Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....
Böylece arazi ile muhdesat arasındaki bağlantı kesilmiş ve aşağıdaki koşulların oluşması halinde ise, bina sahibine ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalı aleyhine 06.09.2010 gününde verilen dilekçe ile taşkın inşaat sebebiyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 551 parsel sayılı taşınmazına yapmış oldukları ev ahır ve samanlığın 184 m2 kısmının davalıya ait 552 parsel sayılı taşınmazın içinde kaldığını belirterek bu kısmın tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini talep etmişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece davacılar yeni malike karşı Türk Medeni Kanununun 725. maddesine göre talepte bulunamayacağından husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir....
DELİLLER: Tapu Kaydı, Adli tıp ve jandarma kriminal incelemeleri, 05/12/2000 tarihli sözleşme vs. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEP : Dava, tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil, terditli olarak TMK 725.maddesi gereğince taşkın inşaat nedenine dayalı temliken tescil istemlerine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 706. Maddesi, Türk Borçlar Kanununun 237. ve 2644 sayılı Yasanın 26. maddeleri gereğince tapu dışı yapılan satışlara geçerlilik tanınmasına olanak yoktur. Bu bakımdan harici satış sözleşmesinin tarafları arasında mülkiyete ilişkin hak doğurması mümkün değildir....
Söz konusu ana taşınmaz 5.000 metre kareden büyük olduğunu, mahkeme iyi niyetimizi hiçe sayarak karar verdiğini, bu durumda müvekkilime ait ev yine var olacak ve davalılar tarafından kullanılacağını, yıkılması söz konusu olmayacağını, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Tokat 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/105 esas, 2022/210 karar sayılı dava dosyasında verilen tapu iptali ve tescil (başkasının taşınmazına bina yapımı nedeniyle) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tapu iptali ve tescil (başkasının taşınmazına bina yapımı nedeniyle) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01.12.2020 NUMARASI : 2019/666 Esas - 2020/518 Karar DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.12.2020 tarih ve 2019/666 Esas, 2020/518 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından Manisa ili Akhisar İlçesi Ballıca Mahallesi 550 parsel sayılı taşınmazına, aynı yer 551 parsel sayılı taşınmaz malikleri olan müvekkillerinin yaptığı bir kısım yapıların 84,63 m2 tecavüzlü olduğu gerekçesi ile Akhisar 2....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., maliki olduğu taşınmaza iyiniyetle yaptığı bina ile bina çevresindeki beton zeminin davalıların malik olduğu 938 parsel sayılı taşınmaza taşkın olduğunu, bina değerinin zemin değerinden fazla olduğunu ileri sürerek, binanın zorunlu kullanım alanı ile birlikte 938 parsel sayılı taşınmazdan iptali ile adına tescilini veya irtifak hakkı kurulmasını veya şimdilik 8.000 TL yapı bedelinin davalılardan alınmasını istemiştir. Birleştirme kararı verilen davada, davacılar, davalı ...’nın yaptığı ve bina çevresindeki beton zemin ile maliki oldukları 938 parsel sayılı taşınmaza elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve yapıların kal’ini istemişlerdir. Mahkemece, tapu iptali ve tescil ile ikinci kademedeki tazminat istemlerinin reddine; birleşen davanın kabulü ile elatmanın önlenmesine ve yapıların kal’ine karar verilmiştir....
Taşınmaz malikine, Kanunun 730. maddesiyle taşınmazını taşkın olarak kullanmama ve başkasına zarar vermeme yükümlülüğü getirimiş; 738. maddesiyle ise kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara ve onların üzerindeki yapılara zarar vermekten kaçınma zorunluluğu getirilmiştir. Taşınmaz malikinin taşınmazını taşkın olarak kullanıp kullanmadığı ve başkasına zarar verip vermediğini belirlemedeki ölçü yerel adettir. Kuşkusuz yerel adet belirlemesinin yanında bu gibi davalarda çözüm özen ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi görüşüne de başvurmak gerekir....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır....
Türk Medeni Kanununun 718.maddesine göre, arazi mülkiyeti kapsamına yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Dolayısıyla, yıkımı dava konusu yapılan binada davada taraf olmayan kayıt malikinin de hakkı bulunmaktadır. Kaldı ki, davalı adına tescil edilen taşınmaz bölümlerinde de dava dışı paylı malik ...’nın Türk Medeni Kanununun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkı vardır. Gerek yıkımı dava konusu edilen bina sebebiyle gerekse tapu maliki olması nedeniyle HUMK'nun 73.maddesi gereğince malik ...’nın taraf olması sağlanarak iddia ve savunması tespit edilmeden aleyhine hüküm tesisi doğru değildir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ. Yargıtay Cumhuriyet Savcılığının HUMK'nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteminin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, ve gereği yapılmak üzere karardan bir örneğin ve dosyanın Yargıtay Başsavcılığına gönderilmesine, 11.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....