Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yerel mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiş bulunduğundan davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacının istemi terditlidir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş, bu istemi kabul görmedği takdirde ise tazminat talep etmiştir. Bozma kararımız doğrultusunda tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiş ise de, davacının ikinci kademedeki tazminat talebine ilişkin olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, bu yönde inceleme yapılarak bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur....
Değerlendirme ve Gerekçe Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. Devlet ormanlarının mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait olduğundan ve TMK'nun 1007 maddeden doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtildiğinden davalı tarafın husumete yönelik itirazı yersizdir. Davalı tarafın zamanaşımına ilişkin itirazının incelenmesine gelince; TBK'nun 146. maddesine göre uygulanması gereken zamanaşımı süresi 10 yıldır. Tapu iptale ilişkin karar 2017 yılında kesinleşmiş olup, eldeki dava 2017 yılında açıldığından bu itiraz yersizdir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....
Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (YHGK'nun 05/03/2003 gün ve 2003/19- 152 E. - 2003/125 K.; 29/09/2010 gün ve 2010/14- 386 E. - 2010/427 K.; 15/12/2010 gün ve 2010/13- 618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... ile davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 9.7.2001 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, kabul edilmediği takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 2.6.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı kısmi tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmazdaki paya düşen oranda tazminat isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesince asıl davada tapu iptali ve tescil isteminin reddiyle tazminatın tahsili isteminin kabulüne, birleşen davada ise tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne dair verilen 19.12.2014 tarihli ve 2014/319 E., 2014/426 K. sayılı direnme kararının incelenmesi asıl davanın davacısı ... vekili tarafından istenilmesi üzerine, Hukuk Genel Kurulunun 22.11.2017 tarihli ve 2017/14-2265 E., 2017/1435 K. sayılı ilamı ile karar bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece bozmaya uyularak karar verilmiş ve dosya tekrar Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiş ve hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmişse de; davacı vekili vekalet yetkisine dayalı olarak davadan feragat ettiğini bildirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacıların talebinin yasal dayanağının bulunmadığı ve öte yandan, mahkemenin yargı çevresinde kadastro çalışmalarının 1957 yılında kesinleştiği, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiğini ve hak düşürücü sürenin yanlış değerlendirildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: İstinaf yolu ile dairemiz önüne getirilen uyuşmazlık; davanın reddine dair kararın isabetli olup olmadığına ilişkindir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir....
Şöyle ki; Yalova 1.AHM.nin 2009/342 esas sayılı dosyasıyla birleştirilen aynı mahkemenin 2009/353 esas sayılı dosyasında, davalı T1 ve diğer kat irtifak hakkı sahiplerine karşı T5nün açtığı tapu iptali ve tescil davasında 12.03.2013 günü verilen kararda tapu kayıtlarının iptaline ve davalı tarafın taşınmaza vaki müdahalelerinin men'ine karar verilmiştir. Bu karar, Yargıtay 20.HD.nin 02.06.2014 tarih ve 2014/3622- 5911 EK s.lı ilamıyla; tapu iptallerine yönelik dava yönünden onanmasına, el atmanın önlenmesi ve kal istemi yönünden ise bozulmasına karar verilmiştir. Karar düzeltme istemi de 22.01.2015 tarih ve 2014/7626 E, 2015/358 K, s.lı ilamla reddedilmiştir. Dolayısıyla tapu kayıtlarının iptallerine ilişkin kurulan hükmün 22.01.2015 günü kesinleştiği anlaşılmaktadır....