WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim öğreti ve uygulamada muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazın ortaklığının giderilmesi için açılmış ve görülmekte olan bir dava bulunması halinde muhdesatı meydana getiren malik veya paydaşların bu olgunun tespiti istemiyle, yine muhdesat veya üzerinde bulunduğu taşınmazın kamulaştırılması halinde muhdesatı meydana getiren kişi veya kişilerin zilyetliğin tespiti istemiyle dava açmaları halinde hukuki yararın var olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu iki ayrık hal dışında muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespiti istemiyle açılan tespit davalarının dinlenebilmesi için ise kural olarak az yukarıda açıklanan tespit davalarının kendine özgü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiği tartışmasız kabul edilmektedir....

    ve müştemilatı mevcut olduğunu, bunlar tapu kaydında gözükmediğini, davanın kabulü ile adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini, Şehitler Mahallesi, Paşalık Yolu Mevkiinde bulunan, 470 Ada 48 Parsel nolu 215,89000 m² taşınmazın üzerindeki ev ve müştemilatın müvekkiline aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    a ait olduğunun tespitine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekillerince ayrı ayrı, davacılar vekilince ise harç ve yargılama giderlerine hasren süresinde temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. A- Davalılardan Enerji Piyasası Düzenmeme Kurumu'nun hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Kural olarak, taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında, husumetin muhdesatın bulunduğu taşınmaz maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur. Ne var ki, davacı taraf dava dilekçesinde taşınmaz maliki olmayan, kamulaştırma işlemini yapan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nu da hasım göstererek dava açmıştır. Aleyhine dava açılan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu taşınmazın maliki olmadığı gibi, davanın açılmasına sebep olacak bir eylemde de bulunmamıştır....

      Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22/12/1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

      Temyiz Sebepleri Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılabilecek durumların sınırlı olarak sayılmadığı, buna ilişkin içtihatlar olduğu, ilk derece mahkemesi kararında hukuki yararın var olduğu ve davalıya davanın yöneltilmesi gerektiği gerekçelerinin açıklandığı, tasarrufun iptali davası kabul edildiği takdirde taşınmaz muhdesatla birlikte satılacağından tespite ilişkin mahkeme kararı temin edemeyen muhdesat malikinin mülkiyet hakkının ihlal edileceği, istinaf mahkemesinin ret gerekçesine göre davacı tarafın mülkiyet hakkını ileri sürecek karşı taraf bulunmadığı hususlarına itiraz etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 684 inci maddesi, 718 inci maddesi, 722 inci maddesi, 723 üncü maddesi ve 724 inci maddesi 3. Değerlendirme 1....

        İlk derece mahkemesinin 05/07/2018 tarihli kararına karşı istinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve esas bakımından hukuka aykırı olduğunu, kendilerinin muhdesatın aidiyetinin (arazi üzerindeki taşınmazın müvekkil tarafından yapıldığının) tespiti ile muhdesatın bulunduğu arazinin yeterli kısmının veya tamamının müvekkili adına temliken tescilini talep ettiklerini, gerekçeli kararda; davanın, muhdesatın aidiyetinin tespiti davası olduğunun belirtildiğini ancak davanın aynı zamanda temliken tescil talebini de içerdiğini, mahkemece yapılan belirlemenin eksik olduğunu, 05.07.2018 tarihli kısa kararda; muhdesatın aidiyeti talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine ve temliken tescil talebinin ise şartları oluşmadığından reddine şeklinde hüküm kurulduğunu, dolayısıyla gerekçeli kararda, tarafları aydınlatacak ve kararın denetlenmesine imkan verecek şekilde olmak üzere; muhdesatın aidiyeti talebi konusundaki hukuki yarar kavramının ne olduğu, taleple...

        Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile karar içeriğinde belirtilen muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... ile ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece her ne kadar yazılı gerekçeler ile kabul kararı verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; 1-26.05.2004 gün ve 5177 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 19. maddesine eklenen ek fıkra hükmünde; "Başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında binaların asgarî levazım bedeli, ağaçların ise 11. madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir" denilmektedir....

          Nitekim öğreti ve uygulamada muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazın ortaklığının giderilmesi için açılmış ve görülmekte olan bir dava bulunması halinde muhdesatı meydana getiren malik veya paydaşların bu olgunun tespiti istemiyle, yine muhdesat veya üzerinde bulunduğu taşınmazın kamulaştırılması halinde muhdesatı meydana getiren kişi veya kişilerin zilyetliğin tespiti istemiyle dava açmaları halinde hukuki yararın var olduğunun kabul edilmesi gerektiği, kabul edilmektedir. Somut olaya gelince, Mahkemece, dava konusu taşınmazın kamulaştırma kapsamında kalıp kalmadığı olgusu araştırılmadan yazılı gerekçe ile hüküm kurulduğu görülmüştür....

            Davacı vekili, 06.10.2011 havale tarihli dilekçe ile açtıkları davaya ilişkin taleplerini, taşınmaz üzerindeki meyve ağaçları ve kavak ağaçlarının davacıya aidiyetinin tespiti ve taşınmazın davacı adına tescili olarak ıslah etmiştir. Yargılama sırasında taşınmazın Kralkızı Barajı göl alanında kaldığı gerekçesiyle DSİ Genel Müdürlüğü'ne husumet yaygınlaştırılmıştır. DSİ vekili, taşınmazın sular altında kaldığı, zilyetlik şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddini istemiştir. Orman Yönetimi, 18.06.2010 tarihli harçsız dilekçe ile çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir....

              Mahkemece, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan muhtelif sayıdaki fıstık ağaçlarının ve tel örgünün davacılara aidiyetinin tespitine, tapu sicilinin beyanlar hanesine işlenmesine karar verilmiş ise de, varılan sonuç ve oluşturulan hüküm az yukarıda zikredilen yasal düzenlemelere ve yerleşik uygulamaya uygun düşmemiştir. Aidiyetinin tespiti istenen ve mahkemece kabulüne karar verilen tel örgü sisteminin taşınmazın bütünleyici parçası niteliğinde olmayıp (mütemmim cüz) her zaman için sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşya (teferruat) niteliğinde oldukları kuşkusuzdur. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesatın aidiyeti davası açılmasında hukuki yarar bulunmaması, ayrıca TMK'nın yazılmasına izin vermediği bir belirtmenin kütüğün beyanlar sütununda gösterilmesi ve HMK'nın 297/2 maddesi uyarınca infaza elverişli biçimde hüküm kurulmaması doğru değildir..." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu