Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamına alınan 23.05.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; " A- Adi faiz oranının % 60 olarak kabul edilmesi halinde; 1. Bankanın ibraz ettiği faiz oranlarına göre, kredi alacaklarının muaccel olduğu tarihteki en yüksek kredi faiz oranının % 60,00 olduğu, sözleşmeye göre akdi faiz oranının %50 fazlası ile, Alacaklı banka temerrüt faizi olarak % 90,00 istemiş olmakla sözleşmeye uygun talepte bulunduğu, 2. Alacaklı Banka tarafından ... 3. Noterliği’nden... tarih, ... yevmiye numaralı hesap katı ile borcun ödenmesi ihtarına borçlunun süresi içinde itiraz etmemiş olduğu, 3....

    Bir taşınmazda fiili taksim nedeniyle önalım hakkının kullanılamaması için, taşınmazın paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilmesi ve önalım hakkını kullanan(davacı) ile pay satışı yapan paydaşların paylarına denk gelen bölümü kullanıyor olmaları ve de pay satanların bu payı kullandığı sırada önalım hakkını kullananan paydaşın çekişme konusu paya denk gelen yerde hak iddia etmemiş olması gerekir. Somut olayda, dava konusu taşınmazda davacının kullandığı pay bulunmadığından fiili taksimden söz edilemez. Bu nedenle, davacıya dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafların toplamından ibaret olan önalım bedelini 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734/2. maddesi uyarınca depo etmesi için süre verilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar uyarınca işlem yapılması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

      Öteki deyişle, önalım hakkının kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin geçerli olarak kurulması yeterli olup payın davalı adına tapuda tescilini beklemeye gerek bulunmamaktadır. Nitekim YHGK’nun 06.02.1957 gün ve 1957/6-1-6 sayılı kararında da aynı husus kabul edilmiştir. Ayrıca görülmekte olan dava nedeniyle konulan tedbir nedeniyle dava konusu pay davalı adına tescil edilememiştir. Açıklanan gerekçelerden dolayı önsorun bulunmadığı çoğunluk tarafından kabul edilmiştir..." şeklinde, önalım hakkının geçerli bir satış sözleşmesinin kurulduğu andan itibaren kullanılabileceği kabul edilmiştir. İhtiyari ihaleyle ilgili Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin içtihatları ise, "Şufalı pay 2490 Sayılı Kanun hükümlerine göre davalıya ihale olunmuştur....

        e karşı açılmıştır. 23.12.2008 tarihli yargılama oturumu ara kararı ile 106 ada 22 ve 109 ada 21 sayılı parsellerde ... ... adına kayıtlı bulunan ½ pay bakımından ... ... sağ ise ...’ın, ölü ise mirasçılarının davaya dahil edilmesi için davalı tarafa süre verildiği anlaşılmıştır. Dosya arasında bulunan veraset belgesine göre ortak miras bırakan ... 8.2.1981, ... ... ise 19.12.2003 tarihinde ölmüştür. Dava 28.5.2008 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarihte dahili dava edilen ... ölüdür. Dava konusu yapılan 106 ada 22 ve 109 ada 21 sayılı parseller paylı mülkiyet biçiminde ... ve ... adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Kadastro öncesi her iki parselin yeri elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu halde kadastro tespiti ile paylı mülkiyete dönüştürülmüştür. Yani bir bakıma kadastro tespiti ile taşınmazlar tereke malı olmaktan çıkmıştır. Her iki parsel ½ pay oranında ... ve ... adına tapuda kayıtlı bulunduğuna göre her pay biri birinden bağımsız olarak dava konusu olmaktadır....

          ya yapılan %5 şirket hisse devrinin iptali ile müvekkilleri adına eşit oranda tesciline böylece müvekkillerinin şirketteki pay oranının %25 olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davacılar imzasını taşıyan müvekkili şirketin 07/10/2003 tarih ve 48 nolu kararı ile tüm ortakların toplanarak ...'ya 100 pay sattıklarını, Mehmet Ulaşan'ın 30, ... 25, Maliki... 25, ... 10, ... 5, ... 5 pay devir ettiklerini, müvekkili ...'nın almış olduğu tüm payların parasını ödediğini, Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/28 Esas sayılı dosyasına verilen beyan dilekçesinde ...'dan borç olarak alınan paranın ödendiğinin beyan edildiğini, pay defterinde ve müvekkilini şirketin yetkilileri tarafından alınan kararlarda hissenin ... tarafından iade edileceğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, devir işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, ayrıca müvekkili ...'...

            Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret olan önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen payın ilişkin bulunduğu ... Ada ... No’lu parseldeki 417 / 800 pay 15.000 TL bedelle taşınmazın paydaşı olan ... tarafından 01.08.2008 tarihinde davalıya satılmıştır. Davacı ise tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, iddia etmiştir. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre, bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Ancak bu konuda dinlenen davacı tanıkları payın davalıya hangi bedel karşılığında satıldığı konusunda çelişkili beyanda bulunmuşlardır....

              Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kabul edilmektedir. Somut olayda; iddia, savunma, tüm dosya içeriğine göre fiili taksim olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği tam olarak anlaşılamamaktadır....

                Maddi hatanın düzeltilmesi isteminde bulunan paydaş ... 12.03.2010 tarihli dilekçesinde, dava konusu edilen taşınmadaki payının % 34.2 olmasına karşın % 30 olarak yazıldığını ayrıca 05.04.1978 tarihli “ rızai taksim sözleşmesi” gereğince taşınmazın aynen bölünmesinin mümkün olup bu yönde açtığı davanın reddedilmesinin hukuka uygun olmadığını ileri sürmüştür. Daha önceden de değişik davalara konu olup 3 / 10 olarak belirlenen paydaş ...’nin tapuda da aynı şekilde yer alan payı konusunda bir maddi hatanın bulunmadığı, ... 1....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapuda pay tashihi davası sonunda, yerel mahkemece dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıt düzeltimi isteğine ilişkindir. Davacı ..., çekişme konusu taşınmazdaki davalı payının yanlışlıkla fazla yazıldığını ileri sürerek hatalı işlemin düzeltilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, aktif dava ehliyeti ve hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir....

                    Öte yandan, davacı hakkında İbrahim tarafından açılan Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/57 esas sayılı dava dosyasında tanık olarak dinlenilen davalı ise, taşınmazın eşi Gülüzar adına kayıtlı olduğunu, eşinin ödemesi gereken ücret karşılığı İbrahim 'e pay devir edeceğini, ancak, o dönemde davacı İbrahim 'in işlemleri yapacak parası olmadığı için bu pay karşılığı İbrahim'e para ödediğini ve eşinin İbrahim'e devredeceği payı kendisinin devir aldığını belirtmiştir. Tüm bu beyanlar karşısında yapılan işlemin miras hukukundan kaynaklanmadığının ve satış olduğunun kabulü gerekir. Davacının bu satışlar için önalım hakkının tanınmasını istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu