İcra Müdürlüğünün 2002/1592 Esas sayılı dosyada davacı hakkında 2000 USD bedelli bir bono nedeniyle kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, bunun üzerine davacı tarafça borçlu olmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açıldığı ve Bakırköy 1. İş Mahkemesinin 2003/1306 Esas sayılı dosyasında davacı işçinin davalı işverene söz konusu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine dair karar verilip, kararın 05/12/2008 tarihinde kesinleştiği, dava devam ederken söz konusu takip borcunun icra veznesine ödendiği, görülmüştür. İcra İflas Kanununun 72. maddesine göre, borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Her ne kadar somut olayda, kesinleşen menfi tespit davasında istirdat hükmü kurulmamış ise de dava devam ederken borç ( son taksidi 13/09/2004 tarihinde) ödenmekle menfi tespit davası yukarıda yazılı Kanun hükmü gereği kendiliğinden isdirdat davasına dönüşür....
Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine benzer bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır. “Üçüncü Şahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi”ni düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi sadece üçüncü şahıslar yönünden menfi tesbit davasına yer vermiş, bu olanak Kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....
Davacı bu tür davalarda hukuki yararının bulunduğunu bildirmek ve ispat etmekle yükümlü değildir.Ancak şüphe halinde hukuki yararın mevcut olup olmadığı inceleme konusu yapılır. Tespit davalarında bu arada menfi tespit davasında davacının davanın açılmasında hukuki yararı bulunmalıdır. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir. (Kuru Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, c.II.s.1368; Hanağası Emel; Davada Menfaat, Ankara, 2009,s.314) Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu ispat edemezse dava dava şartı olan hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmelidir. Somut olayda davacının, henüz davalı alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılmasını beklemeden menfi tespit istemiyle eldeki bu davayı açtığı anlaşılmaktadır....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın menfi tespit davası olduğunu, kurumun davacının, boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığı olgusunu tespit ettiğini, buna bağlı olarak davacının yetim aylığının kesildiğini, davacı hakkında ilamsız takip başlatıldığını, itiraz edilmeden kesinleştiğini, davacının açtığı davanın reddi gerektiğini, mahkemenin icra takibine yönelik tedbir kararının doğru olmadığını, 2004 Sayılı Kanunun 72/2. Maddesinde ; "İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir." hükmünün olduğunu, teminatsız tedbir verilmesinin doğru olmadığını , öncelikle verilen tedbirin tümden kaldırılmasını ve itirazlarının kabulünü talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/167 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği ve karar verildiği ancak henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davalıların açtığı menfi tespit davası dosyalarının incelenmesinden; sözkonusu dava ile eldeki davanın taraflarının ve dava konusu alacağın aynı olduğu görülmüştür. Davalardan biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı varsayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır. Davalıların davacı aleyhine açtığı menfi tespit davası, bu davanın sonucunu etkileyecek mahiyettedir....
Tahliye konusunda taraflar arasında ihtilaf çıktığı, dahası kiralayan tarafından davacı kiracı aleyhine kira paralarının tahsili talebiyle 19.10.2004 tarihinde icra takibine giriştiği ve bu takibe davacı kiracı tarafından itiraz edildiği tüm dosya kapsamı ile sabittir. Öyle olunca kiracının bu menfi tespit davasını açmakta hukuki menfaati vardır. Kiralayanın icra takibine vaki itirazın iptali için ayrı dava açması ve bu dosya ile birleştirilmesi, menfi tespit davasında ileri sürülen davacı iddialarının, itirazın iptali davasında savunma olarak kiracı tarafından ileri sürülüp incelenebilmesi, kiracı davacının bu menfi tespit davasını açmakta var olan hukuki menfaatini ortadan kaldırmaz. Zira her dava kendi şartları dahilinde incelenerek sonuçlandırılmalıdır. Bu nedenle asıl dava olan menfi tespit davası hakkında da işin esasına girilerek karar verilmesi gerekir....
'e de ( borçlu olduğu dönemde) tapusunun devredilmediği, bu şekilde davacının tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağı, davacının fazla yaptığı bir ödemenin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, menfi tespit, istirdat, tapu iptal ve tescil davası olup, her ne kadar mahkemece, davacı ile aynı durumda bulunan ortaklara tapularının devredilmediği ve davacının da kooperatife olan edimlerini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, karar tarihinden önce davacı tarafın kooperatife olan borçlarını ifa ettiğinden menfi tespit ve istirdat taleplerinin reddine, tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne, ancak davanın açılmasına davacı kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının...
DAVA TARİHİ : 05.05.2011 KARAR : Dava kabul Taraflar arasında görülen itirazın iptali, birleşen menfi tespit ve alacak davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; itirazın iptali ve birleşen alacak davalarının reddine, birleşen menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın menfi tespit yanında bir kısım taşınmazların tapu iptali ve tescili talebini de içermesine göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 1.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 20.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, kooperatif ve üyesi arasındaki menfi tespit ile tapu iptali tescil isteğine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 11.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 13.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....