Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.1.2003 gününde verilen dilekçe ile tapuda baba adı tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.10.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... davalı kurum vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 3.7.1961 tarih 1960/521-1961/478 sayılı hükmüyle, ... ... Köyü 675 parseldeki 10/40 pay olarak ... oğlu ... adına tescil edilen payın aslında ... köyünden davacı murisi bulunan ... oğlu ... olduğunu ileri sürerek, tapu kaydına yanlış yazılan baba adının düzeltilmesini istemiştir. Dosyaya ... köyü nüfus sicilinden getirtilen kayıt örnekleri incelendiğinde bu köyde Cilt 53, Hane 43 de nüfusa kayıtlı ... T.C....

    Davaya konu ... numaralı parsel elbirliği mülkiyet hükümlerine göre tapuda kayıtlıdır. Davalılardan iştirakli ortak ...'nun, davacıya olan borcu sebebiyle hakkında haciz yoluyla takip yapılmış, davacı icra mahkemesinden İİK.121. maddesine dayalı olarak, dava konusu parsel hakkında ortaklığın giderilmesi davası açmak üzere yetki almıştır. Ancak davacının Türk Medeni Kanunu'nun 644. maddesinde ifadesini bulan iş bu davayı açmak için icra mahkemesinden alınan izin belgesine dosya da rastlanmamış, düzenlenen bilirkişi raporunda bahsedildiği gibi aynı kişi olduğu anlaşılan iştirakli ortak ... ile ...'in nüfus kayıtlarına uygun olarak isim düzeltilmesi ve gerektiğinde dava açmak için mahkemece taraflara mehil ve yetki verilmemiş, tapu kayıtlarında iştirakli ortaklardan ...'...

      Davacı, dava dilekçesiyle dava konusu taşınmazdaki davalı payının 300/21150 bölümünün adına tescilini talep etmiş ise de yargılama aşamasında bu pay miktarını yarı oranında eksilterek davalının 150/21150 payının iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Yapılan yargılama sonunda mahkemece; taraflar arasında düzenlenen ... 7....

        Davaya konu taşınmazların tapu kayıtları ve tedavülleri incelendiğinde; Akçakoca İlçesi Ayazlı Mahallesi 146 ada 86 numaralı parsel tapuda muris adına kayıtlı iken oğulları Tuncer ve Cevdet'e 1/2'şer pay ile 18/08/2011 tarihinde satış yolu ile devredildiği, Döngelli Köyü 823 numaralı parselin muris Osman adına tapuda kayıtlı iken 18/08/2011 tarihinde oğulları Tuncer ve Cevdet'e 1/2'şer pay ile tapuda satış yolu ile devredildiği, Akçakoca İlçesi Ayazlı Mahallesi 134 ada 25 numaralı parsel muris Osman adına tapuda kayıtlı iken 15/04/2003 tarihinde oğlu Cevdet'e satış yolu ile devredildiği, Ayazlı Mahallesi 134 ada 26 numaralı parsel muris Osman adına tapuda kayıtlı iken oğlu Tuncer'e 15/04/2003 tarihinde tapuda satış yolu ile devredildiği, Ayazlı Mahallesi 134 ada 23 numaralı parsel muris Osman adına tapuda kayıtlı iken 24/07/2013 tarihinde torunları olan davalılar Burak ve Samet'e tapuda 1/2'şer pay ile satış yolu ile devredildiği, Akçakoca İlçesi Döngelli Köyü 350 numaralı parsel tapuda...

        Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde, geçici iş göremezlik ödeneğinin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda destek payları başlangıçta eş için 2/7, çocuk, anne ve baba için 1/7 oranında olduğunu, çocuk destekten çıktıktan sonra eşin pay oranının 2/6’ya, anne ve babanın pay oranının 1/6’ya yükseldiğini, baba destekten çıktıktan sonra eşin pay oranı 2/5’e, annenin pay oranının 1/5’e yükseldiğini, anne destekten çıktıktan sonra ise eşin pay oranının 1/2’ye yükseldiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla destek paylarının başlangıçta eş için 2/7, çocuk, baba ve anne için 1/7 oranında olduğunu, çocuk destekten çıktıktan sonra eşin pay oranı 5/14’e yükselirken, annenin ve babanın pay oranı 1/7 olarak kaldığını, baba destekten çıktıktan sonra eşin pay oranı değişmezken annenin pay oranı 2/7’ye yükseldiğini, anne destekten çıktıktan sonra ise eşin pay oranının 1/2’ye yükselmesi gerektiğini...

          Karaer mirasçıları tarafından açılan dava neticesinde Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.2.1998 tarih 1992/949 Esas, 1998/136 karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiş, Ne var ki; Tapu Sicil Müdürlüğü payları iptal edilen satış vaadi borçlularının bir kısmının tapu kaydında kimlik bilgilerinin eksik olması nedeniyle kararın infaz edilemediği bildirilerek, payları iptal edilenlerin kimlikleri ve pay oranlarının açıklanmasının istenmesi üzerine Mahkemece, 16.4.2001 tarihli yazı ile payları iptal edilenlerin kimlikleri ve pay oranları açıklanmış ,Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından da 10.2.1998 tarih 1992/949 Esas 1998/136 Karar sayılı ilam bu yazıda açıklandığı şekilde infaz edilmiştir....

            Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 28/12/2015 gün ve 2014/166-2015/811 sayılı kararı onayan Daire'nin 16/01/2018 gün ve 2016/7053 - 2018/298 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirkette müvekkilinin pay sahibi olduğunu ve bu payların şirket sermayesinin % 2,5'luk kısmına tekabül eden 143.711,10 adet payı 2003 yılında davalılardan ...'...

              Somut olayda, kesinleşen kararda davalı adına olan 2/12 pay iptal edilmiş, bundan 1/12 payın davacı ... adına tesciline, kalan ½ payın ise diğer davacıların mirasbırakanı olan Vedat'ın davayı açan mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, hükümle 1/96 pay açıkta kalmıştır. Bu hususun tavzih yoluyla düzeltilmesi gerektiği açıktır. Hal böyle olunca HMK'nın 306. maddesinde yer alan prosedür izlendikten sonra tavzih isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                -TL ye pay satın aldığını,tapuda gösterilen bedelin önalım hakkını engellemek için yüksek gösterildiğini,bedelde muvazaa yapıldığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacılar adına tescilini istemiştir.Davalı vekili ise işlemin gerçekte satış olmayıp takas olduğunu,bu nedenle önalım davası açılamayacağını,gerçek değerin tapuda gösterildiği gibi 29.999.-Tl olmayıp, 70.000....

                  Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davalı vekili 11.10.2012 günlü cevap dilekçesi ile yargılama sırasında davanın reddini istemesi nedeni ile davada "davanın kabulü" olgusu gerçekleşmemiştir. Bu durumda tapuda müşterek mülkiyete konu taşınmazdan pay alan davalının, önalım hakkı davasının açılmasına sebebiyet verdiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece, davalı tarafın yargılama giderleri ile sorumlu tutulması doğru olmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu