WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyünde 766 sayılı Tapulama Kanunu uyarınca çalılık olarak tapulama harici bırakıldığı ve bu çalışmanın 16/09/1971 tarihinde kesinleştiği, daha sonra aynı köyde 51 nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılan orman kadastro çalışmalarında orman sınırları içerisinde bırakıldığı ve bu işlemin de 16/06/1994 tarihinde 6 ay süreyle ilân edilerek 16/12/1994 tarihinde kesinleştiği, dava konusu yerin ...Köyü kadastro çalışma alanı sınırlarında olması nedeniyle kadastro tutanaklarının ... Köyünde askıya çıkarılması ve kesinleştirilmesinde usûle aykırılık bulunmadığı, taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tapu iptali ve tescil (orman kadastrosuna itiraz) niteliğindedir. Yörede 16/06/1994 tarihinde 6 ay süreyle ilân edilerek 16/12/1994 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....

    Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe gösterilerek karar verilmiş ise de, eldeki davanın ilk olarak açıldığı Kadastro Mahkemesinde davacı Orman Yönetiminin esasen çekişmeli taşınmaz yönüyle yapılan orman kadastro çalışmasının iptali, akabinde çekişmeli taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescil ve müdahalenin önlenmesi olmak üzere 3 adet talep ile dava açtığı, Kadastro Mahkemesince süresinde açılan Orman Kadastrosuna İtiraz istemi gözetilerek orman kadastrosuna itiraz istemi ile ilgili dava elde tutularak görevli olmadığı kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil ile müdahalenin önlenmesi istemleri yönüyle doğru olarak görevsizlik kararı verildiği, bu haliyle davacının Orman Kadastrosuna itiraz isteminin Kadastro Mahkemesinde, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil ile müdahalenin önlenmesi (ayrıca şerhlerinde terkini) istemlerine ilişkin davaların ise Asliye Hukuk Mahkemesinde yargılamasına devam edildiği, her ne kadar taleplere göre...

    Orman Yönetimi, davasında tapu iptali ve tescil talebinde de bulunduğuna göre, mahkemece (P2) nolu taşınmazın orman sınırları içerisine alınması ve tescil talebi yönünden Gördes Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle; davalı ... ve Su İşleri Bakanlığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14/02/2013 günü oy birliği ile karar verildi....

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali tescil, elatmanın önlenmesi ve orman tahdidine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1970 yılında kesinleşen orman kadastrosu vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1954 yılında yapılmış, 31 parsel 5800 m2 yüzölçümünde tarla cinsiyle belgesizden ... adına tesbit ve tescil edilmiştir....

        Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili, ... Köyü 117 ada 1 parselin kısmen 2007 yılında yapılan ve 22.04.2008 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B çalışmasında Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığını bildirerek, davalılar adlarına kayıtlı tapunun iptalini ve Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Birleşen davanın davacıları ise, çekişmeli taşınmazın orman olmadığına ilişkin kesin hüküm bulunduğunu bildirerek, orman sınırlamasının iptaline ve 2/B şerhinin silinmesine karar verilmesini istemişlerdir....

          görülen diğer deliller de toplanarak, yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılıp dava konusu taşınmazların gerçek hak sahibi adına tescil edilmesi, çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağının düzenlenmediğinin, mera özel siciline kaydedildiklerinin tespiti halinde ise uyuşmazlığın orman kadastrosuna itiraz, mera sicil kaydının iptali ve tescil niteliğinde olduğu, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden kadastro mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılıp taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde orman kadastrosuna itiraz davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazların orman sınırları içine alınması ile yetinilmeli; çekişmeli taşınmaz/taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde ise orman kadastrosuna itiraz davası yönünden davanın reddine, mera sicil kaydının iptali ve tescil istemi yönünden ise görevsizliğe karar verilmelidir....

            Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraz ve tescil davası niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 16/09/1996 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, davacı genel mahkemede 10 yıllık süre içinde orman kadastrosunun iptali istemi ile birlikte Medeni Kanunun 713. maddesi gereğince tapusuz olan taşınmazın adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile A ve B harfli 13.500 m2 ve 16.500 m2'lik bölümlerin davacı adına tapuya tesciline ilişkin ilk hükmün davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ilam ile bozulmuştur....

              Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B niteliğindeki tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1946 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1975 yılında 1744 sayılı Yasaya göre yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 2006 yılında yapılıp kesinleşmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, davacı 1946 yılında yapılan orman kadastrosuna itiraz davası sonucu orman sınırları dışında bırakılmasına karar verilen kendisine ait taşınmazın 2/B uygulaması sırasında Hazine adına tapuya tescil edildiği iddiasıyla iptal ve tescil davası açmıştır. Gerçekten de dosyaya ibraz edilen Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesinin 1949/271-1950/7 sayılı kararında davacının babası ... ve ......

                Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ''Davanın yargılaması sırasında, 4999 sayılı Kanun gereğince herhangi bir nedenle dışta kalmış ormanların kadastro çalışması yapılarak 31.08.2005 tarihinde ilân edildiği, ancak, eldeki bu dava nedeniyle çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak söz konusu orman kadastro çalışmasının kesinleşmemiş olup, dava tapu kaydının iptali ve tescili davası ile birlikte orman kadastrosuna itiraza dönüştüğü, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince orman kadastro çalışmasına itiraz davalarına kadastro mahkemesinin bakmakla görevli olduğu, bu durumda; mahkemece, tapu kaydının iptali ile tescil davasının elde tutularak, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ... Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi'' gereğine değinilmiştir....

                  Mahkemenin de gerekçesinde belirtildiği gibi, davanın varlığı, tahdidin kesinleşmesini önler ve bu durumda açılmış bulunan bu davanın orman tahdidine itiraz davasına dönüştüğünün kabulü gerekir. Orman kadastrosuna itiraz davalarında 3373 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesi görevli olup, görev yargılamanın her aşamasında doğrudan doğruya gözetilmesi gereken kamu düzenine ilişkin bir durumdur. Ancak, orman kadastrosuna itiraz davasına bakan kadastro mahkemesince tescil kararı verilemez. Bu nedenle, mahkemece orman kadastrosuna itiraz davası yönünden ayırma kararı verilerek görevsizliğe hükmedilmesi, tescil davasının elde tutulması ve orman kadastrosuna itiraz davası sonucunun beklenmesi gerekirken, tescil istemi yönünden de görevsizlik kararı verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğu"na değinilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu