Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil ... ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Silifke 2. Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 16.07.2009 gün ve 219/308 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, kadastro çalışmalarında Hazine adına tespit edilen 120 parsel sayılı taşınmazın 1971 yılından beri imar-ihya ile vekil edeninin bayiinin zilyetliğinde bulunmakta iken ardı ardına satış ve devirler üzerine son olarak zilyetliğin 2004 yılında vekil edenine aktarıldığını, halen sera olarak tasarrufta bulunulduğunu, eklemeli zilyetlik koşullarının oluştuğunu açıklayarak davalı Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, hak düşürücü sürenin dolduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

    Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, taşınmaz hakkındaki kadastro tespitinin kesinleştiği 1958 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Mahkeme gerekçesindeki nitelendirmeye ve temyiz dilekçesi içeriğine göre, tapu kaydının iptali istenen 173 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 20.07.1983 tarihinde yapılmış olup, davacı, Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.1983 tarihli ilamına dayanılarak tespitten sonra oluşan 02.10.1984 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak tapu iptali, tescil, men'i müdahale ve kal davası açtığına göre, istemi kadastrodan sonraki nedene dayalı olup, dosyayı inceleme görevi 1. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, Hazine tarafından, kadastro tespiti 1954 yılında yapılan dava konusu taşınmazın 17.08.1977 tarihinde yapılıp onaylanan kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle açılmış olup, tespitten sonraki hukuki nedene dayalı olarak dava açıldığı anlaşılmakla; temyiz inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin 23.1.2020 tarih 1 sayılı kararı ile Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 31.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kök murislerine ait dava konusu 6 parça taşınmazın davalıların murisi ....., kendi murisleri ve kök murisin kızı olan ..... mal kaçırmak amacıyla devredildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile murisleri .... miras payı oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılardan ....davanın reddini savunmuş, diğer davalılar usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı ... Vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1966 KARAR NO : 2022/1500 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/03/2021 NUMARASI : 2019/629 2021/204 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) istemine ilişkin açılan dava hakkında kurulan hükmün istinaf incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili 16.12.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle ; Kaş İlçesi, Çavdır Mahallesi, 113 ada 174, 175, 176, 177, 178 parsel sayılı taşınmazlar ile 309 ada 2, 3, 4, 5, 7 (eski 1 parsel), 8 (eski 1 parsel) sayılı taşınmazların muris Ramazan Güvenç'ten ve davalıların babası olan muris Yusuf Güvenç'ten miras yoluyla intikal ettiğini, ilk orman olarak tespit edildiğini, ancak 1994 yılında orman kadastrosu ile 2B...

            Dava dilekçesi içeriğine göre davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, kadastro tespitinin kesinleştiği 1958 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek davanın...

              Asıl ve birleştirilen davalar; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir. Bilindiği üzere; bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar. Ne var ki; Mahkemece, bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirildiği söylenemez....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı taraf murisleri adına tapuda kayıtlı taşınmazın isim benzerliğinden dolayı yanlışlıkla icra takibi yapılarak haczedilerek satılması nedeniyle davalı adına tescil edildiğinden tapu kaydının iptali ile murisleri adına tescil istedikleri, genel kadastro sonucu oluşan tapu kaydının tespitten önceki tapuya dayanılarak iptal ve tescil isteminde bulunmadıkları anlaşıldığından 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi ve Başkanlar Kururu kararı gereğince temyiz incelemesi görevi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay 1.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 14.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Diğer taraftan, davacı taraf, 15.11.2007 ve 17.03.2008 havale tarihli dilekçelerinde de, açıkça davanın 4721 sayılı TMK’nın 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğunu bildirmişlerdir. Şu haliyle, iddianın ileri sürülüşüne ve dosya kapsamına göre, eldeki dava, 4721 sayılı TMK’nın 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan bir tapu iptali ve tescil davası bulunmadığına göre, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu