menfi tesbit talebiyle birlikte tapu iptali-tescil talep edilen davada, Mahkememizin yolsuz tescile dayalı tapu iptali davalarına ilişkin bir görevi olmadığı , davanın hukuki dayanağı TMK nun 1024/1 maddesinde yazılı "bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3.kişinin bu tescile dayanamayacağı" düzenlemesidir. Yargıtay uygulaması da ayrıca incelenmiş; menfi tesbit talebiyle birlikte açılan tapu iptali tescil taleplerinin birlikte incelendiği yargıtay 1.Hukuk Dairesinin emsal ilamları (Yargıtay 1.HD 2015/15898 Esas-2017/4236 Karar, 2019/948-2019/4072 Karar bir çok kararı) dikkate alındığında dava konusu uyuşmazlığın sahtelik nedeniyle borçlu olunmadığı halde, icrada satışı yapılan taşınmazın yolsuz tescile dayalı tapu iptali-tescil davasına ait bulunmakla uyuşmazlığın bu minvalde ele alınması gereklidir....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.10.2003 tarihinde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, bu talep kabul edilmediği takdirde alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, alacak talebinin kısmen kabul-kısmen reddi ile, taleple bağlı kalınarak harici satışa konu taşınmaz bölümü için 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte miras hisseleri oranında davalılardan tahsiline, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat bedeline ilişkin talebinin reddine dair verilen 17.09.2013 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde bedel istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/07/2021 NUMARASI : 2019/215 2021/606 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Zilyetliğe Dayalı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....
Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 Esas, 470 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır. Somut olayda; davacı, paydaşı olduğu ... ada .. parsel sayılı taşınmazda 08.08.2005 tarihli akit ile 3/6 hisse satın alan davalıya karşı önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Davacı, aynı akte ilişkin olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/151 Esas (eski 2006/146 Esas) sayılı dosyası ile önalım hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş ise de davacı tarafça takip edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Dosyamız davacısı tarafından aynı akte ilişkin olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/......
Kadastro kanunları TMK'nın ön gördüğü biçimde sicil oluşturulmasını hedefleyen, süresi işleviyle sınırlı geçici, zilyetliğe özel önem ve değer vermek suretiyle tasfiyeyi amaçlayan özel kanunlardır. Bu nedenle kadastro kanunlarında Türk Medeni Kanunu gibi temel kanunlara aykırı düşen hükümlere de yer verilmesi gerekmiştir. Tapu dışı satıma değer verilmesine ilişkin hüküm de bunlardan birisi ve en önemlisidir. Tapu dışı satıma önem verilmemesi halinde tasfiyenin yapılması ve eylemli duruma paralel yasal sicillerin oluşturulması mümkün değildir. 3402 sayılı kadastro kanunun 13/B-B maddesinde 'zilyet, taşınmaz malı kayıt maliklerinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belgeyle veya bilirkişi veyahut tanık sözleri ile ispat ettiği ve ayrıca en az 10 yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde, zilyet adına ... tespit olunur' hükmüne yer verilmiştir....
Mahkemece, davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu, 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davalı Hazineye karşı açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine, davalı Belediyeye karşı açılan davanın ise husumet yönünden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 Sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK’nin) 713/1 ve 713/2 maddesinde yazılı bulunan “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” hukuki nedenine dayalı mülkiyet aktarımına yönelik tapu iptali ve tescil davasıdır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir....
Davalı-karşı davacı tarafından harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil davası, karşı davalı olarak gösterilen Gülsüm Tekeli aleyhine açılmış olup, karşı davalı Gülsüm tapu maliklerinden değildir. İlk derece mahkemesince, karşı davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, tedbire itirazın ise reddine karar verilmiş ise de, HMK'nın 389.ve devamı maddeleri gereğince tedbir talep eden tarafın dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık ispat etmesi gerekir. Mahkemece, deliller yanlış değerlendirilmek suretiyle tapu iptali ve tescil davasının davalısı tapuda malik olmadığı halde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve itirazın da reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Kapatıldı) Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.07.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.09.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapulu taşınmazın adi yazılı biçimdeki satım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise ödenen satış bedelinin tahsili istemleriyle açılmıştır. Davalı ödemede temerrüde düşen davacının istemde bulunamayacağını davanın reddini savunmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/12/2020 NUMARASI : 2019/119 2020/453 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı tarafından istenilmekle dosya incelendi....
Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 01.11.2010 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. -KARŞI OY YAZISI- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 1326 doğumlu olup 01.02.1994 günü vefat eden miras bırakan Tarife Ayer'in geriye mirasçı olarak 4 çocuğunu bıraktığı, davacıların murisin kendisinden önce 22.11.1983 tarihinde ölen oğlu Rıza'nın çocukları oldukları, çekişme konusu 11 ada,22 parsel sayılı taşınmazda 5 adet dükkan ve ikinci katında konutun yer aldığı, murisin 22.05.1990 tarihinde bu yeri 1.500.00 Tl. Bedelle davalı oğluna sattığı, murisin satıma ihtiyacı ve buna karşılık davalının alım gücünün de bulunmadığı, gerçek bedelin 18.000,00 TL....