Temyize konu davada mahkemece, gerekçeli kararın son paragrafında"....tüketicinin davalı tarafa ait tesislerde henüz devre tatil hakkını kullanmadığı ve yasal süresi içinde cayma hakkını kullanmış olduğu..." gerekçesine dayalı olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olduğu kabul edilip davanın kısmen kabulü denilmiştir. Oysa ki hüküm fıkrasının 1. bendinde "Taraflar arasında düzenlenen 20/12/2014 tarihli ve MİEM T1645 sayılı ... Devre Tatil Üyelik Sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine..." denilerek gerekçe ile karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu husus açıklanan yasal düzenlemeye göre HMK 297. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve imzalanan evrakların iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 4. Tüketici ve ... 3....
Mahkemece, davanın kabulüne, taraflar arasında imzalanmış 121586 numaralı ve 07/04/2013 tarihli devremülk sözleşmesinin iptaline, davacının bu sözleşmeden dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacı taraf dava konusu senetlerle ilgili talebinden vazgeçtiği için bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, devremülk sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve söz konusu karar davacı tarafından sadece vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre dava değeri olarak kabul edilen sözleşmenin toplam bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacı vekili lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacı ile davalılar arasında yapılan 16.06.1997 tarihli ve bir kısım devre mülk haklarının davacıya devrini içeren satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yani noter huzurunda yapılmadığı, adi yazılı bir sözleşme olduğu, ayrıca protokol ekinde bulunan devre mülk listesinin incelenmesinde davacının davaya konu yaptığı devre mülklerin sözleşme tarafı olmayan üçüncü şahıslara tahsis edilmiş olduğu, her ne kadar talep konusu yapılan devre mülklerin mülkiyet sahibi olduğu listede belirtilen... Danışmanlık LTD....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ile ödenen bedelin ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul Anadolu 3. Tüketici ve Yalova 2....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile borçlu olmadığının tespiti, sözleşme nedeniyle ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....
Devre Tatil Sözleşmesinin feshedildiğinin tespitine, davacının bu sözleşme nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, 20.780,00 TL'nin 22/06/2015 ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın kısmen kabulü ile; taraflarca imzalanmış olan 09/08/2006 tarihli, 55737 nolu, ... Devre Tatil Sözleşmesinin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle feshedildiğinin tespitine, davacının bu sözleşme nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, 20.780,00 TL'nin 22/06/2015 ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın gerekçesinin ve hükmünün düzeltilerek onanması usulün 438/7 ve 438/son maddesi gereğidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespite ilişkin davada İstanbul 4. Tüketici ile ... 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesine dayalı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 29.03.1988 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespite ilişkin davada İstanbul 4. Tüketici ile ... 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesine dayalı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 29.03.1988 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçerli olduğunun tespiti istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....