Davacının biçerdöver işletmeciliği faaliyetinin esnaf BağKur sigortalılığı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği halde sehven tarım BağKur sigortalılığı olarak nitelendirildiğinin daha sonra anlaşılması nedeniyle, davacının 12.05.2011 tarihinden itibaren esnaf BağKur kapsamında tescil edilerek 12.05.2011 tarihinden sonra tarım bağkur sigortalılığı kapsamında yaptığı prim ödemelerinin esnaf Bağkur numarasına aktarılması sonucu her iki sigortalılık statüsü arasındaki prim farkından kaynaklı olarak davacının tarım Bağ Kura yaptığı prim ödemelerinin karşıladığı tarih olan 31.01.2014 itibariyle esnaf BağKur sigortalılığı durdurulmuş ve yasa gereği 01.05.2015 tarihinden itibaren yeniden başlatılmıştır....
Davacının 09.03.2004 - 17.02.2015 tarihleri arasında Ziraat Odası üyesi olduğu, tesis kadastrosuyla tescil edilen hisseli 4 adet hisseli arazide ortak olduğu, tanık beyanları ve kolluk araştırmasına göre uzun yıllardır eşiyle birlikte çiftçilik yaptığının ifade edilmesine rağmen, sadece 1998/8 , 2001/8 ve 2006/9 uncu dönemlerde adına prim tevkifatının bulunması karşısında, davacının yapılandırmaya konu tüm dönemde tarım bağkur sigortalısı sayılmasına imkan bulunmamaktadır. 3. Mahkemece, davacı adına 2001/8 ve 2006/9 tarihli prim tevkifatlarına istinaden 01.09.2001 - 31.12.2001 ve 01.10.2006 - 31.12.2006 tarihleri arasında tarım bağkur sigortalısı olduğu kabul edilerek, diğer hizmetleri, sigortalılık süresi ve yaş koşulları hep birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle, 1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kurumdan davacının sicil dosyası, tarım bağkur sicil dosyası, prim tevkifat belgeleri, müstahsil makbuzları getirtilmiş ve incelenmiştir....
Gayrımenkul A.Ş.) tütün sattığını ve tanık beyanlarının bunu doğruladığını - İlk Derece Mahkemesinin davacının ölen eşinin bir günde olsa tarım bağkur kaydınının yapılması gerektiği yönünde karar vermiş olsa idi, dul aylığının bağlanması için gereken eksikliklerin giderilecek olduğunu belirterek kararının bozulmasını, adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, davacı murisinin tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespiti istemine yöneliktir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmakla Bölge Adliye Mahkemesince karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının müteveffa eşi ...'un 1994 - 1998 yılı ürünü olarak ... Gayrimenkul’e (Tekel) tütün ürünü verdiği, bu ürün teslimi üzerinden prim kesintisi yapılmadığı, 22/09/2001 tarihinde ... Ziraat oda kaydının başladığı, davacı murisinin SGK tescilinin bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı vekili tarafından kuruma 7256 sayılı Yasa gereğince başvuruda bulunulduğunun görüldüğünü, ancak 1999 yalına ait tevkifat kesinti listesinin kuruma intikal etmediğinden geriye dönük 5510 sayılı Kanun'un 4/1- b bendinin 4 numaralı alt bendi kapsamında tarım bağkurlu olarak tescilinin yapılamadığını, kuruma yüklenecek bir kusur da bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle kararın kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dairemizce dosya üzerinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK'nın 355. Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde: Dava tarım Bağkur sigortalılığının tespiti davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir....
Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı vekili tarafından kuruma 7256 sayılı Yasa gereğince başvuruda bulunulduğunun görüldüğünü, ancak 1999 yalına ait tevkifat kesinti listesinin kuruma intikal etmediğinden geriye dönük 5510 sayılı Kanun'un 4/1- b bendinin 4 numaralı alt bendi kapsamında tarım bağkurlu olarak tescilinin yapılamadığını, kuruma yüklenecek bir kusur da bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle kararın kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dairemizce dosya üzerinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK'nın 355. Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde: Dava tarım Bağkur sigortalılığının tespiti davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir....
K A R A R Dava, davacının 28.12.1984-23.03.2011 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespiti ile 6111 sayılı yasadan yararlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile davacının 28.12.1984 tarihinden 23.03.2011 tarihine kadar Tarım Bağkur sigortalısı olduğunun tespitine, davacının 6111 sayılı yasadan yararlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Somut olayda; davacının talebi yönünde 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespiti yerine yazılı şekilde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykkırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....
ın taleple bağlılık kuralı da dikkate alınarak 31.03.1995- 31.12.1997 tarihleri arasında ve 01.12.2000-01.09.2003 tarihleri arasında ( kurum tarafından tarım bağkur sigortalılık başlangıcı 01.09.2003'dür) 2926 sayılı yasa kapsamında Tarım Bağkur sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Somut olayda, davacının dava konusu dönemde tarım ... sigortalısı olarak kuruma tescili yoktur. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan yasanın 5. maddesi ile 7. maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ İÇERİĞİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "............Davacı vekiline 23/11/2021 tarihli celse 2 nolu ara kararı ile zorunlu bağkur sigortalılığının tespiti istenilen sürenin açık ve net olarak bildirilmesi için süre verilmiş, davacı vekilince süresinde verilen beyan dilekçesinde 10/02/1998 tarihinden itibaren zorunlu Bağkur sigortalısı olduğunun tespiti talep edilmiş ise de taleplerinin bir günlük olarak sigortalılığının tespiti olduğu, müvekkilinin zorunlu Bağkur sigortalılık başlangıcının 10/02/1998 tarihi olduğunun tespitini talep ettiklerini beyan etmiştir. ..............Kurum yazı cevabında başvurunun yapıldığı, ancak başvuruya ilişkin işlem yapılamadığı (davacı vekiline verilen cevabi yazıda davacı adına davalı firma tarafından kesilen tarımsal kesintilere ilişkin alımı yapmış olan ilgilinin kesintileri gösteren tevkifat listelerini ve kuruma yatırılması gereken tutarları, banka dekontlarını kurum kayıtlarına intikal etmediği) bildirilmiştir....
Somut olayda, davacının 25.12.2014 tarihli talebi üzerine tarım bağkur sigortalılığının tescil edildiği, 1994 yılına ait ürün teslimi için 19.04.1995 tarihinde kurum kesintisi yapıldığı, teslim ettiği ürünlerden 1995 ila 2004 ( dahil) yılları arasında prim kesintisi yapıldığı, bozma sonrası yapılan araştırmada 2004 yılı sonrasına ait prim kesintisi ve ürün teslimine rastlanmadığı, buna rağmen davacının 2004 yılından sonra 31.12.2014 tarihine kadar aralıksız tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilip prim ödemesi olup olmadığı, prim ödemelerinin ne kadarlık süreyi karşıladığı da dikkate alınmaksızın 10.09.2017 tarihinden itibaren emekliliğine karar verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, davacının 01.04.1995- 31.12.2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek ve yaşlılık aylığı şartlarını buna göre değerlendirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir....