Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçerli olduğunun tespiti istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespite ilişkin davada İstanbul 4. Tüketici ile ... 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesine dayalı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 29.03.1988 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespite ilişkin davada İstanbul 4. Tüketici ile ... 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesine dayalı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 29.03.1988 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....

        Mahkemece, davanın kabulü ile cayma nedeniyle sözleşmenin iptaline, 200.00 TL peşinatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, toplam 20 adet senedin geçersiz sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, taraflar arasında düzenlenen devremülk satış sözleşmesinin feshi, ödenen peşinatın tahsili ve sözleşme nedeniyle verilen senetlerden dolayı boırçlu olmadığının tesbiti isteğini ilişkindir. Taraflar arasında devremülk sözleşmesinin düzenlendiği, bir kısım senetler ile peşinat verildiği, süresinde cayma hakkının kullanıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Esasen bu hususlar mahkemeninde kabulündedir. Uyuşmazlık ödenen peşinatın miktarı ve bunun tahsili konusunda toplanmaktadır. Dava dilekçesinde 10.260.00 TL peşinat ödendiği belirtilmiş ve temyiz dilekçesine ekli 11.8.2014 tarihli tahsilat makbuzunda ise 10.000.0 TL tahsil edildiği belirtilmiştir....

          Mahkemece, bozmadan önce verilen 13/10/2015 tarihli kararın uyulan bozma ilamının mahiyetine göre, 1,2,3 ve 4 nolu bentleri hususunda bozma olmadığı görüldüğünden kesinleşmekle, bu hususlarda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacı ile davalı ... ... Şubesi ile düzenlenen 23/01/2013 tarihli bağlı tüketici kredisi sözleşmesinin iptaline ve davacının borçlu bulunmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, devremülk sözleşmesinin feshi, bonolar nedeniyle borçlu olmadığını tespiti ve 9.304,78-TL bedelli kredi sözleşmesinin iptali ve ödenmiş taksit varsa tarafına iadesi istemine ilişkindir....

            Somut olayda da, taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkin olmakla resmi şekilde yapılmadığından geçersiz ise de, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçersiz olan sözleşme geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir....

            Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre mülk sözleşmesinin imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre mülk sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi 2013/3265-184425 imzaladığını savunmuştur. Taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi ile davacıya üyelik hakkının tapu devrinin taahhüt edildiği ve kullanımının tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. Bu nedenle taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi de tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup geçersizdir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile ... numaralı 13.06.2014 tarihli devre mülk sözleşmesini imzaladığını, sözleşmeyi imzalarken 500,00-TL peşinat verdiğini ve kalan kısım 23.250,00-TL için 60 ay vadeli senetlere imza attığını, toplamda 23.750,00-TL' ye anlaştığını, kendisine devre mülk tesliminin yapılmadığını belirterek, davalı şirket ile imzalanan devre mülk sözleşmesinin iptaline, ödediği bedelin tarafına ödenmesine ve imzaladığı senetlerin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                Hukuk Dairesinin merci tayini kararı ile belirlendiği üzere, taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemli davada, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin olmayan davada, tapu ile ilgili hüküm kurulmaması da yerindedir. Açıklanan nedenlerle mahkemenin davanın reddi kararı yerinde olduğundan, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Dava, devre mülk sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesi istemidir. Devre mülk hakkı 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nda özel olarak düzenlendiğinden geçerli olarak kurulması için anılan kanunda belirtilen koşullara uyulması zorunludur....

                UYAP Entegrasyonu