"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava; tapulu taşınmazda harici satış yolu ile oluşan zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 18.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, satış bedeli 30.000 doların davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Davacı, haricen satın aldığı tapulu taşınmazın tapu devrinin verilmemesi nedeni ile ödediği satış bedeli ile birlikte ferağının verileceği zannıyla yaptığı faydalı ve zaruri giderlerin ödetilmesini eldeki dava ile talep etmiştir. Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (MK.705, BK.213, Tapu 2010/8572-17348 K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler....
Davacı taraf dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında; harici satış sözleşmesine ve zilyetliğe dayanarak eldeki davayı açmış ve tapu iptal tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece de taşınmazın tapusuz yerlerden olduğu gerekçesiyle zilyetlikle edinme yasal şartları oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtmek gereklidir ki öncelikle davada çözümlenmesi gereken husus; dava konusu edilen taşınmazın kadastro öncesinde tapu kaydının olup olmadığı hususudur. Davalı taraf taşınmazın kadastro öncesi de tapu kaydının bulunduğunu savunmuş, bu hususu istinaf dilekçesinde de ileri sürmüştür. Gerek zilyetlikle kazanım koşullarında, gerekse harici satış sözleşmesine dayalı taleplerde bir yerin tapulu olup olmadığı hususu önem arzettiğinden mahkemece bu hususun tereddütsüz şekilde ortaya konulması gerekmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapulu taşınmazda harici satış senedi ile oluşan zilyetliğe dayalı müdahalenin önlenmesi, eski haline iade ve tazminat isteğine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 18.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Tapulu taşınmazlar TMK 706, BK 237 ve TK 26. maddeleri uyarınca tapu memuru önünde yapılacak resmi işlem ile devredilir. Bu şekil taşınmazların devrinin geçerlilik şartı olup tapu dışı satışlara taşınmazın mülkiyetinin devri yönünde hukuki değer vermez. Geçerlilik şartı olan bu hükme aykırı düzenlenen sözleşmeler geçersizdir. Bu nedenle tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile devri mümkün değildir. (Yargıtay l.HD 01.07.2008 gün 3589- 8256 sayılı kararı) TMK 730 TK 26 Noterlik kanunu 60 ve 89.maddeler de benzer düzenleme içermektedir. Resmi şekilde düzenlenmemiş olan ve geçerli olmayan tapulu taşınmaz satış sözleşmesine istinaden tapu iptali ve tescil talep edilemez. Taraflar geçersiz sözleşme nedeniyle verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilirler....
CEVAP: Davalılar Mehmet Yıldırım, İsmail Yıldırım, Mustafa Yıldırım, Ramazan Yıldırım, Zeynep Şimşek, İbrahim Yıldırım vekili cevap dilekçesini tekrarla, davacının iddialarının kendi içerisinde çelişkili olduğunu, davacının davaya konu yeri 36 yıl önce satın aldığını ve bu yeri o tarihten beri kullandığını iddia ettiğini, dava konusu taşınmazın tapulu bir taşınmaz olduğunu, tapulu taşınmazın zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla elde edilmesinin mümkün olmadığını, davacının taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bir an için bu iddianın doğru olduğu kabul edilse dahi tapu memuru huzurunda ya da noter huzurunda resmi şekilde yapılan bir satış olmadığından satışın geçersiz olduğunu, davacının dosyaya sunduğu herhangi bir belge yada senet bulunmadığını, bu şekilde bir belge olsa bile geçersiz olduğunu, davacının satış ve ödeme iddiasını yazılı belgeyle kanıtlaması gerektiğini, bu konuda tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini, davacının hanımının ve çocuğunun...
Dava, nizalı taşınmazın kadastro tespitinin yapıldığı 2002 yılından sonra ancak (31.12.2012 tarihli) kesinleşme tarihinden önce 11.02.2007 tarihli tarla alım satım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olarak açılmış ise de; dava konusu parsele kadastro çalışmaları esnasında 03.08.1935 tarih ve 12 sıra ile 11.03.1975 tarih ve 13 sıra nolu tapu kayıtlarının uygulandığı anlaşıldığına göre, taşınmazın kadastro öncesi de tapulu olması nedeniyle 2007 yılında yapılan harici satış kural olarak, geçerli bir hukuki sonuç doğurmaz ve haricen satın alana herhangi bir hak bahşetmez Tüm bu açıklamalar göz önüne alınarak; mahkemece yapılacak iş; yeniden fen, mahalli bilirkişiler ve tanıklar aracılığıyla 130 ada 129 parselin bulunduğu yerde keşif yapılmak suretiyle yukarıda ifade edilen ve kadastro kadastro çalışmaları sırasında uygulanan tapu kayıtları tedavülleri ile birlikte bulundukları yerlerden getirtildikten sonra, dayanak tapu kayıtlarının zemine uygulanması, taşınmazın kapsamda...
Mahallesi 7602 ada 1, 2, 8, 9, 10, 11, 12 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapu siciline kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hükmü bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 237, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince, tapulu bir taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Taraflar arasındaki davanın konusu harici satım niteliğindeki sözleşmeye dayalı taşınmazın devrini içeren tapu iptali ve tescil talebidir. Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetinin naklinin hüküm ve sonuç doğurabilmesi için sözleşmenin TMK’nın 706., BK’nın 213. (TBK'nın 237....
Tapulu taşınmazlar TMK 706, BK 237 ve TK 26. maddeleri uyarınca tapu memuru önünde yapılacak resmi işlem ile devredilir. Bu şekil taşınmazların devrinin geçerlilik şartı olup tapu dışı satışlara taşınmazın mülkiyetinin devri yönünde hukuki değer vermez. Geçerlilik şartı olan bu hükme aykırı düzenlenen sözleşmeler geçersizdir. Bu nedenle tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile devri mümkün değildir. (Yargıtay l.HD 01.07.2008 gün 3589- 8256 sayılı kararı) TMK 730 TK 26 Noterlik kanunu 60 ve 89.maddeler de benzer düzenleme içermektedir. Resmi şekilde düzenlenmemiş olan ve geçerli olmayan tapulu taşınmaz satış sözleşmesine istinaden tapu iptali ve tescil talep edilemez. Taraflar geçersiz sözleşme nedeniyle verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilirler. Bu itibarla davacının resmi şekilde düzenlenmemiş geçersiz (şifahi) sözleşme nedeniyle tapu iptali ve tescil talep edemeyeceği gözetilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapulu taşınmaza müdahalenin önlenmesi, birleştirilen dava harici satış sözleşmesi ile oluşan zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup birleşen dosyanın davacısı tarafından temyiz edilmiş olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 7.5.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....