"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil ... ile ... ve müşterekleri, dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.11.2008 gün ve 385/390 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili duruşmasız olarak incelenmesi ise davalılardan İnayet Teksoy ve müşterekleri vekili ile dahili davalılar ... ve müşterekleri vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.11.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldi. Başka kimse gelmedi....
adına tespit edilmiş ve tutanağın itirazsız olarak kesinleşmesi üzerine 04.05.1968 tarihinde “ölü Reci Müdürü ...” şeklinde tescil edilmiştir. Tapu kaydı dava tarihine kadar intikal görmemiştir. Yargılama aşamasında mahkeme kararı ile, malik hanesindeki ismin “Şükrü oğlu ... ... ...” olarak düzeltildiği anlaşılmaktadır. Davacı TMK'nin 713/2. maddesinde yazılı ölüm sebebine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. TMK'nin 713/2. fıkrasındaki ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında taşınmazın 20 yıllık zilyetlikle kazanılabilmesi için diğer koşulların yanında taşınmazın kayıt malikinin dava tarihinden en az 20 yıl önce ölmüş olması gereklidir. Taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında ölmüş ancak mirasçıları tespit edilmediği için ölmüş kişinin adı belirtilerek tespit edildiği ve tapunun bu şekilde oluştuğu hallerde kayıt maliki ölü olan şahıs değil mirasçılarıdır....
Ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir. Somut olayda dava konusu taşınmaz vergi kaydına dayalı olarak ve senetsizden tarla vasfı ile... adına 17.01.1967 tarihinde tapuya kayıt ve tescil edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.06.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tescil, olmadığı takdirde bedel ve müdahalenin men'i istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 04.12.2008 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 06.10.2009 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Av.... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra glenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı davanın reddini savunmuştur....
Ayrıca, tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı müsteni adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik,tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir. Somut olayda; uyuşmazlık konusu 1470 ada 1 nolu parsel 25.01.1971 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmalarında, 17.05.1957 tarihli tapu kaydı ve K.Evvel 1934 tarih 1611 sıra numaralı tapu kayıtlarına dayalı olarak, paylı mülkiyet şeklinde 4/7 payı davacı ... ve 1/3'er payı da davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir....
Mahkemece, tapulu yerlerin haricen satışı mümkün olmadığından ve davacının zilyetliğini devraldığını iddia ettiği ... ile davalıların irtibatının sağlanamadığından tapu iptali ve tescil davasının reddine, tapulu yerin haricen devri mümkün olmadığından zilyetlik yoluyla da devredilemeyeceğinden davacı iyi niyetli zilyet olmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, tapulu taşınmazın haricen satın alınması ve eklemeli zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde, ödenen bedelin ve taşınmaz üzerine yapılan masrafların davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2021 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Salihli 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Alacak ... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasının kabulüne dair .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 06.11.2013 gün ve 248/256 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı ... vekili, 422 ada 1 parsel sayılı taşınmazın evlilik birliği içinde bedelinin ödenmesi nedeniyle yarı hissesinin davacı adına tescilini, tescilin mümkün olmaması halinde taşınmaz için ödenen bedele istinaden fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere şimdilik 10.000 TL'nin davalı ...'e ödendiği tarihten itibaren yasal faizi ile davacı lehine hükmedilmesini istemiş, 12.10.2011 havale tarihli dilekçe ile iptal tescil isteğinden vazgeçmiş ve 24.04.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 36.237,00 TL'ye yükselterek bu meblağın davalı ...'den tahsilini istemiştir....
Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." 1- Davacı hem TMK 713/2'ye dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açmış hemde toplululaştırmadan kaynaklı tapu iptal ve tescil davası açmıştır. HMK 167. Maddesi gereği mahkeme yargılamanın daha sağlıklı yürümesi için birlikte açılmış davaların ayrılmasına davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Dava dilekçesine bakıldığında davacının TMK 713/2 dayalı açtığı davadaki taraflar farklı dava konusu farklıdır dayanılan dava nedenleri farklıdır. Aynı şekilde toplulaştırmaya dayalı tapu iptal ve tescil davasınında tarafları farklı dava konusu ve nedenleri farklıdır. Mahkemece davanın daha iyi sürdürülebilmesi için her iki davayı ayırarak yargılamaya devam etmesi gerekirken HMK 167....
Aynı maddenin 3 üncü fıkrasındaki “tescil davası” sözcüğünün 1. ve 2. fıkraya göre açılacak davaları kapsadığının kabulü gerekir. (Yargıtay HGK’nın 17.02.2010 tarihli ve 2010/8-58 Esas, 2010/78 Karar, .... -Tescil-Tapu İptali Davaları, 1983-sh;1451). Buna göre, iptal ve tescil isteği nedeniyle davada taraf durumunu almış bulunan kayıt malikinin mirasçıları bakiye harç, avukatlık ücreti ve diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. 3. Değerlendirme 1. Toplanan deliller ve dosya içeriğinden; dava konusu 113 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına dayalı olarak 27.10.1972 tarihine davalı ve dahili davalı gerçek kişilerin mirasbırakanı ... oğlu ... adına tespit edildiği, 27.08.1975 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, ... oğlu Abdurrahman’ın 06.11.1974 tarihinde öldüğü ve taşınmazın 31.12.2012 tarihinde mirasçılar adına intikal gördüğü anlaşılmaktadır. 2. Davacılar, tapu maliki ...'...