Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından duruşma istemli temyiz edilmişse de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na 31/03/2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen geçici 3. madde hükmü uyarınca uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin verilen kararların Yargıtayda duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine karar verilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine...

    Açıklanan bu husus adil yargılanma hakkını etkileyen önemli bir usul hatası olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. 3-Kısa kararda davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine Türk Medeni Kanununun 199. maddesi gereğince tedbir konulmasına karar verildiği halde, davacının davalı adına kayıtlı olduğunu iddia ettiği Kuşadası ve Didim'de bulunan taşınmazların tapu kayıtları dosya arasına gelmeden, davacının talebi içerisinde yer almayan Keçiborlu ilçesi 747 parselde kayıtlı taşınmazla ilgili davalının tasarruf yetkisinin sınırlanmasına karar verilmek suretiyle kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki oluşturulması da doğru değildir....

      İİK'nın 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi TMK'nın 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. Somut uyuşmazlıkta, dava dışı ..........'ya ait .... İli ..... İlçesindeki 134 ada 140-141 parsel, 3 ada 4 parsel, 285 ada 47 parsel sayılı taşınmazlarının tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini talep edilmiştir....

        sayılı kararı ile; önceki kararda yer alan aynı gerekçenin yanında, davacı vekilinin 09.06.2015 tarihli duruşmada davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına karar verilmesini talep ettiği, bu beyanın ıslah mahiyetinde olduğu, dava dilekçesi içeriğinin de aynı talebi kapsadığı, taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinildiği, kadının bu evde oturduğunun tanık anlatımlarından anlaşıldığı, dolayısıyla taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu, erkeğin eşini mağdur etmek için evi satışa çıkardığı, bu şekilde TMK'nın 197/3 ve 199/1. maddesinde yazılı şartların gerçekleştiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme Kararının Temyizi: 10. Direnme kararı yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. II. UYUŞMAZLIK 11....

          SAVUNMA: Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müflis şirketin iflas kararı kesinleştiğinden, Müflis şirketin her türlü mal varlığı üzerinden tasarruf yetkisinin sona erdiğini ve müflisin hak ve alacakları üzerindeki tasarruf yetkisinin iflas masasına geçtiğini, talep edilen alacakların davacıya ödenmesinin mümkün olmayacağını beyanla, davanın reddini talep etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle; Davacı alacağının davalı taraftan tahsiline ilişkindir. Dava ilk olarak -----Esasında görülmekte iken yapılan yargılama sonunda ------ tarihli kararı ile; "Dosyanın Görevsizliği'ne" kararı verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Yapılan istinaf incelemesi sonunda;----- tarihli ilamı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. ----- tarafından verilen kesin kararı üzerine dava dosyası mahkememize tevzi edilerek ------ Esas sayılı esasına kaydedilmiştir....

            Müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlanmış; Kanun’un 226. Maddesi ile masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Belirtilen hükümler gereğince; iflasın açılmasıyla tasarruf yetkisinin usul hukukundaki karşılığı olan dava takip yetkisi, artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK'nın 226-229. maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, basit tasfiye (İİK'nın m. 218) usulü benimsenmişse, iflas dairesine aittir. Mahkemece öncelikle ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin (...) iflas edip etmediği, iflas etmiş ise iflas idare memurlarının kim olduğu sorularak, dava takip yetkisinin kimde olduğu tespit edilmeli; bundan sonra kararın Tebligat Kanunu ve Yönetmelik hükümlerine uygun olarak adı geçen davalılara tebliğ sağlanmalıdır....

              Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli ek kararıyla reddine ve vasinin kısıtlı adına kayıtlı mallardaki tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına karar verildiği, vasi ... vekili tarafından tasarruf yetkisinin sınırlandırılması ve görev hususlarında denetim makamı ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesine yapılan itirazın 29.06.2018 tarihli ek karar ile reddedildiği, vesayet makamının ve denetim makamının ek kararlarının 26.07.2018 tarihinde istinaf edildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK'nin 373/4. maddesi; "Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü, Geçici 3/2. maddesi ise; "...... Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar .........

                Türk Medeni Kanununun 199'ncu maddesinde düzenlenen, eşlerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlanması, "Evlilik birliğinin korunması" önlemlerinden olup, sınırlandırmaya şartlarının varlığı halinde evlilik birliği devam ediyorsa başvurulur. Evlilik birliğinin sona ermesi durumunda bu hüküm artık uygulanamaz. Mahkemece her ne kadar boşanma isteminin kabulü yönünde karar verilmişse de henüz kesinleşmeyen karar nedeniyle evlilik birliğinin devam ettiği ve davanın konusuz kalmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken; davacı kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 199. maddesi uyarınca tasarrufun sınırlanmasına ilişkin davası tefrik edilip, delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

                  önemli tasarruf işlemlerini kapsaması için Türk Borçlar Kanunu'nun 637/3 fıkrası gereğince yetki belgesinde açıkça yazılı olması gerektiğini, ortaklık sözleşmesinde temsil ve ilzam yetkisi verilirken önemli tasarruf işlemlerine ilişkin hiçbir ibare bulunmadığını, kaldı ki davalının yönetim yetkisinin olduğu kabul edilse dahi Türk Borçlar Kanunu'nun 629/2 fıkrası gereğince haklı nedenle yönetim yetkisinin kaldırılabileceğinin kanunda açıkça düzenlendiğini, davalının yukarıda anlatılan sebeplerle haklı olarak temsil ve ilzam yetkisinin kaldırıldığını beyanla davalının/davalı vekilinin "...-......

                    "İçtihat Metni"Davacı ... .... ile davalı ... arasındaki davadan dolayı Karşıyaka 2.Aile Mahkemesince verilen 28.12.2006 gün ve 734-1331 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, aile hukukuna ilişkin olup evlilik birliğine ait mallar üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanması isteminden kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 2.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 2.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu