Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin ya da muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekir. Bununla birlikte HMK 312/2. maddesi hükmüne göre, davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve cevap dilekçesi veya yargılamanın ilk duruşmasında davacının talep sonucunu kabul etmiş ise, yargılama giderinden sorumlu değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve tapuya şerhi isteğine ilişkin olup, çekişmenin giderilmesi için öncelikle muhdesatın aidiyetinin tespiti gerektiğinden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteği, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir....
Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....
Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti A.. S.. ile T.. E.. ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı T.. E.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların paydaş olduğu ... parsel sayılı taşınmazın zeminde yapılan taksim doğrultusunda taraflarca kullanıldığını, üzerinde bulunan evin ve ağaçların davacıya ait olduğunu açıklayarak bu hususun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, fiili taksim yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Muhdesatın tespiti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın mülkiyetinin tespiti değil, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin ya da davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davaya konu muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin ya da davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, asıl davaya ilişkin hükmün HUMK'un 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
Davalılar ve birleşen davacılar, toprak tevzii komisyonu tarafından tespit edilen sınırlar dahilinde taşınmazları kullandıklarını, zeytin ağaçlarının 50 yaş civarında ve tümünün dikme olduğunu,dava açılıncaya dek aralarında bir ihtilaf olmadığını belirterek davanın reddini olmadığı taktirde temliken tescil savunmasında bulunmuş, birleşen dava da; davacı taşınmazının içinde kaldığı tespit edilen zeytin ağaçlarının aidiyetinin tespiti ve beyanlar hanesine şerh düşülmesi olmadığı taktirde ağaçların bedellerinin tazminine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinin kısmen kabulüne, birleşen muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğinin reddine, ağaç bedellerinin davacı- birleşen davalıdan tahsili ile davalılar- birleşen davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Karar, davacı (birleşen davalı) ve davalılar (birleşen davacılar) tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2451 KARAR NO : 2022/2525 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SAMSUN 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/331 ESAS, 2022/356 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Samsun 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/331 esas, 2022/356 karar sayılı dava dosyasında verilen muhdesat aidiyetinin tespiti talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Samsun İli Canik İlçesi Kaleboğazı Mah. 104 Ada, 1 parselde kayıtlı taşınmazın davalılar adına kayıtlı olduğunu, buna rağmen taşınmazın üzerindeki betonarme yapıları ayrı ayrı davacıların yaptığını ve bu evlerde davacıların yaşadığını, bu taşınmazın ve başkaca taşınmazların paylaştırılması konusunda hissedarlar anlaşamadığından, T7 ve T8 tarafından Samsun...
Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....
Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. 2.Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır....