Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve kayıtların Mahkemeye sunulmadığı, davalının defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK'nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK' nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğu, bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların alt kısımlarında "Kur değişikliği sebebiyle fatura ile ödemeler arasındaki oluşabilecek kur farkı tahsil edilecektir"ibaresinin bulunduğu, davacının davalıya düzenlemiş olduğu dava konusu Kur farkı faturalarının haricinde de kur farkı faturasının düzenlenmesi ve davalı tarafın kabulünde olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında kur farkı faturası düzenlenebileceği yönünde teamül oluştuğu, davacının vadesinde yapılmayan ödemeler nedeniyle kur farkı talep edebileceği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak; denetime...

    Taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu sözleşme kapsamında yapıldığı ve sözleşmede kur farkı ile ilgili düzenlemeler bulunduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 7.3. maddesinde, Türk Lirası ödemelerde ödeme tarihinde TCMB efektif satış kuruna göre kur farkı faturası kesileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre Türk Lirası ödemelerde ödeme tarihinde TCMB efektif satış kuruna göre lehe/aleyhe kur farkı doğması halinde kur farkı faturasının düzenleneceği anlaşılmaktadır. Nitekim, davacı tarafından davalıya çeklerle yapılan ödeme tarihindeki (12/10/2015) döviz kuru olan 3,34 TL üzerinden Türk Lirası karşılığı olan 283.463,44 TL esas alınmak suretiyle ödeme yapılmıştır. Davacı tarafça, sözleşmenin 7.3....

      A.Ş. süt sattığını, kurum tarafından kendisine 2007 yılından bir ay, 2008 yılından yedi ay hizmet verildiğinden bahisle 2007 yılından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini talep ettiği, davanın kabulüne dair ilk kararın Dairemizin 05.07.2018 tarihli ilamı ile dava konusu dönemde davacının tevkifat kesintisi, prim ödemesi olup olmadığının araştırılması gerektiği yönünden bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, 01.12.2007 - 20.02.2015 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde bulunan sigortalı bilgilerine göre; Kurum tarafından davacının 01.12.2007 - 31.12.2008, 04.06.2012 - 15.08.2015, 08.10.2015 - 31.12.2015 tarihleri arasında ve 01.06.2018 tarihi sonrasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabul edildiği görülmektedir....

        Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında kur farkı ödeneceğine ilişkin sözleşme yok ise de, davalının kesilen 3 adet kur farkı faturasını alıp defterlerine işlediği, bunlardan 16.05.2002 tarihli fatura bedelini ödediği ve kur farkı ödemesinin teamül haline geldiği, ödenmeyen diğer 2 adet kur farkı faturasının da ödenmesi gerektiği, takibe itirazın haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının % 40 tazminattan sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

          Mahkemece iddia , toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davalının, makinayı geç teslim etmesi nedeniyle davacının kur artışından doğan zararı ile iş kaybından oluşan zararı toplamı 16.640.00 YTL 'nın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davalı vekilinin kur artışı ile ilgili temyiz istemine gelince; Satışın dolar üzerinden yapılmış bulunmasına ve sözleşmede öngörülen teslim tarihinde satış bedelini dolar olarak hazır bulundurmayan davacının, geç teslim nedeniyle kur artışından dolayı tazminat talep edemeyeceği gözetilmeden kur artışından doğan zarara hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

            . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin yurt dışından dövize bağlı olarak kimyevi madde ithal ettiğini, davalıya satılan mallardan dolayı oluşan kur farkı alacağının ödenmemesi üzerine, 04.02.2009 tarihli 57.128 TL bedelli kur farkı faturalarının tahsili için yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında kur farkı ödeneceğine ilişkin yazılı bir sözleşme veya teamül bulunmadığını, bu nedenle davacının kur farkı talep edemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

              - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ödemeleri ABD Doları olarak ticari alış veriş gerçekleştiğini, davalının ödemelerini "TL" üzerinden yaptığını, kur farkından doğan 31.01.2009 tarihli ve 59.829.00 TL. bedelli faturanın ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla kur farkından doğan 10.000 TL. alacağın işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ticari ilişki kapamında bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının kur farkına ilişkin talebinin bulunmadığını, taraflar arasında kur farkının isteneceğine dair yazılı sözleşme bulunmadığını, faturaların "TL" olarak düzenlendiğini, kur farkı isteneceği yönünde teamül de bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....

                Davacı, Kurum'ca 01/09/1994 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayıldığından ve 01/05/2008-15/05/2011 tarihleri arasındaki dönem yönünden davanın konusu kalmadığından bu tarihler arasında davacının Tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 01/09/1998-31/12/2008 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 14/03/2011 tarihli tescil talebine istinaden 01/09/1998 tarihi itibariyle Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, 01/09/1998-31/12/2001 ve 01/07/2003-30/04/2008 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu,ve 5 yılı aşkın prim borcunun bulunması nedeni ile 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi uygulanarak sigortalılığının tescil tarihi itibari ile durdurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı durdurulan sigortalılığa ilişkin olarak prim borçlarını ödemek suretiyle sigortalılığı her zaman elde edebileceğinden bu dönem yönünden sigortalılığın tespitinde hukuki yarar bulunmamaktadır....

                    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 01/11/1998-31/12/1998 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/10/1998 tarihi itibariyle Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, 01/10/1998-28/11/2007 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu ve 5 yılı aşkın prim borcunun bulunması nedeni ile 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi uygulanarak sigortalılığının tescil tarihi itibari ile durdurulduğu anlaşılmaktadır Davacı durdurulan sigortalılığa ilişkin olarak prim borçlarını ödemek suretiyle sigortalılığı her zaman elde edebileceğinden bu dönem yönünden sigortalılığın tespitinde hukuki yarar bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu