Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 03/02/2015 NUMARASI : 2014/232-2015/68 Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.03.2014 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....
Davalı T7 cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf 20/10/2018 tarihli Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi gereğince sözkonusu taşınmazın hacizsiz ve takyidattan ari olarak tapunun iptali ile tescilini talep ettiğini, Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmelerinin geçerlilik koşulu resmi şekilde yapılması olup, noterlikte düzenleme şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, davacı taraf 20/10/2018 tarihli Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi gereğince sözkonusu taşınmazın hacizsiz ve takyidattan ari olarak tapunun iptali ile tescilini talep ettiğini, söz konusu Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin tarihi davacı yanın beyanına göre 20/10/2018 olmasına karşın söz konusu taşınmaz kaydına müvekkili şirket lehine tesis edilen 70.030.000.000 TL müşterek taşınmaz mal ipoteğinin tesis tarihi 08/09/2016 olduğunu, müvekkili şirket iyiniyetli üçüncü şahıs olup, ipotek tesisi tarihinde Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi henüz imzalanmamış ve tapuda da tescili/şerhi bulunmadığını, müvekkili şirketin söz konusu...
Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24/10/2014 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki şerhin terkini istemine ilişkindir. Davacı vekili; 293 ada 78 parsel sayılı 317,00 m² yüzölçümlü taşınmazın kısmen kıyı kenar çizgisi içerisine kalması nedeniyle dava dışı tapu malikleri aleyhine açılan davada Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/02/2012 tarih ve 2011/580 – 2012/60 E....
Bundan ayrı; davanın açıldığı tarihe kadar da satış vaadine ilişkin şerhin sicilden silinmediği açıktır. Satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerhi lehine şerh konan kişinin sözleşme ile edindiği kişisel hakkını güçlendirir ve bu şerhle kazanılan hak sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilir. Gerçekten 2644 sayılı Tapu Kanununun 26/5.maddesinde sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl içinde satış yapılmazsa gayrimenkul siciline verilen şerhin tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından re'sen terkin olanıcağına dair hüküm bulunmaktadır. Ancak 2644 sayılı Tapu Kununun 26/5 maddesinin Tapu Sicil Tüzüğünün 78/4.maddesi karşısında terkin işleminin Tapu Sicil Müdürlüğü veya memurunca re'sen yapılacağı veya şerhin kendiliğinden hükümsüz kalacağı şeklinde anlamamak, terkin işleminin ancak 5 yıllık sürenin geçmesi ve taşınmaz maliklerinin bu sürenin geçtiğini belirterek terkin talep etmeleri üzerine yapılacağı şeklinde kabul etmek gerekir....
Bilindiği gibi, tapu kaydındaki dayanağı kalmadığı ileri sürülen kayıtların terkini ilgilisinin oluru, yetkili makamın yazısı veya mahkeme kararı ile olanaklıdır(TMK. m.1026-1027). Somut olayda da; ortaklığın giderilmesi davasının davacısı ... tapu kaydındaki şerhlerin terkini için satış memurluğuna ve tapu sicil müdürlüğüne başvuruda bulunmuş, ancak istemi karşılanmadığından ortaklığın giderilmesine karar veren mahkemeden istemde bulunmuştur. Bu istemin tapudaki şerhin lehtarlarına yöneltilecek bir davada ileri sürülmesi gerekir. Çünkü, orta yerde bir tarafın başvurusu ile mahkemenin bir hakkın doğumuna, değiştirilmesine, sona ermesine veya korunmasına karar verilmesi hali olarak tanımlanan çekişmesiz yargı işi yoktur. Bu nedenlerle davacının istemi bir dava gibi değerlendirilmemiştir. Diğer yandan, HUMK'nun 427.maddesinde de açıkça belirtildiği gibi usule ve esasa ilişkin nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir....
İcra Müdürlüğünün 1999/1861 Esas sayılı dosyasından 05.04.1999 tarih ve 2732 yevmiye sayılı ve yenileme ile 06.05.2003 tarih ve 4703 yevmiye sayılı haciz şerhlerinin işlendiğini, dava konusu haciz şerhlerinin işlenmesinden önce, adı geçen taşınmazın tapu kaydına 15.12.1998 tarihinde davacının satıcısı olan ... 'nin temlik edeni ... lehine gayrimenkul satış vaadi şerhinin işlenmiş olduğunu, mülkiyetinin dayanağını oluşturan 11.12.1998 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin dava konusu haciz şerhlerinden daha önce mevcut olduğunu ileri sürerek, adı geçen haciz şerhlerinin fekkini talep etmiştir. Tasfiye Halindeki ...'nin hak ve alacaklarını temlik alan ... vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu haciz şerhlerinin iptaline karar verilmiştir. Hükmü, davalı ...Ş. vekili temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Somut olayda , dava konusu taşınmaz dava dışı .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.12.2005 gününde verilen dilekçe ile kira sözleşmesi şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.11.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 5 parsel sayılı taşınmaz kaydına 17.01.2002 ve 06.11.2002 tarihli kira sözleşmesi uyarınca şerh konulduğunu, ancak sözleşmenin 28.02.2005 tarihinde fesh edildiğini ileri sürerek tapu kaydındaki şerhin terkini isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydındaki kira sözleşmesine dair şerhin terkini isteğine ilişkindir....
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....
Gerçekten 2644 sayılı Tapu Kanunun 26/5. maddesinde sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl içinde satış yapılmaz ise gayrimenkul siciline verilen şerhin tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından resen terkin olunacağına dair hüküm bulunmaktadır. Somut olayda satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verildiği 08.08.1991 tarihinden itibaren 5 yıl geçtiği halde satış işlemi yapılmadığında tarafların bir uyuşmazlığı yoktur. Ancak Tapu Kanunun 26/5 maddesinin Tapu Sicil Tüzüğünün 69/4 maddesi karşısında terkin işleminin Tapu Müdürlüğü veya memurlarınca resen yapılacağı veya şerhin kendiliğinden hükümsüz kalacağı şeklinde anlamamak, terkin işleminin ancak 5 yıllık sürenin geçmesi ve taşınmaz maliklerinin bu sürenin geçtiğini belirterek terkin talep etmeleri üzerine yapılacağı şeklinde kabul etmek gerekir....