"K A R Ş I O Y" Dava harici satın alma ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince tapuda kayıtlı olan dava konusu taşınmaza ilişkin satış işleminin resmî şekilde yapılması gerektiği bu sebeple harici satış iddiasının hukuken geçerli sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara yönelik istinaf talebi ise esastan reddedilmiştir. Hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, özel Dairece özetle; “davanın TMK’nın 713 üncü maddesinin ikinci fıkrasına ilişkin ölüm nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, bu sebeple iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gerektiğinden karar bozulmuş, İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına direnilmiştir....
Bu nedenle, hak düşürücü süreden tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Harici satış senedinin kadastro tespitinden önce ya da sonra düzenlenmiş olmasının mevcut durum karşısında sonuca bir etkisi olamaz. Çünkü kadastro tespitinden sonra düzenlenmiş olsa bile tapulu taşınmazların TKM.nun 706, BK. 213 ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddesi gereğince satışlar resmi şekilde yapılmadıkça geçerli bir hukuki sonuç doğurmazlar. Davacı vekilinin tapu iptali ve tescil davasına yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile hükmün buna ilişkin bölümünün ONANMASINA, Davacı vekilinin, harici satış senedinden kaynaklanan bedel ile cezai şarta ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili, dava dilekçesinde, tapu iptali ve tescil olmadığı, takdirde bedel ile cezai şartın tahsiline karar verilmesini istemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/01/2020 NUMARASI : 2015/693 ESAS, 2020/40 KARAR DAVA KONUSU : Harici Alıma Dayalı Tapu İptali ve Tescil, Olmazsa TMK. 722. Ve KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
rağmen mahkemece davanın kadastro tespitinden önceki hukuksal sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak algılandığı ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi gereği hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile davanın reddine karar verildiğini, satış senedine dayalı sözleşmelere ilişkin açılan tapu iptali ve tescil davalarının hak düşürücü süre ve zaman aşımına tabii olmadığını, mahkemenin dava türünde hataya düştüğünü" öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur....
Davaya ayrı ayrı cevap veren davalılardan ..., ..., ... ve ... özetle davacının haricen satın aldığını iddia ettiği taşınmazın satış iddia edilen tarihte tapulu olup tapulu olan taşınmazlarda ise harici satışın geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Davalılardan ... 18.03.2016 tarihli 3. celsede davayı kabul beyanında bulunmuştur. Diğer davalılar kendilerine usulüne uygun tebligatlara rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu 1143 ada 39 parsel sayılı taşınmazın davalıların murisi olan ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... oğlu ... adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm davalılardan ... ve ... vekili ile davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava TMK’nin 713/2. maddesindeki ölüm nedenine dayalı mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu dava kural olarak ölü kayıt malikinin mirasçılarına yöneltilerek açılır. Somut olayda dosyada muris ...’ya ait ilki Bakırköy 2....
Şöyle ki, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı TMK'nun 706, 6098 sayılı TBK'nun 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Davaya konu 4136 parsel; sözleşme tarihi olan 1997 yılında tapulu bulunduğundan, haricen satışın geçerli olduğundan bahsedilemez. Keza, dava konusu sözleşmenin yapıldığı tarihte dava konusu taşınmazın tapuya kayıtlı bir taşınmaz olduğu mahkemenin ve tarafların da kabulündedir. Satış ilişkisinin davalı tarafından inkar edilme miş olması da, davayı açık kabulü bulunmadığı sürece sonuç doğurmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık 31.08.1988 tarihli harici satış senedine dayanarak tapu iptali ve tescil istediği, taraflar arasındaki uyuşmazlık şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil olmadığında bedel isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı T8 ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın murisleri Mustafa Çobandan devrolduğunu, daha önce 2017/588 esas sayılı dosya ile tapu iptali ve tescil davası açıldığını ve bu davanın reddolduğunu, harici satış sözleşmesinde ismi bulunan şahıslar arandığında bu konuda herhangi bir şahitliklerinin olmadığını ifade ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T4 ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın murisleri Mustafa Çobandan devrolduğunu, daha önce 2017/588 esas sayılı dosya ile tapu iptali ve tescil davası açıldığını ve bu davanın reddolduğunu, harici satış sözleşmesinde ismi bulunan şahıslar arandığında bu konuda herhangi bir şahitliklerinin olmadığını ifade ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Yapılan açıklamalardan da anlaşıldığı gibi davacı ... 4.12.1990 ve 27.2.1991 tarihli harici satış senetleriyle Kadastro Mahkemesinde dava devam ederken ...’dan tapulu taşınmazı harici satış senetleriyle satın almıştır. Taşınmaz kadastro öncesinde tapulu bir yerdir. Somut olayda, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 40. maddesinde açıklanan koşullarda gerçekleşmemiştir. Tespitten sonra yapılan harici satış olduğundan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinde öngörülen koşullardan da söz edilemez. Tapulu bir yerin haricen satın alınması TMK. nun 706, BK. nun 213, 2644 sayılı TK. nun 26 ve Noterlik Kanununun 60. maddesi gereğince hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Bu nedenle de davacı ... tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2022 NUMARASI : 2020/192 ESAS, 2022/306 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Harici Satış Sözleşmesine Dayalı) KARAR : KONYA 8....