Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında yapılmış herhangi bir arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi ve mevcut sözleşmenin arsa payı inşaat sözleşmesi olarak geçerli hale geldiği yorumunun yapılmasına ilişkin tapu devri vb. bir işlem bulunmamaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasına dair adi yazılı sözleşmede belirtilen hususlara göre de, taraflar arasında arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması gerekip gerekmediği yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacaktır. Bu haliyle HMK'nın 389/1. ve 390/3 . maddelerinde belirtilen ihtiyati tedbir şartları oluşmamıştır. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olması yerinde değildir....

Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/1-(k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

    Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/1-(k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

      Mahkemece, inşaat şerhinin konulmasından itibaren beş yıldan fazla sürenin geçmiş olması ve sözleşmenin yapılmasından itibaren (11) yıl geçmiş olmasına karşın, inşaat çalışmasının mevcut olmaması ve davacı tarafından sözleşmenin feshedilmiş bulunması sebepleri gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Yanlar arasında yapılan ve zorunlu şekil koşuluna uygun olarak düzenlenen tarih ve sayıları yukarıda belirtilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin, Türk Medeni Kanunu’nun 1009. maddesi ve sözleşme hükümleri gereğince, sözleşme konusu (8) parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına şerhi verilmiştir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, tapulu taşınmazın veya tapulu taşınmaz payının devrini içermesi nedeniyle karşı tarafın kabulü yoksa, tek taraflı fesh edilemez; feshe hakim karar verir....

        Noterliğince doğrudan yapılan 17.06.2004 günlü ve 18.06.2004 tarihli Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin konusu 27933 Ada 7 Parsel sayılı olarak tapuya tescilli taşınmazın paydaşlarından olan Çankaya Belediyesi Başkanlığı ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmamıştır. Türk Medeni Kanununun 692. maddesi hükmü gereğince, paylı malın olağan şekilde kullanımının gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi ve buna yönelik sözleşme yapılması “olağanüstü tasarruflardan” olduğundan bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Somut olayda ise, az yukarıda açıklandığı üzere, paydaşlardan Çankaya Belediye Başkanlığı’nca arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmadığı gibi diğer paydaşların yapmış olduğu sözleşmelere de onay vermemiştir. Bu sebeplerle, uyuşmazlık konusu arsa payı karşılığı sözleşmeler tarafları bağlayıcı değildir....

          Her ne kadar dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/l bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket ettiğinden sözedilemeyeceği, amacının salt kişisel ihtiyaçları için kullanma, tüketme amacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değildir. Güdülen amaç, arsasının değerlenmesini sağlayacak yapının arsa üzerine yapılmasıdır. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü işbu saikinin, 6502 sayılı Yasa'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

            Her ne kadar dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/l bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket ettiğinden sözedilemeyeceği, amacının salt kişisel ihtiyaçları için kullanma, tüketme amacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değildir. Güdülen amaç, arsasının değerlenmesini sağlayacak yapının arsa üzerine yapılmasıdır. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü işbu saikinin, 6502 sayılı Yasa'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

              Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 26.10.2010 gün ve 2009/146-2010/375 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Davacı ile dava dışı arsa sahipleri arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca gerçekleşen imalâtta davalının payına isabet eden bedelin ödenmediği iddiasıyla dava açılmış, davalı da adi ortaklık ilişkisini kabul etmiş, mahkemenin tavsifi de ortaklık niteliğinde oluşmuştur. Bu haliyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafları davada bulunmayıp, eser sözleşmesi ilişkisine dayalı alacak istemi de bulunmadığından, dosyanın temyiz incelemesi görevi Yüksek 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. Bu nedenle Dairemizin görevsizliğine karar verilmesi gerekmiştir....

                Davacılık sıfatı açısından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ilişkisini benimseyen, avans niteliğindeki satış işlemi için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ilişkisini görmeyen bilirkişi raporu ile bunu benimseyen mahkeme kabulü hatalıdır. Orta imal ve inşaası tamamlanmış kat irtifakına bağlanmış bağımsız bölüm tapu devri yoktur. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca avans niteliğinde bir tapu devri vardır. .../... S.4. Taraflar sıfatları icabi ticari defter tutan tüzel kişiliklerdir. Ticari defter tutmanın nimetleri külfetleri vardır. Ticari defter tutma yükümlülüğü olmasa bile ispat yükü MK'nın 6. maddesi uyarınca davacı taraftadır. Ticari defter tutulmuş olması ispat açısından taraflara bir kolaylık sağlar. İspat yükünün yer değiştirmesi sonucunu doğurmaz. Davacı taraf davalının ticari defter kayıtlarına dayanmıştır. HMK'nın 222/5 anlamında münhasıran dayanmış değildir....

                  -K A R A R- Davacı vekili, gerçek kişi davalıların sahip oldukları arsa için diğer davalı kooperatif ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin sorumlu müdürünün bu sözleşmeye yüklenici kooperatifin edimini taahhüt eden garantör sıfatıyla katıldığını, bunun sonrasında aynı sözleşmeye konu inşaatların yapımı için müvekkili ile davalı kooperatif arasında inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiğini, arsa sahibi davalıların edimlerini yerine getirmemeleri nedeniyle inşaatların tamamlanamadığını, 2007 yılında kooperatif ile arsa sahipleri arasındaki sözleşmenin feshedilerek tarafların ibralaştığını, aynı gün müvekkili şirketin müdürünün arsa sahiplerine, arsa sahiplerinin isteği üzerine ibraname düzenlendiğini, yine aynı gün arsa sahipleri ile dava dışı üçüncü kişi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, arsa sahiplerinin isteği üzerine müvekkili şirketin bu sözleşmede yer almadığını ancak ikinci yüklenici ile aralarında ortaklık sözleşmesi...

                    UYAP Entegrasyonu