O halde; arsa sahibi, arsa payı karşığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshine ilişkin davasında haklıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, tapulu taşınmazın ya da tapulu taşınmaz payının kayden temlikini de içerdiğinden tarafların sözleşmenin feshine yönelik iradelerinin birleşmesi halinde; aksi halde ise mahkeme kararı ile fesih olunabilir. Yanlar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinde taraf iradeleri birleşmemiştir. Bu durumda; mahkemece, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin “geriye etkili sonuç doğurur şekilde” feshine karar verilmesi gerekirken; sözleşmenin feshedildiğinin tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, karşı davada manevi tazminatın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın fesih tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir....
Taraflar arasındaki ihtilaf, yanlar arasında noterde düzenleneme şeklinde yapılan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi nedeniyle davacı yüklenicinin ödemiş olduğu, KDV bedelini davalı arsa sahibinden isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında imzalanan 16.02.2010 tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin varlığı ve geçerliliği çekişme konusu değildir. Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri, eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türü olup, kural olarak, arsa sahibi bu sözleşme ile yüklenicinin yapacağı inşaat karşılığı arsa veya arsa payı devrini, yüklenici de sözleşmeye göre üstlendiği işi tamamlayıp teslim etmeyi taahhüt eder. Bu haliyle bu sözleşmeler "götürü bedelli" nitelik taşımaktadır....
Mahkemece, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan hakların 1-5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davacının 15 yıl önce bitirilen ve fiilen kullandığı bağımsız bölüm ile ilgili istemini zamanaşımı süresi dolduktan sonra ileri sürdüğü belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün ondan temlik alındığı iddiası ile açılan kişisel hakka dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi yüklenicinin finansı kendisi tarafından sağlanarak arsa malikinin arsası üzerine bina yapım işini üstlendiği arsa malikinin ise, bedel olarak binadaki bir kısım bağımsız bölüm mülkiyetini yükleniciye geçirmeyi vaad ettiği” sözleşmelerdir. Bu sözleşmelerde ücreti (bedel) arsa sahibi tarafından ayın olarak ödenmektedir....
Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemektedir. Yüklenici, finansman sağlayarak arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binaya karşılık, bu binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir. Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay ......
Şti tarafından temyiz etmiştir. 1-Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemekte; yüklenici, finansı sağlayan arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir....
Bir iş görerek eseri meydana getirmek ve meydana getirilen eseri iş sahibine teslim etmek (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, binayı sözleşmeye, amacına ve fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmek) yüklenicinin ana borcudur. Kural olarak da aslolan sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifasıdır. Aksi halde, sözleşmeden beklenen yararlar dengesi bir taraf aleyhine bozulur. Böyle bir durumda da bir taraf edimini yerine getirmiş kabul edilemez; Yukarıda belirtilen ilkeler ve yapılan açıklamaların ışığında somut olayın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesine gelince; Davacı, yüklenici ... Limited Şirketi ile 30.10.2007 tarihinde gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını, diğer davalı ...'nun ise sözleşmede kefil olduğunu, davalılardan ... ve ...'un yüklenici firma ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapan arsa sahipleri olduğunu, arsa maliki ...'ın payını inşaat sırasında ...'...
Davadaki istemin dayanağı, davalı yüklenici ile dava dışı arsa sahipleri arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve yüklenicinin davacıya şahsi hakkını devretmesine ilişkin “alacağın temliki” (alacağın devri) sözleşmesidir. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden, sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin (davacının) arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Türk Borçlar Kanununun 188. maddesi gereğince; “Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir. Buna göre temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan davacıya) karşı da ileri sürebilir....
Mahkemece, yüklenici ile arsa sahibi arasındaki inşaat sözleşmesi feshedildiğinden, davalı yüklenicinin borcunu yerine getirmesinin imkansız olduğu gerekçesiyle ... iptali ve tescil davasının reddine, ifaya eklenen cezai şarta ilişkin olarak davalı ... aleyhine açılan davanın da reddine karar verilmiştir. Dosya içinde mevcut Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/391-472 Esas ve Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının arsa sahibi ..., davalısının yüklenici ... olduğu, davanın taraflar arasında yapılmış olan 12.11.2008 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi istemiyle açıldığı, mahkemece sözleşmenin ileriye yönelik olarak feshine karar verildiği ve kararın tarafların temyiz etmemesi üzerine 03.01.2012 tarihinde, eldeki davanın yargılaması sırasında kesinleşmiş olduğu görülmüştür. Sözleşmenin ileriye etkili olarak feshedildiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır....
Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edilnmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payıkarşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yer almamasına rağmen, ihtarnamelerinin içeriğinden, şifai olarak görüşülen davalı arsa sahibine yapılacak 8 dairelik inşaattan 3 dairenin verilmesi yanında, yüklenicinin ayrıca 45.000,00 TL nakdi bedel ödemeyi kabul ettiği ve inşaat yapım süresince arsa sahibinin kira bedellerinin yüklenici tarafından ödenmesinin üstlenildiğinin kabullenildiği, arsa sahibine ödenen 45.000,00 TL'nin karşılığında senet alındığı, senet arkasına arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince ödenen paranın teminatı olduğuna ilişkin şerh verilmemesi suretiyle davacının yazılı sözleşme düzenlemesi sırasında özen borcuna aykırı davranarak davalıda güven duygusunu sarstığı, bu nedenle akdin haklı olarak davalı yanca feshedilmesi nedeniyle davacının menfi zarar talebinin kabul edilmemesinin mümkün olmadığı, bir an için şifai sözleşmede kararlaştırılan akdin esaslı unsurlarının yazılı sözleşmeye...