TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/01/2021 NUMARASI : 2018/115 ESAS, 2021/145 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : KARAR TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı T3 A.Ş.'nin Beyoğlu 17. Noterliğinin 01/04/2016 tarih ve 6980 yevmiye numaralı "Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesi" imzaladıklarını, sözleşmenin karşılıklı edimleri uyarınca davalı Dumankaya isimli şirketin İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, Samandıra Mahallesi, 1933 parsel, E2 blok 4....
Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacak ve davacının terditli talepleri hakkında karar verilecektir. Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davada satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedellerin iadesi şeklinde terditli taleplerde bulunulmuştur. Taraflar arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi feshedilmedikçe hukuken geçerliliğini korumakta, ayakta durmakta olup taraflar sözleşmeler ile üstlendikleri edimlerini yerine getirmek, yükümlülüklerine uymak zorundadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmeler halen yürürlükte olup feshedilmedikçe hukuken geçerliliğini korumaktadır. Davacı satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini talep ettiğinden taşınmazın bedelini ödeme yükümlülüğü halen devam etmektedir....
DELİLLER : Tapu kaydı, tapu devir protokolü, yapı kullanma izin belgesi, eksper raporu, banka ipotek kayıtları, gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi ve ekleri, keşif, bilirkişi raporları, davalı Emay İnşaat...AŞ. tarafından düzenlenen 21/06/2018 tarihli taahhütname, mimari proje , Kentplus Site Yönetiminin 01/04/2019 tarihli yazısı ve ekli 23/03/2014 tarihli Kentplus Site Yönetimi bilgi edinme formu, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesine (yüklenicinin temlikine) dayalı davacı adına tapuya tescil edilen taşınmazın tapu kaydındaki davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin fekki, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı ön ödemeli konut satış sözleşmesi uyarınca tüketici sıfatına haiz, davalı Emay....AŞ ise ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi (satıcı) konumunda bulunmaktadır....
Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek borçlusu ve alacaklılarının işbu dava dosyasında davalı olduğu, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalılar aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
Taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadinden (ön ödemeli konut satış sözleşmesinden) kaynaklanan tapu iptali ve tescili, taşınmazın teslimi ile taşınmaz üzerindeki ipotek, rehin ve hacizlerin kaldırılması talepli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile tapu iptali ve tesciline, taşınmaz üzerindeki ipotek, rehin ve hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Elbette cebri icra ile ilgili olarak temel yasa niteliğindeki İİK menfi tespit davalarında icranın durdurulmasını özel koşullara bağlamıştır. Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda; itiraz eden banka aleyhine ayıbın giderilmesi istemli dava açılarak; ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
, taahhüt, haksız fiil ve sair borç doğuran bir hukuki ilişki bulunmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, eksik nispi harcın ikmali gerektiğini, müvekkili banka tarafından taşınmaz kaydına tesis ve tescil edilen ipoteğin huzurdaki davaya konu taşınmazın adi yazılı şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinden önce gerçekleştiğini, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipoteklerinin fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan takyidatlar kabul edilerek devralındığını, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemediğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Yapı ve T6 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu ipoteğin müvekkili banka ile diğer davalı şirket arasında imzalanmış olan genel kredi ve teminat sözleşmeleri kapsamında kullandırılan krediler sebebiyle tesis edildiğini, ipotek limitine konu tutarın müvekkili bankaya ödenmeden ipoteğin kaldırılmasının hukuken mümkün olmadığını, İDM'ce müvekkili bankaya sınırsız sorumluluk izafe edilerek müvekkili bankanın tapu kayıtlarına güvenen ipotek lehtarı olduğu hususu göz ardı edilerek tedbir kararı verildiğini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılması taleplerinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak davaya konu taşınmazın kaydındaki tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan arındırılmış tescil, ipoteklerin ve hacizlerin fekki ile bedel istemine ilişkindir....
Kat 342 numaralı bağımsız bölüm üzerine davalılar yönünden yapılacak satış işlemleri ile ipoteğin paraya çevrilmesini de engeller mahiyette 3. Kişilere satılmasını ve devredilmesini önlemek amacıyla dava sonuna kadar davalıdır şerhi işlenerek tedbir konulmasına, iş bu ara karar gereği Esenyurt tapu sicil müdürlüğüne bildirilmesine " karar verildiği, 23/12/2021 tarihli ara karar gereği "... İpotek alacaklısı ile ipotek borçlusunun işbu dava dosyasında davalı olduğu, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescili istemine ilişkin talep dolduğu ve davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
satış sözleşmesinin banka açısından hüküm ifade etmediğini, bankanın; tapu kanununun 26/5. maddesi ve türk medeni kanunu' nun 1023. maddesi kapsamında satış sözleşmesinden haberdar olmayan ve haberdar olması da mümkün olmayan iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, davaya konu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, ancak bankanın taşınmazın kaydına ipotek tesis ettiği tarihte taşınmazın kaydına şerh edilmiş bir satış vaadi sözleşmesi olmadığını, davacı tarafın; diğer davalı ile akdettiği satış sözleşmesinin sıhhati için gerekli özeni göstermediğini, Banka tarafından anılan taşınmaz üzerine ipotek tesis edilmesi esnasında, öncesinde ve sonrasında taşınmaz kayıtlarına şerh edilmiş herhangi bir satış vaadi sözleşmesi şerhi olmadığını, bu hususun tapu kayıtlarından da açıkça görüleceğini, bankanın yasalar gereğince ve basiretli bir tacir olarak, taşınmazlar üzerine ipotek tesis ederken tapu kayıtlarını incelediğini, davacı tarafın bu...