Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmaz Tescili K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ikame olunmuş ve derdest bulunan muhdesatın aidiyeti davasının açılmasını gerektirir bir dava olmadığı gibi taşınmaz maliklerinden olan T5 davalı olarak gösterilmemiş olup bu eksikliğin giderilmesinin hukuki olarak zorunlu olduğunu, muhdesatın aidiyeti davaları istisnai davalardan olup hukuki yararın bulunması gerektiğini, öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edildiğini, taraflar arasında derdest herhangi bir ortaklığın giderilmesi, kentsel dönüşüm uygulaması, kamulaştırma işlemine ilişkin bir dava bulunmadığı gibi taşınmaz mülkiyetine ilişkin açılmış bir dava da bulunmadığını, taraflar arasında devam eden Lüleburgaz 2....

    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olaya gelince; davalı ...’nın yargılama sırasında ve temyiz aşamasında, davalı ... ve ...’nun ise temyiz aşamasında muhdesat iddiasında bulunulduğu anlaşılmıştır....

      Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olaya gelince; mahkemece muhdesat hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı belirtilmekle birlikte oran kurulmaksızın satış bedelinin dağıtılmasına karar verilmiştir. Dava konusu 3617 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapıların aidiyetine ilişkin tapuda şerh bulunmamaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapusuz taşınmaz tescili ... ile ... aralarındaki tapusuz taşınmaz tescili davasının kabulüne dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 09.07.2013 gün ve 419/397 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 3402 sayılı Kanunun 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığına 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmaz Tescili ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapusuz taşınmaz tescili davasının kabulüne dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca ...'den harç alınmasına mahal olmadığına 28.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....

              Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesatların bulunduğu taşınmaz ile ilgili taraflar arasında Merzifon Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/562 Esas sayılı dosyası ile derdest ortaklığın giderilmesi davasının bulunduğu ve bu kapsamda davacıların eldeki muhdesatın aidiyeti davasını açmakta hukuki yararlarının kabulünün gerektiği, Muhdesatın aidiyeti davalarının, muhdesatın davacı tarafından yapıldığını açıkça kabul etmeyen mirasçılara ve taşınmaz paydaşlarına karşı açılmasının gerektiği, taraf teşkilinin ise kamu düzeninden olması nedeniyle tarafların kök murislerine ait veraset ilamlarının dosya arasına alındığı ve taraf teşkilinin sağlandığı ve bu hususta eksiklik bulunmadığı ayrıca ortaklığın giderilmesi davasında davalılardan bir kısmının davacıların dava konusu edilen muhdesatların kendi nam ve hesabına yaptırıldığına dair beyanlarını kabul etmediği bununla birlikte eldeki dava dosyasında da davalıların davaya cevap vermediği gibi davayı...

              Taşınmaz üzerine daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp, mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhtesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini artıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. Bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat aidiyeti davası açılamaz, iyileştirici nitelikteki giderlerden paya düşenden fazlasını, ancak koşullarının varlığı halinde TBK.nun 77 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile istenebilir....

              Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

                UYAP Entegrasyonu