WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİTTEN ÖNCEKİ HUKUKİ SEBEPLERE DAYALI YRG.GELİŞ TARİHİ:30.03.2012 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, kadastro öncesi tapu kaydı ve zilyetliğe dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 16.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 6.6.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, kadastro sırasında yol olarak tespit dışı bırakma işleminin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık süre geçmemesi nedeniyle davacının dava hakkı bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulamada hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı, çekişmeli taşınmazın, kadastro çalışmaları sırasında tapu kaydının kapsamında kalan ve kendi adına tespit edilen dava dışı 58 parsel sayılı taşınmazın parçası olduğu ve aynı tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Bu durumda dava, kadastrodan önceki nedene ve tapu kaydına dayanmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesine göre harita ve krokiye dayanan kayıt kapsamlarının harita ve krokisine göre belirlenmesi zorunludur. Ancak mahallinde yapılan keşifte tapu kaydının kapsamı, varsa harita ve krokisi uygulanarak belirlenmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tespitten önceki hukuki sebeplere dayalı K A R A R Davada, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.08.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yol olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadim yol iddiasına dayalı tapu iptali ve yol olarak terkin istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

            Arazi kadastrosu 1965 yılında yapılmış, 1967 yılında kesinleşmiş, 1988 ve 2004 yılında imar uygulaması yapılmıştır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer 1967 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında tarla niteliği ile 216 sayılı parsel olarak tespit edilmiş ve kesinleşerek tapuya tescil edilmiş, 1988 yılında yapılan imar uygulamasında 691, 692 ve 693 sayılı parsellere ifraz edilmiş ( A) ve ( B) bölümleri yol, (D) bölümü ise park olarak ayrılmış, taşınmazın bulunduğu bölüm 693 parsel numarası ile ... ... adına tapuya tescil edilmiş, daha sonra 11.05.2004 tarihinde yapılan imar uygulamasında 693 sayılı parselin bir bölümü 5309 ada 1 sayılı parsel yeşil alan olarak ayrılmış, bir bölümü de yol ve boşluk olarak terkin edilmiştir. Orman Yönetimi 693 sayılı parselden ifraz edilen ve yeşil alan olarak ayrılan 5309 ada 1 sayılı parsel ile yol ve boşluk olarak terkin edilen bölümlere dava açılmıştır. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2022 NUMARASI : 2021/263 ESAS 2022/99 KARAR DAVA KONUSU : Tapu Kaydında Düzeltim (Tespitten Önceki Hukuki Sebebe Dayalı Şerh İptali İstemli) KARAR : Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar lehine Antalya ili Alanya ilçesi Çarşı Mahallesi 394 Ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ipotek işleminin tapuda tesis edildiğini, ipotekli taşınmazın satışı için Osmaniye 2. İcra dairesinin 2016/4258 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, daha sonra ipoteğin terkin edildiği bilgisini almış bulunduğunu, T4'nün yaptığı terkin işleminin hukuka aykırı ve yolsuz olduğunu belirterek yolsuz terkin işleminin düzeltilmesi ile dava konusu taşınmaz üzerinden kaldırılan ipoteğin tekrar konulmasını talep etmiştir....

              Davacılar ve asli müdahiller, kadimden beri yol olarak kullanılan çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro sonucunda davalıya ait parsel içinde bırakıldığını ve yol olarak ayrılmadığını beyanla, öncelikle tapu iptali ve yol olarak terkin, olmadığı takdirde ise kadimden beri yol olarak kullanılan kısım üzerinde kendilerine lehine geçit hakkı kurulması istemiyle eldeki davayı açmışlardır. Davalı taraf, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı ve asli müdahillerin tapu iptali ve tescil davalarının reddine, geçit hakkı davalarının ise kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı T2 ile asli müdahil Ahmet Kaya vekili tarafından tapu iptali ve yol olarak terkin talebinin reddi kararına yönelik olarak; davalı vekili tarafından ise geçit hakkı kurulmasına ilişkin karara yönelik olarak yasal süresi içerisinde ayrı ayrı istinaf edilmiştir. Asli müdahil Abdulmuttalip Kaya'nın yerel mahkeme kararına yönelik herhangi bir istinaf başvurusu bulunmamaktadır....

              Şu halde, davacının dayandığı harici satın alma senedi tespit tarihinden sonra 19.11.1976 tarihinde düzenlendiğine göre, davacının kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere değil, tespitten sonra ve fakat tutanağın kesinleşmesinden önceki hukuki sebeplere dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğunun kabulü gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde açıklanan on yıllık hak düşürücü süre, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında söz konusu olup, somut olayda bu maddenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır....

                Davacının 265 ada 3 sayılı parselde kadim yol olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davası yönünden ise mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan komşu köylerde ve aynı köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları, fen bilirkişisi ve ziraat bilirkişi hazır olduğu halde keşif yapılarak, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, tüm köylünün kullandığı kadim yol niteliğinde mi olduğu, halen yol olarak kullanılıp kullanılmadığı, yol olarak kullanılmıyor ve davalının zilyetliği var ise kaç yıldır ne sıfatla olduğu, hususları maddi olaylara dayalı olarak sorulmalı; bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; ziraat bilirkişisinden taşınmazın toprak durumu, kadim yol niteliğinde olup olmadığı...

                  UYAP Entegrasyonu