Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi; diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Somut olayda, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 13. maddesinde düzenlenen “arsa sahibinin kesilecek maliyet faturasının KDV'sini 30 gün içinde yüklenici firmaya ödeyeceğine” ilişkin hükmün yazılmamış sayılması gerektiğinin kabulü ile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Hukuk Dairesince verilen 01.02.2019 gün ve 2017/3138-2019/185 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacılar dava konusu taşınmazda hissedar olan ...mirasçılarıdır. İlk dört sıradaki davalılar ise yine aynı taşınmazda pay sahibi olan maliklerdir. Davacı ile davalı gerçek kişiler ve davalı şirket arasında eser sözleşmesi ya da arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ilişkisi bulunmayıp, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi, davalı gerçek kişiler ile davalı şirket arasında mevcuttur....
Davalı kooperatif vekili, diğer davalılar murisinden üç adet bağımsız bölüm satın alan davacının, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibinin halefi olabileceğini, ancak dava tarihi ile satın alma tarihi arasında ... yıllık süre geçmiş olduğundan alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar vekili müvekkillerinin murisi ile davalı-yüklenici kooperatif arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı sırada davacının, davalı kooperatifin başkanı olduğunu, murisin 2002 yılında vefat ettiğini, inşaatın yüklenici kooperatif tarafından geç tamamlanmasından dolayı müvekkillerinin sorumlu olamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Bu sözleşmeyle davalı yüklenicinin, arsa sahibi ile olan 04.10.2010 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine bırakılması kararlaştırılan çekişme konusu 10 numaralı bağımsız bölümü davacıya temlik ettiği, yükleniciyle arsa sahibi arasında düzenlenen 01.01.2012 tarihli adi yazılı protokolle dava konusu bağımsız bölümün arsa sahibine ait olacağının kararlaştırıldığı ve dava konusu bağımsız bölümün 29.03.2013 tarihinde, davalı arsa sahibi tarafından eşi diğer davalı ...’ya tapuda devredildiği görülmektedir. 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı gereğince, yükleniciyle tüketici arasında yapılan ve dava konusu bağımsız bölümün davacı tüketiciye devredilmesini öngören 10.04.2012 tarihli adi yazılı sözleşme, alacağın temliki niteliğinde olup geçerlidir. Ayrıca, dava konusu 10 numaralı bağımsız bölüm, yüklenici ile arsa sahibi arasında yapılan 04.10.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle yükleniciye bırakılmıştır....
Asıl ve birleşen davalar, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve tapu iptali-tescil istemlerine ilişkindir. Davacı arsa sahipleri ile davalı-yüklenici ... arasında 11.11.2005 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş olup, sözleşmeye göre devri gereken arsa payının, yüklenicinin istediği zaman tapuda devri kararlaştırılmıştır. Nitekim, 14.11.2005 tarihinde sözleşme konusu parseller yükleniciye devredilmiş, bilahare, arsa sahiplerine ait taşınmaz 31.05.2006 tarihinde başka parsellerle tevhid edilmiştir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, arsa sahibince yapılan pay devirlerinin kural olarak sözleşme gereği yapıldığı kabul edilir. Bunun aksini savunan yüklenicinin, savunmasını kanıtlaması gerekmektedir. Ne var ki, yüklenici, arsa sahipleri ile yaptığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini veya sözleşme harici bedelini ödeyerek taşınmazı satın aldığını kanıtlayamamıştır....
- KARAR - Asıl davada davacılar vekili, müvekkili ... ile dava dışı arsa sahipleri arasında 02.12.1997 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ayrıca müvekkili .... ile davalı kooperatif arasında da 24.08.1998 tarihli inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davalı kooperatifin 02.12.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki tüm hükümlere uymayı kabul ettiğini, 24.08.1998 tarihli inşaat yapım sözleşmesi ile müvekkili şirketin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile hak edeceği tapuların bir kısmını, belirli bir bedel karşılığında davalı kooperatife devretmeyi üstlendiğini, müvekkili şirket inşaatlara başlamış ise de, davalı kooperatif ödemelerini düzenli ve yeterli yapmadığından inşaatın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kararlaştırılan sürede bitirilemediğini, müvekkili ...'...
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ve icra takibinin dayanağı, davacılar-arsa malikleri ile davalı yüklenici şirket ve yetkilisi tarafından imzalanan düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve bu sözleşme gereğince davalı yüklenici şirket adına kayıtlı taşınmaz üzerinde inşaatın teminatını teşkil etmek üzere tesis edilen inşaat teminat ipoteğidir. Dava konusu uyuşmazlık davacılar-arsa malikleri ile davalı yüklenici şirket ve yetkilisi tarafından imzalanan düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden ve bu sözleşme gereğince tesis edilen inşaat teminat ipoteğinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacılar-arsa malikleri ile davalı yüklenici şirket ve yetkilisi tarafından imzalanan düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri değerlendirilmek ve tartışılmak suretiyle çözümlenebilecektir....
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. 6502 sayılı Kanun'un 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir....
Özetle açıklanan bu hukuksal çerçeve dahilinde; yanlar arasındaki sözleşmelerin hukuksal nitelikleri değerlendirildiğinde: Her iki sözleşmenin de, niteliğince ”arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi” olmadıkları; bu sözleşmelerin “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapma vaadi” niteliğinde birer “ön sözleşme” oldukları ve zorunlu şekil koşuluna da uygun şekilde yaptıkları sonucuna varılmaktadır. Çünkü, 10.01.1995 günlü sözleşmenin 2. ve 3. maddeleri; 27.09.1995 tarihli sözleşmenin 2. ve 9. maddeleri hükümlerinde: İmar durumları belli olduktan sonra proje aşamasında taraflarca “inşaat sözleşmesinin” yapılacağı kararlaştırılmıştır. Bu sözleşme ise, yukarıda da açıklandığı üzere, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin içerdiği iki sözleşmeden birisidir. Yüklenici davalının karşı edimini oluşturan “inşaat yapma” borcunu içerir “inşaat sözleşmesi” yapılmamıştır....