanacaktır. Yani davacı alacağını almak için eldeki davayı açmış olup dava konusunun para olduğu anlaşılmaktadır. Davacı İİK 281/2 maddesi gereği ihtiyati haciz isteminde bulunmadığından bu maddeye göre resen inceleme yapılamayacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...’nun aleyhine açılan tazminat davası sonucu hükmedilmesi muhtemel alacakların tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı üç adet taşınmazı 9.10.2014 tarihinde kardeşinin eşi davalı ...’ya sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu ... vekili, davanın tasarrufun iptali davası olduğunu, davacının kesinleşmiş alacağı olmadığı gibi yapılmış takip, sunulmuş aciz belgesi bulunmadığını, tasarrufların borçtan önce yapıldığını, davalı ...’un müvekkilinin kardeşinin eşi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... savunma yapmamıştır....
borçlunun maliki bulunduğu taşınmazları 29.01.2015 tarihinde kardeşi olan diğer davalıya devrettiğini, bu devirler açıkça muvazaalı olup TBK 19.madde hükmü gereğince geçersiz olduğunu, Yargıtay'ın konuya ilişkin içtihatları uyarınca İİK 283. maddesi kıyasen uygulanarak kendilerine icra ve satış hakkı verilmesini talep ettiklerini, TBK madde 19 uyarınca genel hükümler uyarınca açılan muvazaa davasının tasarrufun iptali davasından ayrıştığı birkaç önemli husus bulunduğunu, muvazaaya dayalı davalarda herhangi bir hak düşürücü süre ya da zamanaşımı süresi mevcut olmadığını, muvazaa davalarında aciz vesikası dava şartı olmadığını, muvazaa davalarında tasarrufun borcun doğum tarihi ile bağlantısı bulunmadığını, muvazaa davalarında icra dosyasının varlığı ve kesinleşmesi dava şartı olmayıp, borçludan alacaklı olunduğunun ispatlanılmasının yeterli olduğunu, dava konusu tasarrufların İİK 278/ııı-1 uyarınca batıl olduğunu, dava konusu tasarrufların iik 280 uyarınca iptali gerektiğini, davalı/borçlu...