Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak hem tespitten önceki hem de tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmıştır. Taşınmazın tespit sırasında hakkında kadastro tespit tutanağının düzenlenmemiş olması, öncesinde var olan zilyetliği kesmeyeceği gibi gerek Kadastro Kanunu'nda ve gerekse de diğer yasalarımızda, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden tespit öncesi hakka dayanılarak dava açma hakkını süreyle sınırlayan bir düzenleme de bulunmamaktadır. Kadastro tutanağı düzenlenip kesinleşen yerlerde dahi 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen 10 yıllık süre içerisinde dava açılabildiğine ve yasada tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre de öngörülmediğine göre mahkemenin davanın makul sürede açılmadığı şeklindeki gerekçesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır....

    Dava dilekçesi içeriğine göre davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi; Kadastro tespitinin kesinleştiği 1963 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağı da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup,...

      Dava dilekçesi içeriğine göre davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin, kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, kadastro tespitinin kesinleştiği 1963 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi...

        in davayı kabul ettiğine ilişkin belge sunmuş ise de, bu belgenin sunulmasından kısa bir süre sonra davalının kısıtlandığı, imzanın davalı eli ürünü olduğu ve fiil ehliyeti olduğu kabul edilse dahi, davacının tapu iptali ve tescil talep etmiş olup kayıt malikinin diğer davalı olması nedeniyle davalı ...'in tek başına davayı kabulünün tapu iptali ve tescil için yeterli olmadığı gibi netice itibariyle dava kadastro öncesindeki muvazaaya dayandırıldığından ve hak düşürücü sürenin de kabul beyanından önce değerlendirilmesi gerektiğinden kabul beyanına itibar edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2....

          KADASTRO KANUNU [ Madde 15 ] "İçtihat Metni" Meliha ile Emine ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair (Uşak İkinci Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 10.05.2005 gün ve 18/155 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, davalıların ortak miras bırakanı Ali'den kalan 688 parseldeki miras paylarını vekil edenine satıp devrettiklerini ileri sürürek tapu kaydının iptaliyle tesciline karar verilmesini istemiştir. Yargılama oturumuna katılan davalı Remzi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, 22.12.1962 tarihinde tapuya tescil edilen 688 parselin, kadastro tespitinden önceki sebebe dayanarak tapu kaydının iptalini isteme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin olup; davada, hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanamayacağı uyuşmazlık konusu yapılmıştır. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. Söz konusu hak düşürücü süre dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. 3. Değerlendirme Hemen belirtilmelidir ki, 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı ile öngörülen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı dava ... miras bırakanın ölümü ile doğar. Başka bir ifadeyle, mirasbırakanın ölümü ile tereke intikal eder ve terekenin açılmasıyla mirasçılar tereke üzerinde hak sahibi olurlar....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2019 NUMARASI : 2016/924 ESAS 2019/107 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Zilyetliğe Dayalı) KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelenmesi talep edilmiş olmakla, Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davanın , davaya konu taşınmazın 2B kadastro çalışmaları sırasında yanlış tespit sonucu davalı tarafa tescilinin yapıldığı bu nedenle davacı taraf adına tescili gerektiği talep ve iddiasına dayandığı , davacı tarafın söz konusu iddialarının tespitten önceki sebeplere ilişkin bulunduğu, 5235 Sayılı Kanun'un 35. maddesi gereğince Hakimler Ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 13/02/2018 tarihli ve 208 sayılı kararı uyarınca belirlenen hukuk daireleri iş bölümü kararına göre 10....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Dava, tespitten sonraki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 05.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.09.2005 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi harici satış ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 02.03.2006 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.10.2006 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili gelmedi. Karşı taraf davalılar Muhsin Tosun vd. vekili Av. M. Günşat Aksu geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda ...ı Mahallesi çalışma alanında bulunan 7001 ada 2 parsel sayılı 3.637,76 metrekare yüzölçümlü taşınmaz kargir ev ve bahçesi niteliğiyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu öne sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili ve üzerindeki yapılaşmanın kal'ine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davacı Hazine adına tapuya tesciline, taşınmaz üzerindeki binanın kal'ine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu