"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davacının yetkilisi olduğu dava dışı şirket ile davalı arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, inşaat yapılacak taşınmazdaki Hazine fazlalıklarının satın alınması bedeli ile arsa vergisi borcunu davacının ödediğini ileri sürerek, bu bedellerin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının taraf sıfatı bulunmadığını ve sözleşmenin feshi için dava açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Davalılar vekili, müvekkillerinin murisi ile davalı-yüklenici kooperatif arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdolunurken davacının, davalı kooperatifin başkanı olduğunu, murisin 2002 yılında vefat ettiğini, inşaatın yüklenici kooperatif tarafından geç tamamlanmasından dolayı müvekkillerinin sorumlu olamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı kooperatif vekili, diğer davalılar murisinden üç adet bağımsız bölüm satın alan davacının, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibinin halefi olabileceğini, ancak dava tarihi ile satın alma tarihi arasında 10 yıllık süre geçmiş olduğundan alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arsa maliki ... arasında 09.06.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, davacı yüklenicinin sözleşme gereği kendisine isabet eden daireleri arsa maliki dışındaki diğer davalılara sattığı, gerek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, gerekse diğer davalılar ile yapılan sözleşmelerde taşınmazlara kilerlerin yapılacağına ve davalılar tarafından böyle bir talep olduğuna ilişkin bir hükmün yer almadığı, aksine fiilen yapılmış olan kilerlerin inşaat projesine aykırı ve ruhsatsız oldukları ve inşaat projesine göre kilerlerin bulunduğu yerin teras kat olarak planlandığı, davalılardan ... dışındaki davalılar ile yapılmış bir yazılı ya da sözlü eser sözleşmesi bulunmadığı, söz konusu kilerlerin binanın mütemmim cüz'ü olduğu, davalıların davaya konu kilerlerin yapılmasını davacıdan istediklerinin ispat edilemediği, davacının dayandığı inşaat yapım sözleşmesinin 12. maddesinde yüklenicinin inşaatta ek...
Ancak, Kanunun sistematiği nazara alındığında, kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununun 3/1-(k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin, 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Dava; davalı ile arsa sahibi arasında 15.04.2010 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak açılmıştır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 6098 sayılı TBK'nın 434 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri de genel mahkemelerdir. Bu durumda mahkemece, davaya bakmak hususunda Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek, dosyaya bakmakla asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dava, davacı-davalı ve dava dışı arsa malikleri arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince tapu iptal ve tescil davasıdır. Kural olarak, arsa maliki ile yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat yapılması hususunda sözleşme düzenlendiğinde ve sözleşme koşulları yerine getirildiğinde yüklenici kişisel hak kazanır. Bu kişisel hakka dayanarak arsa sahiplerinden kendisine bırakılan bağımsız bölümlerin mülkiyetlerinin adına nakledilmesini isteyebilir. Yüklenicinin şahsi hakkına dayanarak açtığı davanın reddine dair verilen karar HUMK'nun 237. maddesinde düzenlenen ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılmaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde değildir. Belirtilen nedenle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi sona erdirilmediği sürece yüklenici, sözleşme şartlarını yerine getirdiği takdirde tescil isteğinde bulunabilir....
Katma Değer Vergisi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine ilişkin yukarıda yapılan yasal ve kavramsal açıklamalar nezdinde, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde KDV ve sorumluluğu daha kolay değerlendirmemiz mümkündür. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, arsa sahibi tarafından arsanın teslim edilmesi, yüklenici tarafından sözleşmede kararlaştırılan şekilde inşaatın yapılarak dairelerin veya kararlaştırılan bağımsız bölümlerin arsa sahibine teslimi söz konusudur. Dolayısıyla arsa payı karşı inşaat sözleşmelerinde iki ayrı teslim söz konusudur. Bunlardan birincisi, arsa sahibi tarafından konut veya iş yeri yapılmak üzere yükleniciye arsa payı teslimi, ikincisi ise müteahhit tarafından arsa payına karşılık olarak arsa sahibine yapılan konut veya iş yeri teslimidir....
Davalı arsa malikleri yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini süresinde ve gereği gibi yerine getirmediğini, bu nedenle yüklenici aleyhine ... 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/166 esas sayılı dosyası ile eksik işlerin tamamlanması için yetki verilmesi ve tazminat talepli dava açtıklarını ve bu davanın derdest olduğunu derdest davanın sonucu beklenmesi gerektiğini ve davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, eserin arsa sahibinin reddedemeyeceği seviyeye getirilmemesi ve yüklenicinin arsa maliklerine borçlu bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda: davacı, davalı arsa malikleri ile davalı ... İnşaat Ltd. Şti. arasında 09.01.2004 tarihinde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılan 5 numaralı bağımsız bölümü 18.08.2005 tarihli harici satış sözleşmesi ile satın aldığını belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescili isteğinde bulunmuştur....
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl ve Birleşen davada davacılar vekili, davacı müvekkil arsa sahibi .... ile davalı yüklenici ..... arasında 01.09.1995 tarihli diğer arsa malikleri ile yüklenici ...... arasında ise 08.09.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini inşaatı %50 seviyesinde yarım bıraktığını, sözleşme gereği kendisine verilecek bağımsız bölümleri davalı 3....
Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/1-k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....