HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa bedelin tahsili isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:11.10.2016 K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki temeline dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 21.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 03.04.2015 gününde verilen dilekçe ile inançlı işlemden kaynaklı tapu iptali ve tescil veya tazminat, itirazın iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 09.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil veya tazminat ve icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı 16/07/1996 tarihinde ... Başkanlığı ile imzaladığı sözleşme ile davalı kızı adına daire satın alıp onun adına tescil ettirdiğini, daha sonra ihtiyacı olduğundan daireyi satmasını talep ettiğini ancak davalının yanaşmadığını, bunun üzerine daire için ödediği 74.820,22TL'nin tahsili amacıyla ... ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, kendisi ve dava dışı eşi ...ile davalı arasında düzenlenen 24/06/2010 tarihli “anlaşmadır” başlıklı belgeye istinaden maliki olduğu 5962 ada 10 parseldeki 25 nolu dükkanı ve eşi Yıldız Tuncer'in maliki olduğu 1658 ada 1 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümü ......
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, “...dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre taşınmaz bedelinin davacı tarafından ödendiği, ancak dava dışı ... adına tescil edildiği, daha sonra da muvazaalı işlemlerle temliklere konu edildiği iddiasına yönelik inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil istemine ilişkin olduğu, iddianın içeriği ve taşınmazda gerçekleştirilen işlemler gözetildiğinde öncelikle inançlı işlem iddiasının kanıtlanması, bu iddia açıklığa kavuşturulduktan sonra daha sonraki temliklerdeki muvazaa iddiasının değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafça inançlı işlem iddiasını kanıtlar nitelikte delil ibraz edilemediği gibi davacı vekilinin 14/07/2020 tarihli celsede Dairenin 04/03/2020 tarihli, 2020/115 Esas ve 2020/122 Karar sayılı kararı uyarınca inançlı işlemin tarafı olduğu ileri sürülen ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.02.2007 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 31.1.2005 tarihli tellallık sözleşmesi ve 13.5.2006 tarihli inanç ilişkisi nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı tazminat taleplerine ilişkindir. Davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece 1674 ve 1675 sayılı parsellerin davalı Belkız adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı yabancı uyruklu kişi adına tesciline karar verilmiştir....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili ve asli müdahil ayrı ayrı verdikleri istinaf dilekçelerinde, yakın akrabalar arasında yazılı delille ispat zorunluluğunun olmadığını, davanın kabulü gerektiğini dile getirmişlerdir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekili ve asli müdahilin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve asli müdahil temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı ve asli müdahil, istinaf dilekçelerindeki beyanlarını tekrar etmişlerdir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, inançlı işlem hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat davasına ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki başvuru nedenleriyle hükmü temyiz etmiş, ilave olarak delil başlangıcı niteliğinde dosyada çok sayıda belge olduğunu, tapu devri yapıldığı gün satıcının hesabına gönderilen 235.000,00 TL bedelli dekontun mahkemece dikkate alınmadığını ileri sürerek; hükmün bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil ile tapunun üçüncü kişiye devri nedeniyle tazminat istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı HMK’nın "İspat yükü" kenar başlıklı 190 ıncı maddesine göre; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "İspat yükü" kenar başlıklı 6 ncı maddesine göre; "Kural olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür."...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Şefaatli Asliye Hukuk Mahkemesinde 08.02.2021 tarihinde açmış oldukları tapu iptali ve tescil istemli davada; dava dilekçelerinde vakıaları tek tek anlattıktan sonra hukuki tavsifide inançlı işlem nedeni ile tapu iptali ve tescil olarak yaptıklarını, mahkemece bu hukuki nitelemelerine esas alarak inançlı işlemin 1947 Tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı olması halinde her türlü delille kanıtlanabileceğini kabul ederek yazılı delil sunamadıkları gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, bilindiği gibi mahkemenin davacının yaptığı hukuki tavsifle bağlı olmadığını, vakıaları anlatmanın davacının, hukuki tavsifi yapmak hakimin işi olduğunu, yargılama aşamasında yapılan araştırma sonucunda 1947 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı ile hukuka inançlı işlem kurumunun girdiğini gördüklerini, 1947 tarihli İBK Teminat amacıyla temlike dair inanç sözleşmelerini kapsayacağını...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Şefaatli Asliye Hukuk Mahkemesinde 08.02.2021 tarihinde açmış oldukları tapu iptali ve tescil istemli davada; dava dilekçelerinde vakıaları tek tek anlattıktan sonra hukuki tavsifide inançlı işlem nedeni ile tapu iptali ve tescil olarak yaptıklarını, mahkemece bu hukuki nitelemelerine esas alarak inançlı işlemin 1947 Tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı olması halinde her türlü delille kanıtlanabileceğini kabul ederek yazılı delil sunamadıkları gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, bilindiği gibi mahkemenin davacının yaptığı hukuki tavsifle bağlı olmadığını, vakıaları anlatmanın davacının, hukuki tavsifi yapmak hakimin işi olduğunu, yargılama aşamasında yapılan araştırma sonucunda 1947 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı ile hukuka inançlı işlem kurumunun girdiğini gördüklerini, 1947 tarihli İBK Teminat amacıyla temlike dair inanç sözleşmelerini kapsayacağını...