Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, satış bedeli 30.000 doların davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Davacı, haricen satın aldığı tapulu taşınmazın tapu devrinin verilmemesi nedeni ile ödediği satış bedeli ile birlikte ferağının verileceği zannıyla yaptığı faydalı ve zaruri giderlerin ödetilmesini eldeki dava ile talep etmiştir. Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (MK.705, BK.213, Tapu 2010/8572-17348 K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler....

    Az yukarda belirtilen yasa hükmü gözetildiğinde davaya konu taşınmazların Kadastro Mahkemesi kararlarının kesinleşme tarihlerinde tapulu hale geldiklerinin kabulü gerekir. Dolayısıyla taraflar arasında düzenlenen harici sözleşme tarihi olan 15.4.1976 tarihinde dava konusu taşınınazlar tapusuz olup taraflar arasındaki 15.4.1976 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi geçerlidir. Taraflar arasında bu davadan önce aynı sözleşmeye dayalı olarak hükmen tescil davaları açıldığına göre işbu davanın daha önce açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/263 ve 1999/266 esas sayılı dava dosyaları ile birleştirilerek hukuki durumun tayin ve tespiti gerekir....

      Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, Kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nın 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. TMK'nun 713. maddesinin 1 .fıkrasında; " tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir " denilmiştir....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışına ve inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil uygun görülmezse terditli temliken tescil uygun görülmezse terditli bedel istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, Türk Borçlar Kanununun 237 inci maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun 706, 724 üncü maddeleri, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89 uncu maddeleri. 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

          Yukarıda değinilen üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Somut olayda dava harici satın almaya dayalı tescil istemine ilişkin olmayıp, davalıların murisi adına kayıtlı taşınmazın zilyetliğini davacı tarafa nakleden harici satım belgesinin, davacının inşaat yapımında iyiniyetli olduğunu gösterdiği iddiası ile TMK’nun 724. maddesi koşullarının oluştuğu ileri sürülerek açılan tescil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın konusu hakkında yanlış değerlendirme yapılarak harici satışa dayalı tescil istemi varmış gibi davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Dosyaya bir örneği sunulan ve davalılar tarafından itiraz olunmayan harici satış belgesi davacının iyiniyetinin ispatı için yeterlidir....

            Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece; davacı lehine imar ihya ve zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleştiğinden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Göksun Kadastro Müdürlüğünün 22.04.2011 tarih ve 145 sayılı cevabi yazısından dava konusu taşınmazın taşlık vasfı ile tespit harici bırakıldığı saptanmış, komşu 210 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağından dava konusu taşınmazın 05.10.1973 tarihinde tespit harici bırakıldığı anlaşılmıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 27.05.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, harici satış sözleşmesine ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Bu bilgiler ışığında somut olaya gelince; dava konusu Tarsus ilçesi, Panzinçukuru, Yukarı mezarlık mevkii 149 ada 21 parsel numaralı taşınmazın (09.09.1988) satışı esnasında tapuya kayıtlı olması, tapuya kayıtlı taşınmazın ancak tapu müdürlüğünde resmi memurlar önünde devri mümkün olması, tapulu taşınmaza ilişkin harici satış senetlerinin/muhtar huzurunda düzenlenen senetlerin, muhtarın şerh düştüğü senetlerin taşınmazın mülkiyetinin devrini sağlayamayacak olması da nazara alınarak harici satış senedine dayalı olarak tapu iptal ve tescil isteğinde de bulunulamayacağından davacının ispatlanamayan davasının esastan reddine, yönelik karar verilmiştir....

                Mahkemece; “... dava konusu taşınmazın dosyadaki belgelere göre davalılar tarafından zilyet olunduğunu, tapulu taşınmazın 743 sayılı TMK'nun 634, 642, BK'nun 213 ve TK'nun 26. maddesi gereğince resmi şekilde yapılmayan satışların geçersiz bulunduğunu, ayrıca 3402 sayılı KK'nun 12/3. fıkrasında yer alan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine..” karar verilmesi üzerine davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMKnun 713/2 fıkrasında öngörülen “..maliki yirmi yıl önce ölmüş..” ve tapu kütüğünün hukuki değerinin bu nedenle yitirmiş hukuiki sebebine dayalı olarak TMKnun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, tapulu taşınmazların satışlarının resmi şekilde yapılmadığı, davalıları zilyet olduğu ve olayda on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddiyle tapu iptali ve tescil davası ile manevi tazminata ilişkin hüküm bölümlerinin belirtilen nedenlerle ONANMASINA, Taraf vekillerinin geçersiz sözleşmeden kaynaklanan arsa ve binanın bedeline ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili dava dilekçesinde; tapu iptali ve tescil davası uygun görülmediği taktirde bedellerin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Tapulu taşınmazların haricen satışı geçersiz ise de, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak verilen bedellerin tahsili mümkündür. Bu tür olaylarda gözönünde tutulması gereken 7.6.1939 tarih ve 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı YİBGK. kararıdır....

                    UYAP Entegrasyonu