Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.07.2008 gün ve 2008/6703-10336 sayılı bozma kararında özetle, “Dava dilekçesindeki sava göre davacı Yönetim tarafından taşınmazın tapudaki niteliğinin değiştirilmesi istenmeyip, tapuda özel mülk olarak Hazine adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilinin istendiği, mahkeme kararının gerekçesinde sözü edilen Yargıtay 1....

    Yönetiminin Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yönelterek kendi adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın vasfının düzeltilmesi istemi olmayıp, Hazine adına özel mülk olarak tapuda kayıtlı olan taşınmazın niteliğinin kamu malı orman olarak düzeltilmesi, başka bir anlatımla Hazine adına özel mülk olarak kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemine ilişkin olduğundan kararın gerekçe kısmında sözü edilen 1. Hukuk Dairesi kararı bu davaya emsal olamaz. Orman Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 31.10.1985 günlü 3234 Sayılı Yasanın 34 ve 37. maddelerine göre bu yetki ve görev Orman Genel Müdürlüğüne verilmiştir....

      Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu 1052 parselin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Arazi kadastrosu 1982 yılında yapılmıştır. Çekişmeli 1052 parsel 31.07.1996 tarihli komisyon kararının kesinleşmesi üzerine 20.09.1996 tarihinde 13310 m2 tarla niteliğiyle ve komşu 286 parsele ait 189 yazım numaralı vergi kaydının miktar fazlası olması nedeniyle Hazine adına tapuya tescil edilmiş, davacı taşınmazın 50-60 yıldır zilyedliğinde olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Bozma kararına uyulmakla birlikte bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir....

        Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 7111.92 m2 ve (B) harfi ile gösterilen bölümlere ait tapunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmekle Dairenin 08/06/2010 gün 3670-7956 sayılı kararı ile “Mahkemece dava tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun bulunup bulunmadığı araştırılarak, var ise orman tahdidine ilişkin tüm belgeler getirtildikten sonra çekişmeli taşınmazın tahdit hattındaki konumunun bilirkişiler marifetiyle tahdit haritası ve kadastral paftanın aynı ölçekte çakıştırılarak belirlenmesi, yörede kesinleşmiş orman kadastrosu yok ise bu sefer en eski ve tespit tarihinden 15-20 yıl öncesi memleket haritaları, dayanağı hava fotoğrafları ve amenajman planları getirtilerek çekişmeli taşınmazın bu belgelerdeki niteliğinin belirlenmesi, orman sayılmayan yerlerden olduğu tespit edildiği takdirde bu kez...

          Hukuk Dairesinin 24.06.2014 tarihli ve 2014/3499 Esas, 2014/6830 Karar sayılı ilamıyla; "Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin kesin hüküm bulunduğu ve evveliyatının orman olduğu kabul edilerek orman tahdidine itiraz ve tescil davasının reddine, arazi kadastrosu yapılırken oluşan tapu kaydının hukuki değeri bulunmadığı gerekçesiyle de tazminat isteminin reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli olmadığı, mahkemece kesin hüküm olduğu kabul edilen Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22.01.2009 tarihli ve 2007/589 Esas, 2007/23 Karar sayılı kararının konusunun, kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu, davanın kesinleşen orman kadastrosu iddiasına dayalı olarak açıldığı ve sonuçlandırıldığı, eldeki davanın dayanağı olan vakıanın ise, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün orman kadastrosu içine alınması işlemine karşı 6831 sayılı Kanunun 11 inci maddesi uyarınca 10 yıllık süre içinde açılan itiraz niteliğinde olduğu...

            Aksi halde, yani taşınmazın orman niteliğini yitirmediği belirlendiği takdirde ise, çekişmeli yerin orman sınırları içine alınmasına ve kullanım kadastro tesbitlerinin iptali ile kullanım kadastro parsellerinin orman niteliğiyle tapuya tescillerine karar verilmeli, eğer, çekişmeli taşınmaz hakkında kullanım kadastro tutanağı düzenlenmemiş ve çekişmeli taşınmazın orman niteliğini kaybettiği belirlendiği takdirde, ise, orman tahdidine itiraz davası yönünden davanın reddine, tescil talebi yönünden ise, genel mahkemeler görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmeli, aksi halde ise, yani çekişmeli taşınmaz hakkında kullanım kadastro tutanağı düzenlenmemiş ve çekişmelitaşınmazın orman niteliğini kaybetmediği yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek belirlendiği takdirde ise, çekişmeli taşınmazı kapsayan 2/B madde uygulaması iptal edilerek çekişmeli taşınmazın orman sınırları içine alınmasına karar verilmeli ve son olarak şayet çekişmeli taşınmaz hakkında kullanım kadastro tutanak veya tutanakları...

              Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1963 yılında yapılan tapulama sırasında gerçek kişiler adına yapılan tesbitine karşı Orman Yönetimi tarafından itiraz edilmesi üzerine, Tarım Bakanlığı mütalaasına göre çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlenerek, mahkemenin 1968/51 ve 1969/326 sayılı kararıyla davaların reddine karar verildiği ve gerçek kişiler adına hükmen tapu kaydı oluştuğu, böylece taşınmazın orman olmadığı konusunda Hazine yönünden kesin hüküm gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; HGK.nun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086-174 sayılı kararında ve dairenin bir çok kararında kabul edildiği gibi kesin hükmün varlığı, kesinleşmiş orman kadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmaz. 6831 Sayılı Yasanın, orman kadastrosuna ilişkin hükümleri diğer kadastro yasaları gibi tasviye amacını güder. Orman kadastrosu işlemlerine karşı ilgilileri tarafından açılacak davalar için tanınmış olan süreler hak düşürücü sürelerdir....

                Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1963 yılında yapılan tapulama sırasında gerçek kişi adına yapılan tesbitine karşı Orman Yönetimi tarafından itiraz edilmesi üzerine, Tarım Bakanlığı mütalaasına göre çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlenerek, mahkemenin 1967/150-1969/63 sayılı kararlarıyla davaların reddine karar verildiği ve gerçek kişi adına hükmen tapu kaydı oluştuğu, böylece taşınmazın orman olmadığı konusunda Hazine yönünden kesin hüküm gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; HGK.nun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086-174 sayılı kararında ve dairenin bir çok kararında kabul edildiği gibi kesin hükmün varlığı, kesinleşmiş orman kadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmaz. 6831 Sayılı Yasanın, orman kadastrosuna ilişkin hükümleri diğer kadastro yasaları gibi tasviye amacını güder. Orman kadastrosu işlemlerine karşı ilgilileri tarafından açılacak davalar için tanınmış olan süreler hak düşürücü sürelerdir....

                  Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1963 yılında yapılan tapulama sırasında gerçek kişi adına yapılan tesbitine karşı Orman Yönetimi tarafından itiraz edilmesi üzerine, Tarım Bakanlığı mütalaasına göre çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlenerek, mahkemenin 1968/381-1969/62 sayılı kararlarıyla davaların reddine karar verildiği ve gerçek kişi adına hükmen tapu kaydı oluştuğu, böylece taşınmazın orman olmadığı konusunda Hazine yönünden kesin hüküm gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; HGK.nun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086-174 sayılı kararında ve dairenin bir çok kararında kabul edildiği gibi kesin hükmün varlığı, kesinleşmiş orman kadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmaz. 6831 Sayılı Yasanın, orman kadastrosuna ilişkin hükümleri diğer kadastro yasaları gibi tasviye amacını güder. Orman kadastrosu işlemlerine karşı ilgilileri tarafından açılacak davalar için tanınmış olan süreler hak düşürücü sürelerdir....

                    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/47 KARAR NO : 2021/568 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TARİHİ : 04/12/2018 NUMARASI : 2015/699 2018/535 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşınmazın Orman Niteliğinin Çekişmeli Olması Nedeniyle) KARAR : Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/699 Esas ve 2018/535 Karar sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla tüm dosya incelendi. Gereği düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu Keşan İlçesi Mercan Köyü hudutları içerisinde kalan 407 parsel sayılı taşınmazın 3302 Sayılı Yasa uygulaması haritasına göre kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığından Keşan İlçesi Mercan Köyü hudutları içerisinde kalan 407 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Orman vasfında Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu