Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Dava konusu 172 ve 173 parsel sayılı taşınmazlar Mera Komisyonu çalışmaları sonucu mera olarak tahdit ve tespit edilmiştir. Dava 21/02/2011 tarihinde Mera Kanununun 21.maddesinde belirtilen 5 yıllık süre içinde açıldığından davacının mülkiyet iddiası incelenerek ve delilleri toplanarak istemin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken davanın süresinde açılmadığından bahisle reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Burada öncelikle üzerinde durulması gereken sorun, kayıt maliki olan davacının kayıttaki belirtmenin terkini için açacağı davalarda 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağıdır. Gerçekten, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu m.12/3’deki “bu tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” şeklindeki hüküm uyarınca şayet, taşınmazın tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçmiş ise, kayıt maliki belirtmenin terkini istemi ile kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz edemez ve dava açılması olanaklı değildir. Yasadaki 10 yıl olarak belirlenen dava açma süresinin hak düşürücü süre olduğu ve re’sen gözetilmesi gerektiği de kuşkusuzdur....

      - K A R A R - Dava, fiilen yol olarak kullanılan taşınmazın 3030 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesi uyarınca davalı idare adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilince temyiz edilmiştir....

        Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacı ... kendi belde sınırları içinde kalan ve beldenin kadimden beri kullandığı 113 ada 3 parsel sayılı 35.000 m2 alana sahip meranın Mera Tahsis Komisyonunun kararı ile davalı köy tüzel kişiliği adına tahsis edildiğini belirterek dava konusu taşınmazın davalı köy tüzel kişiliğine tahsisine ilişkin 24.09.2004 tarihli mera komisyonu kararının iptali için dava açmıştır. İptali istenen Mera Komisyonu kararı 24.09.2004 tarihli 30 numaralı karar olup, 18.10.2004-17.11.2004 tarihleri arasında askı ilanının yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, eldeki dava 26.09.2008 tarihinde açılmış olduğundan 30 günlük askı ilan süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

          Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacı ... kendi belde sınırları içinde kalan ve beldenin kadimden beri kullandığı 113 ada 3 parsel sayılı 35.000 m2 alana sahip meranın Mera Tahsis Komisyonunun kararı ile davalı köy tüzel kişiliği adına tahsis edildiğini belirterek dava konusu taşınmazın davalı köy tüzel kişiliğine tahsisine ilişkin 24.09.2004 tarihli mera komisyonu kararının iptali için dava açmıştır. İptali istenen Mera Komisyonu kararı 24.09.2004 tarih 30 numaralı karar olup, 18.10.2004-17.11.2004 tarihleri arasında askı ilanının yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, eldeki dava 23.09.2008 tarihinde açılmış olduğundan 30 günlük askı ilan süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

            Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydının davalıların payları oranında iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken taşınmazın tamamının tapusunun iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmesi Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine (dava konusu Iğdır ili, Melekli Köyü 3988 parsel sayılı taşınmazın tapusunun davalıların payı oranında iptali ile tapudan yol olarak terkinine) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA,19/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Hukuk Dairesince davacının dava konusu taşınmazı 1978 yılında satın aldığını iddia etmesi karşısında tespitten önceki hukuki nedenlere dayalı olarak eldeki davayı açtığı, kadastro tespitinin 1992 yılında kesinleştiği ve davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, davanın güncellemeye itiraz olarak nitelendirilmesi için taşınmazdaki zilyetliğin kadastro ile güncelleme arasındaki bir tarihte önceki şerh sahiplerinden devraldığının iddia ve ispat edilmesi gerektiği, somut olayda böyle bir durumun bulunmadığı gerekçesi istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, bu kez davacılar vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davaya konu ... İli Kepez İlçesi ......

                Bu nedenle, özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanlarının karşılığı olarak tapuda ana parsel maliki adına kayıtlı olarak kalmış bulunan hisselerin tapu sicilinden bedelsiz olarak terkini gerektiğinden halen ana parsel maliki üzerinde görülen veya satışlar sonucu 3.kişiler üzerinde bulunan bu gibi paylar karşılığı olarak ana parsel malikine veya bu hisseleri satın alan kişilere parselasyon sonucunda tahsis yapma olanağı bulunmamaktadır. Olayda, yol paylarının tapuda terkin edilmesi gerektiği hususunda tartışma bulunmadığından yol paylarının ana parsel maliki veya satış suretiyle 3.kişiler üzerinde bulunuyor olması (malikin kim olduğu) önem arz etmemektedir. Bu itibarla, İdare Mahkemesinin yol paylarının ana parsel maliki üzerinde bulunuyor olması halinde ancak bedelsiz olarak tapuda terkin edileceği yolundaki gerekçesinde hukuki isabet bulunmamaktadır....

                  Dava, 2/B niteliğiyle tespit ve tescil edilen taşınmazın, hak sahibi olarak belirtilen davalıya 6292 sayılı Yasa uyarınca kayden satılmasından sonra yolsuz tescile dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamına göre; Kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın, 6292 sayılı Yasa uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte, Hazineye ve şerh sahiplerine yöneltilerek açılması gerektir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu