Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 30/04/2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Bilindiği üzere, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı Kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir....

    Davalı ... da açtığı karşı dava ile tapu tahsis belgesi ile kullandığı taşınmazına ... tarafından yapılan elatmanın giderilmesi ve yapının taşkın bölümünün kal'ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davacı ...'ın açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddine, ...'ın açtığı elatmanın önlenmesi ve kal davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı ...'ın açtığı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin verilen ret hükmü usul ve yasaya uygun bulunduğundan bu hükme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacının, mahkemenin karşı dava bakımından verdiği meni müdahale ve kal'e yönelik hükmü hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; Karşı dava davacısı ... 3 parsel numaralı taşınmazda mülkiyet sahibi olmayıp tapu tahsis belgesi ile kullanan zilyedidir. Taşınmazın kayden maliki ... Belediyesidir....

      Davalı Hazine vekili idari yargının görevli olduğunu belirterek usul ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, uyuşmazlık mahkemesinin 04.05.2015 gün ve 2015/249 Esas ve 2015/274 sayılı Kararına göre 2981 sayılı Kanun gereğince düzenlenen tapu tahsis belgesine dayalı olarak açılan davalara bakma görevinin idari yargı yerinde olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir....

        Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.06.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, 907 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 400 m2’lik bölümünün davalı Hazine tarafından 14.11.1988 tarihli tapu tahsis belgesi ile kendisine tahsis edildiğini, tahsis bedelin ödendiğini belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı Hazine, imar planı iptal edildiğinden tescil imkanı bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur....

            Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı Kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir....

              Davacı, 33035 ada 23 parsel sayılı taşınmazda davalı hazineden aldığı 20.08.1986 tarihli ve davalı ... Belediyesinden aldığı 13.08.1986 tarihli tapu tahsis belgelerine dayanarak hak sahibi olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizin 16.11.2007 tarihli bozma ilamı üzerine, mahkemece davalı ... Belediyesi Encümeni’nin 14.2.2008 tarih 271 karar numaralı kararı ile tapu tahsis belgesi iptal edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Dairemizin bozma ilamı sonrasında davalı ... Belediyesi Encümeni’nin 13.8.1986 tarihli tapu tahsis belgesini iptal ettiği anlaşılmaktadır. .Davacı tarafça bu işlemin iptali için idari dava açılıp açılmadığı araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekir....

                Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.10.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.06.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar, tapu tahsisin mülkiyet belgesi olmadığını, zaman aşımının gerçekleştiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu tahsis belgesi kapsamı müstakil bir imar parselini oluşturmadığından bahisle dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....

                    Mahkemece davanın kabulüne, 14 sayılı parselin 16700/19350 payının iptali ile davacı adına tesciline dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 18.01.2007 gün ve 2006/15498 Esas 2007/192 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 4.12.1996 gün ve 1996/763-864 sayılı kararında belirtildiği üzere, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi değildir. Tapu tahsis belgesi sadece belge sahibinin fiili kullanmasını belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı da mutlaka adına tahsis yapılan kişiye tescil olanağı sağlamaz. Tahsis kapsamındaki bir yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için öncelikle hukuken geçerli bir tahsis belgesinin varlığı gerekir. Olayda; hukuken geçerliliğini yitirmemiş tapu tahsis belgesi bulunduğu sabittir....

                      UYAP Entegrasyonu