Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi T7 Zonguldak ili Alaplı ilçesi Mollabey köyünde kain 121 ada 23 parsel sayılı taşınmazdaki 3/5 hissesinin tamamını oğlu olan davalı T5 muvazaalı bir şekilde devretmiş olduğu için açmış olduğumuz dava, tespitten önceki hukuki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescili davası niteliğinde kabul edilip hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı şeklindeki usul ve yasaya aykırı gerekçe ile hiçbir araştırma ve yargılama yapılmaksızın usulden reddedildiğini, gerekçeli kararın taraflarına 14.06.2022 tarihinde UETS vasıtasıyla tebliğ edilmiş olup, dava konusunun tespitten önceki hukuki sebeplere dayandığı iddiası ile reddedilmesi usul ve yasalara aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti 19/12/1996 tarihinde kesinleşmişse de, söz konusu taşınmaz 1984 yılında T7 tarafından oğlu T5 1.000.000- TL bedel karşılığında murisin açıkça muvazaalı işlemine dayalı olarak devredilmiş, davalı adına...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir....

    Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin, kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştiği 1958 yılından eldeki davanın açıldığı 2016 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde...

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2021 NUMARASI : 2020/251 ESAS, 2021/259 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

      Davacı kadastrodan önceki sebeplere dayanarak dava açmıştır. Mahkemece dava konusu taşınmazın tespitten önce kim tarafından ne suretle kullanıldığı yöntemince araştırılmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ve ziraat bilirkişisi ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, ... tarafından, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer olduğu iddiasıyla tapu iptali ve taşınmazın kıyıya terki istemiyle açılmış olup; davaya dayanak kıyı kenar çizgisi kararının 31.07.2014 tarihinde kesinleştiği ve tespitten sonraki hukuki nedene dayalı olarak dava açıldığı anlaşılmakla Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 09.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve yol olarak terkini K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadim ve umuma ait yolun davalı parseli içinde kaldığı iddiasıyla tapu iptali ve yol olarak terkini isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyedliğe dayanılmadığına göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tescil davası sonucunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü; Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili ile çapında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendisine ait komşu 136 ada 18 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümünün eksik belirlendiğini, mevzu eksikliğin davalılar adına tapuda kayıtlı çekişmeli 133 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile haritasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünden kaynaklandığı iddiasıyla, 133 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptali ve tescil istemi, yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın ise adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalılar aşamalarda davanın reddini savunmuştur....

              Dava dilekçesi içeriğine göre davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi; Kadastro tespitinin kesinleştiği 1963 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağı da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup,...

                Dava dilekçesi içeriğine göre davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin, kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, kadastro tespitinin kesinleştiği 1963 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi...

                  UYAP Entegrasyonu