"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.09.2014 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, harici satış iddiasına dayalı ... iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ... adına tapuda kayıtlı dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 8191 ada, 13 parselde kayıtlı taşınmazı, dava dışı ...'den 05/03/1993 tarihinde satın aldığını, satış bedelinin takside bağlanan kısımlarının ödenmesinden sonra tapuda devir yapılmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin yurt dışında bulunduğu bir sırada davalının dava dışı ...'...
Tapusuz taşınmazların harici satışı menkul satışı hükmünde olması itibariyle taşınmazın zilyetliğinin de devri halinde harici satış sözleşmeleri geçerli ise de, tapulu bir taşınmaz malın mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması, Borçlar Kanunu 213, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60 ve Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan gözönünde tutulur. O halde harici satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın satış tarihi itibariyle tapulu olup olmadığı kesin olarak anlaşılamadığından, mahkemece öncelikle bu hususta araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davacı adına tapuya tescilinin mümkün olmadığını, harici satışın taşınmazın tapulu olması sebebiyle resmi şekilde düzenlenmiş olması durumunda geçerli olduğunu, davacının bu dava ile tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat talep ettiğini, ancak harici satış iddiasının ispatı gerektiğini, tapu kayıtları incelendiğinde dava konusu taşınmazın müvekkili T3 9.840.000,00 TL bedelle satılmış olduğunu, davacının söz konusu arsa üzerine bina inşa etmeye başladığından müvekkilinin arsanın kaç metrekaresinin kendisine ait olduğunu tespit edemediğini, davacı vekilinin iddiaları doğrultusunda herhangi bir satış sözleşmesi yapılmadığını ve davacının müvekkiline 7.750.000.000,00 ödemediğini, müvekkilinin davacıdan para almadığını, dosyadaki belgeler incelendiğinde müvekkilinin Marsilya Başkonsolosluğundan tasdikli 01/05/1992 tarih 2081/575 sayılı vekaletname ile eşini yetkili kıldığını ve eşi Remziye Ordu tarafından tapuda düzenlenen...
durumunda bulunan ...; tapu iptali ve tescil isteği kabul edilmediği takdirde taşınmazın bugünkü değerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Dava konusu 1600 ada 14 parsel,11.02.1998 tarihinde imar yoluyla, dava dışı önceki malikler ... ve ... adına tapuya tescil edilmiş, 03.10.2005 tarihinde satış yoluyla davalı ... Turizm Ltd. Şti. adına, 17.10.2007 tarihinde satış yoluyla davalı ... adına, son olarak 10.05.2010 tarihinde satış yoluyla dava dışı Kadriye Kaymak adına tescil edilmiştir. Satışın yapıldığı tarihte taşınmaz tapuda kayıtlı olup tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmeler Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26.maddesi hükümleri uyarınca resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmaz. Geçersiz bir harici satışa dayanılarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz ancak, koşulları varsa ise geçersiz sözleşmeden kaynaklanan satış bedelinin iadesi istenilebilir....
Mahkemece, davacının tapu iptal ve tescil istemi yönünden 1991 ve 1993 tarihli harici senetlerin tapulu yerde hukuki sonuç doğurmayacağı ve ifrazı mümkün olmadığından bu talebin reddine, levazım bedeli yönünden ise, arzı satın alan muhdesatı da almış olacağından davalı satın aldığında muhdesatın davacıya ait olduğunu bildiğinden 6794 TL ev ve müştemilat bedelini dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar vermiştir. Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; Dava konusu taşınmaz kadastro yoluyla 29.08.1992 tarihinde verasette iştirak halinde ... ve altı arkadaşı adına tescil edilmiştir. Davacı tapulu olan taşınmazı 15.02.1993 tarihinde düzenlenen harici satım senedi ile mirasçılardan ...'dan satın almıştır. Bundan sonraki süreçte nizalı yere bina yapmıştır....
İlk derece mahkemesi tarafından davanın harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil olarak değerlendirilip yazılı gerekçe ile tapu iptal ve tescil yönünden reddine karar verilmiş ise de, incelenen dosyada davacının 15/08/2005 tarihli satış senedine dayalı olarak iş bu davayı açtığı ve senette açıkça kardeş olan tarafların anneleri Hatice'den intikal eden taşınmazların satışı konusunda anlaştıkları sabittir. Sözleşmenin imzalandığı tarihte davaya konu paylar halen anneleri Hatice adına kayıtlıdır. Dolayısıyla davaya konu sözleşme harici satış sözleşmesi olmayıp miras payının devri sözleşmesidir. Bilindiği üzere; mirasçılar miras yoluyla kendilerine intikal eden hakları ister diğer mirasçılara isterse mirasçı olmayan kişilere bedelli ya da bedelsiz olarak devredebilirler. TMK 677/1. maddesi gereğince, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır....
İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, terditli olarak öncelikle harici satış nedenine ve TMK'nin 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan ölüm ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil talebine, mahkemece yerinde görülmemesi durumunda harici satış bedeline dayalı alacak talebine ilişkindir. 1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2.Davacının TMK’nin 713/2. maddesine dayanan tapu iptal ve tescil talebine gelince; Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir....
Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı tapu iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz ve tapu iptali ve tescil kararı verilemez. Dava konusu 884 parsel sayılı taşınmazın tarla niteliği ile davalılar adına paylı mülkiyet şeklinde intikal edinme sebebine istinaden 2007 yılından itibaren tapuda kayıtlı bulunduğu sabittir. Davanın dayanağı ve uyuşmazlığa sebebiyet veren 15/08/2006 tarihli satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için geçerli kabul edilemez. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış sözlemesine değer verilemeyeceğinden ve bu sözleşmelere dayanılarak tapu iptali ve tescil hükmü kurulamayacağından yerel mahkemece davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken harici satışa değer verilmek suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 30.04.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapulu taşınmazın haricen satın alınması ve satın alınan yere yapı yapılması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapulu taşınmazın harici satışına değer tanınamayacağından bahisle dava reddedilmiştir....