Hazine, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya müdahil olmuştur. Kadastro mahkemesince, dava mülkiyete ilişkin olduğundan mahkemenin görevsizliğine ve dava dosyasının görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ile müdahil davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince 1990 yılında yapılan ve 1993 tarihinde genel arazi kadastrosu ile birlikte ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro çalışmaları sırasında ... köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmaz orman vasfıyla Hazine adına tespit görmüş ve tespitin kesinleşmesi ile taşınmaz tapu kaydına Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı ...’a vesayeten ... vekili, söz konusu orman parseli içerisinde yer alan yaklaşık 10 dönümlük alanın müvekkili ... tarafından 1994 yılında satın alındığını ve tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının kısmen iptali ile davacı adına tapuya tescilini, olmadığı takdirde tapu kaydına güven ilkesi gereğince şimdilik 100.000,00.-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir....
nın 1024.(932.) maddesi gereğince yolsuz tescil niteliğinde olduğu, Anayasanın 169 ve 170. maddelerindeki 2924 Sayılı Yasada ve 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesinde özel olarak düzenlenen Devlet Ormanları ve nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin özel yasalarına tabi olduğu, H.G.K'nun 24.03.1999 gün 1999/1-170-167 ve 21.02.1990 gün 1989/1-700-101 kararlarında belirtildiği gibi, aslında özel mülkiyete konu olmayan taşınmazlar her nasılsa tapuya tescil edilmiş olsa bile, bu durum taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden tescil işlemi yok hükmünde olup, bu tür taşınmazlar hakkında M.Y.'...
Mahkemece davacıların tapu kaydındaki eksikliğin fen bilirkişisinin 27.3.2003 günlü ek raporuna ekli haritada (D) işaretli yer olduğu ve bu kesim hakkında da kadastro tutanağı düzenlenmediği gerekçesiyle görevsizliğe, 269 parsel hakkında da hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davanın açıklanış biçimine göre, bu davanın 115 ada 269 parsel hakkında olmayıp bu parsele uygulanan tapu kaydı kapsamında kalan komşu taşınmazlara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Fen Bilirkişisi Osman'ın 27.3.2003 tarihli raporunda (D) işaretli yerin 269 parsel içinde mi yoksa bu parselin doğusunda kalan orman parseli içinde mi kaldığı ve orman parseli hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği ya da 3402 sayılı Yasanın 22/son maddesi uyarınca işlem yapılıp yapılmadığı açıklanmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava konusu ... köyü öncesi 63 parseli sayılı 12950 m2 yüzölçümündeki taşınmazdan ifrazen oluşan 855 parsel tarla niteliği ile Hazine, 857 parsel orman niteliği ile Hazine, 856 parsel tarla niteliği ile Hazine, ... ve ... adlarına tescil edilmiştir. Davacı vekili, söz konusu taşınmazların murisler Agup ..., ..., ... adına tescil edilmesi gerektiği iddiasıyla dava açmışlardır....
Mahallesi (Köyü) 8342 ada 11 sayılı parselin 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içerisindeyken, 1988 yılında yapılan ve kesinleşen 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde olduğu göz önünde bulundurulmadan 1970 yılında yapılan genel kadastro sırasında 199 sayılı parselin tapuya tescil edilip daha sonra ifraz edilerek dava konusu parselin davalı adına tapu kaydı oluşturulduğunun, hukuki dayanaktan yoksun ve yolsuz tescil niteliğindeki davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Hüküm davalı gerçek kişiler ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken yine kesinleşen 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir....
tapuya yolsuz olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır. 1961 Anayasasının 131. maddesindeki orman sınırlarında hiç bir türlü daraltma yapılamaz hükmü 1970 yılında 1255 Sayılı Yasa ile değiştirilmiş ve “orman niteliğini yitiren yerler dışında orman sınırlarında daraltma yapılamaz” şeklini almıştır....
İdaresi, çekişmeli taşınmazın orman tahdit sınırları içerisinde kaldığını ve orman parseli ile mükerrerlik oluşturduğunu ileri sürerek, ... ili ....., ilçesi ... Mahallesi 926 ada 6 parselin tapusunun iptali ile bu kısmın orman vasfı ile Hazine adına 2772 ada 1 parselde kayıtlı tescilin devamına, taşınmaz üzerindeki mükerrer kayıt şerhinin kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 926 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 2772 ada 1 parsel numaralı Orman vasfı ile Hazine adına olan tescil kaydının devamına, 2772 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz tescili üzerindeki 926 ada 6 parsel ile ilgili mükerrer kayıt beyanının terkinine karar verilmiş, hükmün davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava konusu olan ve 43 numara ile gösterilen alanın da köyde 1994-1995 yıllarında yapılan ve 19.07.1995 - 17.08.1995 tarihleri arasında askıya çıkarılarak kesinleşen kısımda ve 342 ada 12 nolu orman parseli içinde kaldığı, bu alan içinde kalan ve orman niteliğinde bulunan taşınmazların kadastro sırasında gerçek kişiler adına tespit ve tescil edilmişse, Orman Yönetimi ya da Hazinenin Asliye ya da Sulh Hukuk Mahkemesinde tapu malikleri aleyhine tapu iptal davası açabileceği anlaşıldığına göre temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 23/12/2009 günü oybirliği ile karar verildi....
Köyü 115 ada 352 parsel, yörede 2001 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 28.04.1954 tarih ve 262 nolu tapu kaydı uygulanmak suretiyle 60390.10 m2 yüzölçümünde ve zeytinlik niteliği ile ...., ....., .............. ve ... adlarına tespit edilmiş, itiraz edilmeksizin kesinleşerek tapuya kaydedilmiştir. Tapu kaydının beyanlar hanesinde "3. derece arkeolojik sit alanında kaldığı"na dair şerh bulunmaktadır. ..., ............ Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.04.1954 tarih ve 1954/160 E. - 1954/267 K. sayılı tescil ilâmı sonucunda oluşan tespite esas tapu kaydının 25340 m2 miktar ve değişir sınırlı olduğunu, miktar fazlasının 3573 sayılı Kanun gereği oluşan ve hiç kimseye tahsis edilmemiş bulunan 66 nolu zeytincilik parseli içinde, bir kısmının da taşlık, çalılık alanda kaldığını ileri sürerek, tapu kayıt miktar fazlasının iptali ile ... adına tescili istemiyle dava açmıştır....