Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; muhdesat aidyetinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar dava şartının işbu dosyada mevcut olmadığı, bu sebeple bir kısım davalıların davayı kabulünün sonucu değiştirmeyeceği, Bu sebeplerle davacının işbu tespit davası niteliğindeki muhdesat aidiyeti davasını açmasında hukuki yararının olmadığı gerekli olduğu tüm bu deliller ışığında davanın HMK'nın 114/1- h ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Muhdesat Aidiyetinin Tespiti istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6.Hukuk Dairesi iş bölümünün 6.maddesinde; "Taşınmaz üzerinde bulunan yapı, ağaç ve benzeri muhtesatın aidiyetinin tespiti istemiyle açılan her türlü davalar sonucunda genel mahkemelerce verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır....

Davalılar vekili, dava konusu 190 ada 58 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 17 adet kiraz ile 2 adet vişne ağaçlarının davacı tarafından dikildiğini ancak; 127 ada 2, 190 ada 20 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan ağaçlar ve 200 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın mirasbırakan... ile davalılardan ... tarafından dikildiğini/yapıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; tanık beyanlarından, köy yerinde tarım arazisi niteliğindeki, köy yaşam şartları ve muktezası gereği iş bölümü şeklinde kullanılan taşınmazlarda muhdesat aidiyeti sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. .//.. Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....

      (Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 03.04.2017 tarih ve 2015/3714 E.-2017/4822 K.sayılı kararı) 10/2017 tarih ve 2015/14074E.,2017/13922K.Sayılı kararı ) Muhdesatın aidiyeti davalarında, davanın harca esas değeri, dava konusu yapılan muhdesatın (davacı ile dava açılmadan önce davacının muhdesat iddiasını kayıtsız şartsız kabul eden davalılar dışındaki) davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeridir (zemin bedeli hariç). Buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nun 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderinden ve taraflar yararına takdir edilen vekalet ücretinden her bir davalının tapu payları/veraset ilamındaki miras payları oranında sorumlu tutulmaları gerekeceği kuşkusuzdur. (Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 26.10.2016 tarih ve 2016/14647 E.-14532 K.sayılı kararı) Muhdesatın aidiyeti davasının, muhdesat iddiasını kabul etmeyen tüm kayıt malikleri aleyhine açılması gerekir....

      Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır(TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1629 esas sayılı dosyasının uyap üzerinden incelenmesinde, davacılar vekilinin 24/09/2020 tarihine kadar Sulh Hukuk Mahkemesi'nde herhangi bir muhdesat iddiası ileri sürmediği, 24/09/2020 tarihli celsede ise, 28/02/2020 tarihinde açtığı muhdesat aidiyeti davası bulunduğunu bildirdiği, duruşmada hazır olan davacılar vekiline bu konuda beyanda bulunma olanağı tanınmamışsa da, davacılar Zeyni ve Zennur vekilinin Bursa 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/65 sayılı dosyasına 25/06/2020 tarihinde verdikleri cevap dilekçesinde muhdesat iddiasına karşı bir itirazlarının bulunmadığını bildirdikleri bu itibarla davacının davalılar Zeyni ve Zennur bakımından Sulh Hukuk Mahkemesi'nde muhdesat konusunda çekişme yaratmadan eldeki aidiyet davasını açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı ortadadır....

        O halde mahkemece; tarafların, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki yapılarla ilgili açıkça muhdesat iddialarının bulunması halinde, bütün pay sahiplerinin muhdesat iddialarına karşı muvafakatının bulunup bulunmadığı sorularak tüm paydaşların muvafakatı bulunmaz ise iddiada bulunan tarafa muhdesatın aidiyeti davası açmak üzere süre verilip, dava açıldığı takdirde kesinleşmesinin beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı kabul ve HMK'nın 297. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde infaza elverişsiz hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı T3 vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353/1- a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı T3 vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Denizli 2....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapusuz taşınmaz tescili ... ve müşterekleri ile Hazine ve ... aralarındaki tapusuz taşınmaz tescil davasının reddine dair Türkeli Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 28.06.2011 gün ve 11/163 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına 02.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır(TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....

            edilen iş bu iyileştirmeler, faydalı masraflar taşınmaz üzerindeki yapıların değerini arttırdığını ve davalıların sebepsiz zenginleşmesine neden olduğunu, mahkemece taşınmaz üzerindeki yapıların muhdesat aidiyetinin tespitine, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yapılar üzerinde beyan edilen tadilat ve ilavelerin toplam değeri 19.000,00 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen yasal faizi ile birlikte talep ettiğini, dava dilekçesinde sadece muhdesat aidiyetinin tespitini talep etmiş olmaları nedeniyle dava dilekçelerini muhdesat aidiyeti tespiti ile birlikte ıslah etmek ve taleplerini, terditli hale getirerek öncelikle muhdesatların aidiyetinin davacıya ait oluğunun tespiti, aksi kanaat hasıl olması halinde, yapılarda davacının yapmış olduğu değer arttırıcı masrafların davacıya ödenmesini talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu bildirerek dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve A ve B harfli yapıların davacı tarafından yapıldığının ve muhdesatın...

            UYAP Entegrasyonu