Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/07/2019 tarihli ve 2018/290 Esas - 2019/237 Karar sayılı kararıyla,Yargıtay bozma ilamına uyularak davacının tapu iptal ve tescil talebine yönelik davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. 4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz talebinde bulunmuştur. 5. Temyiz Nedenleri Davacı temyiz dilekçesinde; davasını terditli olarak açtığını ilk talebi tapu kaydının iptali ve tescil talebi hakkında ret kararı verildiğini ancak malik olduğu 192 ada 19 parsel lehine çekişmeli taşınmaz üzerinde geçit hakkı tesis edilmesi talebi ile ilgili bir inceleme yapılıp karar verilmediğini belirterek ve resen belirlenecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir. 6. Gerekçe 6.1....
Ancak; 1-Dava konusu taşınmazda kamulaştırma yoluyla irtifak kurulan alanda idare adına irtifak tesis ve tesciline, pilon yerinin ise tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde tescil kararı verilmesi, 2-Davacı idare harçtan bağışık olmadığı halde, harçtan muafiyetine karar verilmesi, Doğru değil ise de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının tescile ilişkin bölümünden (irtifak hakkı olarak davalı adına olan tapu kaydının İPTALİ İLE TAŞINMAZIN KAMULAŞTIRILAN KISMININ TEİAŞ ADINA TAPUYA KAYIT, TESİS VE TESCİLİNE, 525,11 m²'lik bölümünün pilon yeri olarak TERKİNİNE,) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (üzerinde davacı idare adına irtifak hakkı tesis ve TESCİLİNE, 525,11 m²'lik pilon yerinin davalı üzerindeki tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tapuya kayıt ve TESCİLİNE) cümlesinin yazılmasına, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasından harca...
Ancak; 1-Dava konusu taşınmazda kamulaştırma yoluyla irtifak kurulan alanda idare adına irtifak tesis ve tesciline, pilon yerinin ise tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde tescil kararı verilmesi, 2-Davacı idare harçtan bağışık olmadığı halde, harçtan muafiyetine karar verilmesi, Doğru değil ise de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının tescile ilişkin bölümünden (irtifak hakkı olarak davalı adına olan tapu kaydının İPTALİ İLE TAŞINMAZIN KAMULAŞTIRILAN KISMININ TEİAŞ ADINA TAPUYA KAYIT, TESİS VE TESCİLİNE, 3,90 m²'lik bölümünün pilon yeri olarak TERKİNİNE,) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (üzerinde davacı idare adına irtifak hakkı tesis ve TESCİLİNE, 3,90 m²'lik pilon yerinin davalı üzerindeki tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tapuya kayıt ve TESCİLİNE) cümlesinin yazılmasına, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasından harca...
Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....
Diğer taraftan üzerinde irtifak hakkı tesis edilen 1739, 1740 ve 1741 parsel sayılı taşınmazların yargılama sırasında parsel numaralarının değiştiği anlaşılmaktadır. Hükmün infazında tereddütlere yer vermemesi için değişiklikler gözetilerek son tapu kayıtlarında yer alan parsel numaraları üzerinden hüküm tesis edilmesi gerekirken eski parsel numaraları üzerinden karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle de hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
TAPU İPTALİ VE TESCİLVEFA HAKKI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 660 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Adana 2.Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 18.10.1999 gün ve 1999/249 E- 1353 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesi'nin 24.1.2000 gün ve 2000/11048-176 sayılı ilamiyle; (...Dava, vefa hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili vefa hakkıyla takyitli olarak davalıya devir edilen bölümün tapusunun iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalı yargılamaya gelmemiş, davaya cevap vermemiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararıyla … parsel sayılı taşınmaz üzerinde geçit hakkı tesis edildiği, 1971 yılındaki tapulama çalışmaları sırasında zabıttaki geçit hakkının tapulama tutanağı ve kütüğüne geçirilmediği, … parsel sayılı taşınmazın malikinin tapu sicil müdürlüğüne başvurarak daha önce mahkeme kararıyla tesis olunan geçit hakkının yeniden tapu kayıtlarına işlenmesini istediği, bunun üzerine tapu sicil müdürlüğünce … ve … parsel sayılı taşınmazların tapu kütüklerine geçit hakkına ilişkin şerh düşülerek bu durumun dava konusu edilen 15.7.1993 tarih 4005 sayılı işlemle taraflara duyrulduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu olayda uyuşmazlık geçit hakkına ilişkin olarak tapu kütüğüne düşülen şerhin terkinine ilişkin bulunmaktadır. Bu durumda Medeni Kanunun 935....
İdarelerin tapu iptali ve tescil davalarına dayanak yaptığı; Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi Anayasa Mahkemesinin 04.11.2003 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan kararı ile iptal olmuştur. 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. madde ile; kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması hallerinde, hak sahiplerine idare ile uzlaşma ve uzlaşılmaması halinde dava açma hakkı tanınmış olup, idarenin Kamulaştırma Kanununun 38. maddesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açma imkanı kalmamıştır....
İdarelerin tapu iptali ve tescil davalarına dayanak yaptığı Kamulaştırma Kanunu'nun 38. maddesi, Anayasa Mahkemesinin 04.11.2003 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan kararı ile iptal edilmiştir. 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddesinde; kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması hallerinde, hak sahiplerine idare ile uzlaşma ve uzlaşılmaması halinde dava açma hakkı tanınmış olup, idarenin Kamulaştırma Kanununun 38. maddesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açma imkanı kalmamıştır....
işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır....