Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında dava konusu muhdesata ilişkin herhangi bir sözleşme düzenlenmediğini, sözleşme olduğu varsayılsa bile iddia edilen sözleşme tarihi 28.11.1992 olup zaman aşımına uğradığını, muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar olmadığını, taşınmazın mülkiyeti Sarıyer Belediyesi'ne ait olup muhdesatın müvekkili Muhlis tarafından 01.01.1976 tarihinde inşaa ve iktisap edildiğini, müvekkilinin 1983 yılında Sarıyer Belediyesi'ne başvurduğunu, taaşınmazın 08.07.2011 tarihinde müvekkili Muhlis tarafından müvekkili Fatih'e satıldığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

    (HMK 114/1-h 115 m) Öğretide ve Yargıtay’ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olaya gelince; Mahkemece, dava konusu muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmiş ise de, temyize konu olan bu davada taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davası bulunmadığı, taşınmaz ve muhdesatın kamulaştırmaya konu olduğuna dair herhangi bir iddia, savunma, bilgi ve belge de bulunmadığı gibi dava konusu olan 1193 parsel sayılı taşınmazın dosya içeriğinde bulunan tapu kaydına göre, davacının muhdesatın tespiti davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı, bir başka deyişle dava şartının gerçekleşmediği dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerle anlaşılmıştır....

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; şikayete konu takibin dayanağının muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin ilam olduğunu, takibin dayanağı olan muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin davanın taraflar arasında görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasında taraflarına verilen yetkiye istinaden açıldığını, ortaklığın giderilmesi davasının halen derdest olduğunu ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının bekletici mesele yapıldığını, işbu dava taşınmazın aynına ilişkin olup mülkiyetin ihtilafı çözümlenmeden ortaklıklığın giderilmesi davasının neticelendirilmesinin mümkün olmadığını beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Takibin dayanığı olan ilamın, mülkiyet (muhdesat) tespitine ilişkin olduğu ve dolayısıyla kesinleşmeden icraya konulamayacağına ilişkin şikayettir....

      Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan bedel isteğine ilişkindir. Her ne kadar, davacı tarafın muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin talebi bulunmakta ise de, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan alacak talebi, zaten muhdesatın aidiyetinin tespitini de gerektirdiğinden, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (5.)...

          Bu nedenle kavak ve söğüt ağaçları, kendiliğinden yetişebilen ya da ekonomik amaçla yetiştirilen ve kesilip satılabilen ağaçlar olması nedeniyle muhdesat niteliğinde olmayıp, taşınır hükümlerine tabi mal niteliğinde olduğundan, bu tür ağaçlarla ilgili sorunun çözümünün TMK'nin 728. ve 729. maddelerinde aranması gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir....

          Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukun'da, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK mad. 722, 724 ve 729), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

            Mahkemece, davacının yaptırdığı evin kendisine ait olduğunun tespiti için davalı ...’ne karşı açtığı davada hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir....

              Mahkemece, davacının muhdesatın tespiti talebi yönünden; muhdesatın tespiti davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı belirtilerek davanın HMK 114/1- h ve HMK 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, davacının tazminat talebi yönünden; koşulları oluşmayan davanın reddine, karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Nizip 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/1 Esas 2022/133 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava muhdesatın tespiti ve tazminat isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır....

              Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde kat mülkiyeti kurulmasına, bununda mümkün olmaması halinde muhdesatın davacı tarafından yapıldığının tespiti ile bedelinin tazminine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, dava terditli olarak açılmıştır. Davacının sonuncu talebi, muhtesatın davacı tarafından yapıldığının tespiti ile bedelinin tazminine ilişkindir. Tazminat istemi, hem bir tespiti içerir, hemde edayı gerektirir. Davacının, eda davası açması gereken hallerde tesbit davası açmasında hukuki yararı yok ise de; iş bu davada, tespiti de içeren tazminat isteminde bulunduğu gözetilerek, davanın esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucu dairesinde bir hüküm kurulmalıdır. Zira, Eda davaları tespit ve edadan olmak üzere iki bölümden oluşur....

                UYAP Entegrasyonu